Sayı 25 32
1 kasım barış ekimi – fazlı humar
Barış tohumları ekeceğiz yeryüzüne nefes alabilmek insanca yaşayabilmek için tutuşup elele özgürce türküler söyleyebilmek barış tohumları ekeceğiz ğöğün göğsüne güvercinler uçuracağız allı pullu uçurtmalar kirli kanlı iktidarlara savaşlara katliamlara inat inatla barış inadına barış diyeceğiz ekmek hürriyet ve gelecek için canlarımız çocuklarımız sevdalarımız için 1 kasımda barış tohumları ekeceğiz Barış yaşamı inşaa eden havanın suyun […]
ANKARA – Hikmet Güzelkokar
Ankara, Ankara ne bahtı kara Çiçekler üşüyor koklama anne Gelincik kızların gittiği yere Karanfil düşüyor toplama anne Zalimin zulmüne düştükten beri Feleğin çarkından dönülmez geri Orada bir yerde iblisin biri Kurmuş düzenini yoklama anne Gençlik su ararken çöl ortasında Fidanlar kurudu göl ortasında Adalet gününde hak tartısında Günah defterini saklama anne Kardeşler meydanda çeker halayı […]
sol avucundaki üzülmüş güz yaprağı yüreğini -DilekDoğan’a- Mehmet Özgür Ersan
ağustos böcekleri sağır/ sokak köpekleri değil koyu kırmızı kan aksın/dinginlik olabilir mi artık suya doymuş bitkiler çiçek açsın derken kana doymuş dünya da kırsın korkunun dallarını /güneş açsın derken işte mezarın burası dediler başında ağustos böceklerinin koro kurduğu belli huzurla ışıklar içinde uyu dalgalara doysun kulakların, yüreğin dinginliğe barış, barış, barış her şeye rağmen barış […]
Ucu Açık Adalet – Cemal Öztürk
Ucu açık adalet üzgünüm! Devlet güvencesi altındaki U/mutsuzluğum O nasıl bir hokkabazlık Bu nasıl şeytani bir baz istasyonudur ki Kılı kırk yaran teolojik tuzaklarıyla Tarihin ipini geçirebiliyor boynumuza… Ucu açık adalet üzgünüm! Sen hesapsızca kutsanmış zulüm Bıktık usandık iki ayaklı ilahların Zehir zemberek teröründen illallah Bize her gün tank, top, copla Tonlarca kaba kuvvetin teolojisini […]
anne kadın – efla berrin fırat
Savruluyor elim böyle boşlukta böyle boşluk boş saç telleri antik yalnızlık harabeleri uğultusu kulağıma çarpan kanatan… kanadı kanatı isminin pencerelerde yürüyor gözler böyle yaşla böyle yaş yaş ses telleri demindi demi sevişlerin? tenime kıl payı ölüm… kül yutan ayna silindi kıvrıldım dizlerime dizlerimle dizlerim nerede? kızdırırdı gidişi kadının anne olan kadının kadın ANNE. sokaklarda serabi […]
Beyrut Düşleri -Josef Kılçıksız
kızgın bir çölün içinden geçerken bir vaha olduğunu sanıyorum Samira dağın arka yüzünü merak ediyorum… her ihtişam batan güne dökülür batan gün kızıl kanlı bendire benzer yaralı bir kalbe benzer Sabra’da… ıssız kırların ortasında kendi cumhuriyetini ilan ediyor yalnızlık hiçliğin tüm bilgisi ruhumuzun acıya en açık en gizemli büyüyünce unutursun dedikleri yerde çocukluğumuzun derinliklerinde gizli […]
SİYAH DOĞURUN- Nazlı ÖZLEMİŞ
Bir sorgulama arifesindeyiz. Yanımızda sadece kanlılar, kanlar. Kanların aktığı yerden kesin boğazımızı. Kanlar kanlara eklensin. Eklendikçe kırmızı doğursun bebekler. Anneler kan kussun. Bir müzik çalınsın hiç dinlemediğim Mozart’tan. Ölüm marşı yeniden… Yeniden bestelensin. Her çocuk için yeni bir ölüm marşı. Her genç için yeni bir ölüm marşı daha. Bu yüzden yalnızca kanlar konuşsun. Bu sefer […]
