Sayı 23 25
ELÇİ – Gupse
Büyük bir kargaşanın sonunda Herkes bir süre susmuş şimdi Öyle büyük kusmuşlar ki sözleri Dilleri dönmez olmuş Kelimelere boğulup ölenler var aramızda Konuşmayı unutmuş bir kaç kişi Zamanın elleri yakamızda Öylece donmuş Ne ileri ne geri Gidebilen olmamış Beklemekteyiz Teyzesi aramış birini eve çağırmış Tamam demiş ama yolu bilmiyor Tamam gelirim Zamanın sonuna kadar beni […]
Sessizliğin Dayanılmaz Çığlığı – Tek kişilik – Özge Filik
Sessizliğin Dayanılmaz Çığlığı Günlerdir düşünüyorum. Kış uykusuna yatmış şu halimize, nasıl müjdelesek baharı? Uyandırmaya çalıştığım her sayrı, ölümden besleniyor sanki. Geceyi giyinmişler ruhlarına. Her rüya, mistik bir çöl rüzgarı. “Herkes önce kendi rüyasına sahip çıkmalı!” dedi eski bir masal kahramanı. Ne olmalı bir hünsanın düşü? Bir ceset var ortada ve sahibi yok! Kendi bile sahiplenmemiş, […]
bu başlık mahkeme kararı ile kaldırılmıştır – İBRAHİM FATİH CENGİZ
sensizliğe alışamadığım demlikte hep çay artırmamdan belli ve yatağımızın bana büyük gelmesinden yeryüzüne alışamadığım şiir yazmamdan belli ve düşlerimin bana büyülü gelmesinden
ANAHİT’İN JİLETİ – BERRİN EFLA FIRAT
Şimdi döküldü dudak esrarına günah kanatların Ve O kuyudan elini uzattı sıcak karanlık. Devindiğinde kendine yıldızlar Miğferlerini toprak mahzeninde unuttu Saklanan krallık,göksel zemin. Ayaklarımı avuçlarında tutan iki parmak melankoliyle Islak tütün yataklarında uzanan o hep çocukluk; Aç gözlerini billur kayalıklarına yaşamak şehvetinin Çünkü Gitmek ve ölmek zamanındayız… Çünkü Yanağımdaki kesikler Gözyaşları jiletlerinden Ve sen Bu […]
KÖR ADAM VE KUYRUKLU ÇEMBER İP – HASAN TEKİN
İlmik atılarak hazırda tutulan kalın ve tırtıllı sarmal ip, sivri ucuna tutturulduğu kalas parçasında, sarkıtılmış halde bekletiliyordu. Yoğunluğu sert esintisiyle ters orantılı, çapraz dalgalı rüzgarın basıncı, kuyruklu çember ipin içinden ve kenarından geçerek, hazırdaki asılı ipi bir yaprak gibi sallıyordu. İdam edilecek kişiden önce titremeye başlayan kalın ve tırtıllı sarmal ip, mavi gökyüzünün altında, çemberine […]
Karlı Bir Metropol Akşamı- Deniz Çantay
Yıllar sonra yine aynı şehideyim işte. Üniversite yıllarımın geçtiği o büyük metropolde… Lapa lapa kar yağıyor. Gençliğimde ne çok severdim karı. Annemin ördüğü kırmızı kazağımın üzerine giydiğim o kalın kaşmir paltonun yakasını iyice kaldırıp saatlerce karın altında yürürdüm. Ah, pardon yürürdük. Ben ve ilk göz ağrım… Çoğu insanın haritada nerede olduğunu bile bir bakışta bulamadığı, […]
Adamlığın Azlığı – CEMAL ÖZTÜRK
Ey vaiz, D u d a k l a fısıldayıp d u a y ı Havaya üfürmek yetmez. Kelamın içe sinmesi kalp iledir. Mideye indirdiğin söz Bir türlü içime sinmez. B i z i m katımızda d u a K a l p t e n akar d u d a ğ a… Her kim […]
MEZARBAŞI SOKAK – MEHMET AKİF DUMAN
Altmış yaşındayım. Hala yürüyor olduğuma şükrediyorum. Aklımın başımda olduğuna. Yaklaşık on iki yıl önce kaybettim Nilüfer Hanım’ı. Adını anınca bile için bir tuhaf oluyor. Kendimle iftihar ettiğim bir yön varsa o da başka bir kadını hayatıma sokmamış olmaktır. Evi biraz havalandırdım sabah. Çiçeklere su verdim. Devetabanı bir sürahi su yuttu. Tuvaletin lambası geçmiş, onu değiştirdim. […]
Tan Şamalliri (SEHER YILDIZLARI) – Abdurehim Ötkür Çeviren: Güneş Duysar
Yelpünüp ötken tan şamalliri Bir dem qaşimda toxtap ötünler Yürek zârini, ah ve derdini Merhemet eylep anlap ötünler Eşip taglardin berip yetkende Tenri taginin iteklirige Yipek romaldek qolunlar tégsün Dert yéşi tamgan ineklirige Teselli oqup, derdige derman Gayret qoşunlar gayretlirige Munluk salamlar berip eytinlar Dertmen güllernin çiçeklirige! Yillardin beri tevrigen deniz Emdi vaqtidur obdan eytiniz […]
Birinci – Jozef Kılçıksız
belaydık bitirimdik ödlek itlerin peşine düşerdik mahallede… teneke çatılar altında geçerdi ömrümüz… kafayı temize çeken ciğaralarımız vardı… sarı yaprağını yaktığımız hazanlar… rüzgar kıl keçeden bir yorgan gibi sarmışken üstümüzü ince kağıdında ıslak ruj lekesi Birinci’nin devrim sevdamız gümüş tabakadan yayılan duman ciğere kıvrılan sarı nehirdi Vietnâm’da… ödünç kanatlarla uçan turnalarımız vardı… belki bu yüzden tespih […]
TUZLU DONDURMA – YASİN ERTAŞ
ellerim ahh ellerim niçin sallanıp duruyor böyle iki yanımda yorgun argın flaması gibi yalnızlığın böyle durumlarda kandırmak için kendimi hemen sağ elimi içine alıp sol elimin arkadan bağlıyorum dedem gibi bilmezsiniz keşke bilseniz ama annem ne çok sever bu hareketimi ama tesbih varmış elinde dedemin, başında yeşil bir kumuk bende yarılanmış bir sigara var başımdaysa […]
DOLUNAY ŞARKISI – Tayfun TATAR
O gece ay, dolunaydı Bir iç ürpertisiyle karar vermiştik Aya gidecektik seninle biz Ama önce bir dilek tutmalıydık Yoksa çekilmezdi bunca yol Bu yüzden gözlerimizi kapatıp Göğe yıldız çalmıştık Ahşap bir evin balkonundan taşmış İki menekşe yaprağı gibi Düşmüştük sokağa süzülerek Birimiz siyah, birimiz mor… Köşe başında çalan akordeonun Ayakucunda kalıvermiştik İşte o gece sokaklar […]
Akasya ağaçları – ayhan kelam
Akasya ağaçları patikanın ucunda… Dal gri Yaprak sarıyı andırıyor her daim Gölgesiz gidenler çok varmış burada Şimdi Güneşte toprağı öpen Sadece akasyaların gölgeleri Akasya ağaçları patikanın ucunda Aşağısı yâr Düştü düşecek gibi duruyor ağaçlar Mevsimlik sevda değil onlarınki Hayatın kıyısında yaşarlar Akasya ağaçları patikanın ucunda Güneşe el uzatırlar Ve tutarak gümüş gökyüzünü elinden Kara toprağın […]
Son Yorumlar