Sayı 21 49
Ölen bizdik – Rahime Kaya
hep güne güneşe hasret ölen bizdik ateşe değerken elleriniz yanan bizdik sen kızımın suskunluğunda oğlumun sıkılmış dişlerinde eşimin son gülüşünde gözyaşlarına sarılı tabutumda kapkara saltanatımda bugün gördün beni elinde kahve fincanı seyreylerken göçen bizdik şimdi her kuşun gagasından bin ah yükselir arşa her çığlıkla sallanır yerküre ruhlar dökülür yürekler gömülür içine kırık kırık sen tavaf […]
ŞÜKRÜ BABA -salih aras
Rüzgâra karşı sigara içen bir adam ne kadar mutsuzsa o kadar mutsuzdu Şükrü Baba. Mihrimah Sultan camiinin duvarlarına yaslanmış, Üsküdar’ın arnavut kaldırımlarına sığınmış, başı iki elinin arasında saçlarına sigara yediriyor. Korkun Şükrü Babadan! Sadece ondan değil, bıyıkları sararmış saçları beyazlamış herkesten korkun. Çünkü onlar seneler içinde eksildikçe kendi hayatlarından anlattıkları hikâyeleri çoğalmış insanlar. Hey gidinin […]
PLATONİK – Buket GENÇAYDIN
Seni görünce ritmik yürüyemezdim.Elim ayağıma dolaşır,dilim tutulurdu. Bilmezdin. Öyle uzaktan bakardım sana; ses etmeden,usulca. Görmezdin. Ben seni severdim.Hem seni,hem olmayan bizi severdim. Soğuk bir boşluk vardı sol tarafımda, Hissetmekten alıkoyamadığım, Hiç kimsenin dolduramayacağı bir boşluktu bu. Bilmezdin. Lazımdın,bana sadece sen lazımdın. Gelmedin. Yaşanmışlara üzülürdü insanlar. Bense hiç yaşanmamışlara,asla yaşanamayacaklara… Deliydim ben,sana deliydim. Herkes bilirdi,bir sen […]
MERHAMET – aytül bingöl
Merhamet… Aylarca düşündükten sonra ona olan tutkumun sebebini, bu kanıya varmıştım. Kimselerde olmayan bir merhamete sahipti o. Aşkın sebebi olmazmış, öyle derler. Bu sözü hep işitirdim. İşitirdim de, pek çözemezdim manasını. Sebepsiz bir şey yoktur bu kainatta bana göre. Benim aşkımın da bir sebebi vardı elbet, yumuşacık, pamuklar içinde bir sebep. Küçük sihirli kar taneleri […]
Frambuazlı Çikolata – Emine Nergiz
Kendimi hep bir frambuazlı çikolata gibi hayal ederdim, Hayalin tam ortasında annemin sesi kulaklarımda çınlardı. Sonra geceye meydan okuyan müezzinin sesini duyardım, Yüzlerce kez onun adını tekrarlar ellerimi yüzüme sürerdim. Bütün peygamberler de her gece merhamet arardım, Meryem’in gözyaşlarıyla yüzümü yıkardım. Kadın oluşunun tokatını oda defalarca yemişti elbette, Anlardı beni o yüzden. Nereye dönsem acı! […]
Mite – süleyman çaykara
– Ben geldim – Görüyorum – Bir şey söylemeyecek misin? – Gittiğin gibi geleceğini söylemiştim – Onca yolu bunu duymak için gelmedim ben – Neyi duymak için geldin peki – Beni sevdiğini duymak için geldim ama sen şimdi inkar edersin sevgini – Seni sevdiğimi hiç inkar etmedim ben çünkü seni hep sevdim ben o yüzden […]
Sahaftaki Meçhul Kadın – yasin ertaş
ahh ah benim varla yok arasındaki muhakkak yorgun hüzünlü sevdiğim bilirim akşam olmuştur memleketimde çoğunluk elinde ekmeğiyle evine varmışken -bu azımsanamaz katiyen- kalanı da orda burda olsunlar ama sen sen bir sahaftasındır şimdi tanrım bu en güzel anı günün binlerce elinle karıştırır durursun kitapları her hafta didik didik edersin on on eksilen gözlerinle tozlu rafları […]
KANALİZASYON – ALİCAN BAYAR
hangi ihanet tesadüfle açıklanabilir ve hangi yalan yeniden yeniden örter güneşin önüne geçen bulutlar mı, saklayacak suça meyilli halleri, delikanlılık vurup çıkalı çok oldu kapıdan yontulmuş duygular var nasır bağlı duvarlarında, meyhanenin eskimiş fotoğraf kareleri ah, çoktan geçmişte kaldı geçmiş zaman kipi hiçbir tesadüf benden daha iyi tanıyamaz seni mesela biz, İzmir’in korku kokan kavga […]
Biraz Mutluluk – Barış ÖZDEMİR
şiirim geldi müdür bey, affedin affedin beni belki de bu işi bırakıp bi soytarı olmalıyım becerebilirim, yapabilirim tüm kralları gülmekten öldürebilirim gözleri aşırı güldürmekten ağlatabilirim sadece bu çılgınlığı yapmak için cesaretim olmalı o da yok gibi bir şey insanlık gibi belki de gelmeyecek bir gemiye el sallamalıyım bildiğim yollara girmeliyim çünkü her taraf çıkmaz dolu […]
serçe – Josef Kılçıksız
yüksekliğinde tutmayı bilemedik duvarlarımızı yüreklerin tel örgülerine takıldı kuşlar… kararında bırakmayı bilemedik yolculuklarımızı yoruldu yalnız kartallarımız… dağlarda hüzünlü eşkıya ateşleri yüreğe yayıldı yangın yandı kanatlarımız… bilirim rüzgar tutmaz uçmak istemeyen kuşu kanatlarından… tutsam ellerini utansa sıfatından şeytan suratlı gece… göğsümüzü gere gere korkmadan dev dalgalardan açılsak enginlere güvenli bir limana götürür müydü bizi dudağının ucundaki […]
Gölge ve Ölüm – Uygar Barış BUDAK
Karanlık, ruh, karanlıkta kaybolmuş ve surların önünde diz çökmüş krallığın prensi ölümün habercisi ve tanrıların lanetlediği zavallı. Ama korkmuyor, yürümekte tereddüt etmiyor, surların dev kapılarından içeri adımını atıyor, sarayın bahçesine kadar düşünmeksizin, durmaksızın, tereddütten hiçbir iz taşımaksızın yürümeye devam ediyor… Çok uzun bir zaman, çok uzun bir yolda aklına durmak gelmeksizin yürüyor… Ufka bakıyor ve […]
Gömlek – İdil Çetinkaya
Gökyüzü dumanla kaplanmış gibiydi. İçimde bir huzursuzluk, sanki güneş bu sabaha ölü doğacak gibiydi. Yalnızdım. Üst komşunun karısı yine dayak yiyordu. Duvarlarım sanki ağlayan kadının sesiyle yankılanıyordu. Duymamaya çalıştım lakin içimden bir ses kadına yardım etmemi söylüyordu. Üstüme bir gömlek giyip yukarı çıkacaktım ki az sonra sesler kesildi. Salona geri döndüm. Kalitesiz bir şarap çıkardım […]
Son Yorumlar