İnsanlığın teğetleri şimdinin ve sonranın – mustafa ersan’a
amcam mustafa ersan’a Ben içinde bir aynanın buğulandığı yerdeyim Çenesi bağlanmış bir ömrün sonunda Kendime dokunmadan aynayı seyrediyorum Hala sıcak kendi çiylerimi damlatıyorum Gittikçe itiyorum yüzümü bir yabana Sonuna kadar boş boş parıldayan aynaya bakıyorum Sürünüyor yüzüm pürüzsüz ve ürkekçe Düşünüp taşınıyorum geçmişimi Evin bütün odalarında imgeleri hissettiğim Geçmiş günlerin anılarından arta kalan İnsanlığın teğetleri […]
Hasan Hüseyin Korkmazgil -Cennet Güvenç
Ben ne zaman hüzünlensem alırım elime bir şiir kitabı. Ve ben ne zaman seni okusam dağılmış yıkılmış bir harabeye benzetirim kendimi. Duvarları yıkılmış, sıvası dökülmüş bir kerpiç ev gibi. Anadolu’nun bağrından kopup gelen yeni yetme bir delikanlı sevdası gibi çarpar durur yüreğim o anlarda. Hüzünle karışık hasrete bürünen bir mısranın haysiyetinde kaybolurken ruhum, iki damla […]
HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK- DİDEM SAYAT
Onu odanın ortasında yere çömelmiş, elindeki bir şeyi evirip çevirirken buldum. İki haftadır haber alamamıştım. Merak içindeydim. Ortak tanıdığımız herkesi aramıştım. Kimse onu ne görmüş, ne de onunla konuşmuştu. İşten bir iki ay önce çıkarıldığını öğrenmiştim iş yerini arayınca. Şaşırdım. Neden bana bundan bahsetmemişti? Emel’le aralarının birkaç aydır bozuk olduğunu biliyordum. Çocuğu alıp annesine gittiğini […]
GENÇLİK YILLARI -LEV DAVİDOVİÇ TOLSTOY -SERHAT ÇAKIN
Ünlü Rus Yazarı ve edebiyattaki gerçekçi akımın en tanınmış yazarlarından biri olan Lev Dadidoviç Tolstoy’ un ilk romanı, kısacası ilk eseri olan ‘Gençlik Yılları’; okumaya başlayınca merakla takip edeceğiniz ve kendi yaşamınızdan da parçalar bulacağınız bir eserdir. Yazarın ilk büyük eseri olan bu yapıt; birbirinden ilginç ve sürükleyici olayların anlatıldığı bir romandır. Roman, aristokratik bir […]
BAHARLARLA ATILIYOR KÖPRÜLER -Gülderen KILIÇ
Bir yağmur rüzgarı şu eylül Sarı sarsıcı Ansızın aynada buldurur kendini Taştan bir evin Sudan sessizliği siner avuçlarına Avuçların söze değmemiş gün Yola gözünü diksen gözünü Zamanla sınanır bekleyişin. Şu eylüldür İnsanı insana düşman eder Kapılar dışa doğru İçe doğru bir kuyu Ayaklarına kapanır Kim kime gülse Yalancı bir tebessüm dudaklarında Kararan gökyüzünde kuşlar Haber […]
Bakış Açısı – GÜRSEL ÖZKIR
Gürsel, duygu ile mantığın birleşiminden doğan düşünceler gürlük kazanarak, fikirlerin sele dönüştüğü taşkın kişilik demektir. Taşkın, yani dolu dolu olmak; tabii, doluluğun içeriğinde oldukça meşakkat barındıran bir aşk olması gerekir. Aşk, efsunlu bakışlarda gizlenen gizemli busede saklı… İnsan asla hayal bile edemediği bir hayalin eşiğinde, işte aşk bu demektir. Aşksız dolu olunamayacağı gibi, doluluğu rahat […]
Son Yorumlar