2016 498
Biber Gazı Parfümü –
Roll-on denilen türden, masum bir erkek parfümüydü. Hani kapağının altındaki dönen top marifetiyle sürülen… Apartmandaki bir komşu-satıcıdan alınmıştı. Bilirsiniz o satıcılıkları; apartmanda ya da aynı şirketteki beş kişiden ikisi satıcıdır. Diğer üçüne her ay bir şeyler satarlar. Erkek-kadın parfümleri, şampuanlar, bijuteri ürünleri (bujiteri değil, o sanayidedir)… Günlerde ya da ofiste öğle molalarında toplanırlar. Kataloglar […]
KARDEŞ – GÜLAY GÖKÇEN
Kaçımız çocukluğunun kötü izlerini ilikleri sızlayıncaya kadar yaşamak zorunda … Evinin yanındaki boş arsada tek kale maç yapmanın zevkini bir daha hiç yaşamayacak kadar kederliydi çocukluğum… Yarını umutla beklerken kendimi hep içimdeki zindanın karanlığında buldum…Hala daha bulurum…Takdir-i ilahi… Odanın kıpırtısızlığı mı saldı seni yine bu düşüncelere, yoksa gecenin karanlığı mı? Pencereden seyretsen yıldızların […]
MOR – Özgür PUYA
Mıstık amca dedim, Moru bulmalıyım. Ayağa kalkıp, bir sokak savaşı gazisi olduğundan sağ ayağı topaldı, yampiri adımlarla dönmeye başladı dükkanda. O döndükçe şu dört gün, Moru kaybedişimden bu yana, ötesinden berisinden sünüp de etrafımda örülen kalın duvarlarıntaşı tuğlası oluyordu. Bulmalıyım onu Mıstık amca. Eğer onu bulamazsam hepimizi mahkemeye verir, sürüm sürüm süründürür, hapislerde çürütürüm […]
“Gibi” – Buket Çetintaş
Uzerimden gemiler geciyor sanki Demek ki ben sularin dibiyim Dogdum ustunden cok zaman gecti Ama sanki dun hayatim birininkiyle karismis gibi Hersey de bir gibi’lik war bugunlerde Sehir benim ama ben terkedilmis Sen yoksun diye tum renkler anlamini yitirmis Nefes aliyorum ama sanki cigerim delinmis Gibi’lik war bugunlerde herseyde Bu artik degil sensizlik yalnizlik da […]
Merhametler Yüzünün Ötesi – Muhammed Mükremin ÇETİN
Yeni dünyalar tanıdım dündü bir kaç günlük ölü yerler gördü Sarez üç günlük hayatta bir yer edinebilmişliğin mutluluğu az ötede bir çınar gölgesinden geliyor olsa gerek merhametli bir Sarez gölgesi Geldiğimiz yeri bildik bilmediğimiz yer bir avcının avı olamadı her an ve her yıllar çıkabiliyor ardımıza sular renk değiştirircesine akıyor omuzlarımızda yani […]
S A M İ M İ Y E T P O R T R E M – ikram GÜNEŞ
Serin rüzgarlı bir ayışığında, Düşlere sıkı sıkı sarılmak… Kızgın güneşli bir gün ortasında, Umutla kucaklaşmak… Maviyle terleyip, Maviyle soluklanmak. Sahilde yürüyüp, Martılara yem atmak. Bir çoban kavalının yanık sesiyle, Yorgun göz kapaklarını kapatmak. Yoldaşlığın özlemini, İçten bir zılgıt sesiyle haykırmak. Haldan bilmeze hal anlatmak. Kar yağınca kar topu oynamak. Komşunun bahçesindeki, Erik ağacından gizlice […]
PALAVRA- Makbule Özkan
Şiirler yazdım yokluğuna, Seni anlatan bir romanda yazabilirdim oysa. Lakin düşündüm de, ucuz bir romandan sa, Bir kaç şiir daha katlanılır geldi bana. Ama bu kararımın, ne senle ilgisi vardı, ne de benle. Her şey okuyucu için (di) gerisi palavra…
KIRMIZI ŞARAP – SAFA BERBER
Hemen diyorum hemen Yanıbaşımda kahveye yaren Her taraftan essin usulca bir meltem İçsek kahvelerimizi, baksak fallarımıza Sen bana çıksan Ben de sana Hadi derttaş Gidelim bugün de hana İçelim kırmızı şaraptan kana kana Hancı da dertli, belli, ağarmış saçı başı Atışalım karşılıklı küfürleri, şiirleri, lafları… Görelim bakalım kimin saçı daha ak.. Kimin şarabı daha kırmızı..
TEŞVİKİYE’NİN ANLAMI – Ali İhsan TARMAN
Teşvikiye’yi özlüyorum Sabahlarında sonsuz iyilikler yeşilleniyor İnsanlarından ahiret bilinci taşıyor Görsen inanmazsın Evler dağ eteklerinde geziyor Aşk’a hep çocuk kalmak mıdır? Doğrucu kuş. Meraklı gözlerle süzülen İstanbul adımlarım Gülümsetir çıkmaz fikirlerin ensesinde Ne yalnızlığım ne telaşım İncitmez teşvikiye’yi ömürümce Teşvikiye’yi özlüyorum Ruhum da ince bir sızıdır toplanan cahillik Ölümdür bilemediğimiz vakit Kim bilir bu […]
Eylülde- Ayhan Kelam
Aşkı anlat bana Ya da aşkı anlat Eylülde de sevebilirdim seni Ama sen ekim de geldin Tüm yorgunluğuyla bir mevsimin Denizlerin dalgalarında güneşin solgun yüzü Ve hasat mevsimi umutların Sen ekimde geldin Yağmur tanesi gibi Umut olmak için Eylülde de sevebilirdim seni Sen ekimde geldin Sahte bir barışın Bayramına inat Savaşmamıştık ve barışmadıkta Sevgimizi ekmek […]
GÜN NEYE GEBE -semih bilgiç
gün neye gebe ne bileceksin oynarken körebe bir gün ne büyüyeceksin sonra her demdeki o ağır tahribe ne içerleyeceksin onu bırak asıl boşsa heybe kime ne diyeceksin ya olan talebe ne yüzle cevap vereceksin sakın gelme galebe boşuna zaten ne üzüleceksin her son ayrı bir darbe baştan bilsen ne göreceksin kötü deme garibe yok yere […]
Yazı- Berk Bozbel
Ramazan çok boyutludur her insan için. Bir kapıdan girersin diğer kapıdan çıkarsın. Yada ilk girdiğin kapıdan sonra yere çömelip gökyüzünü uzunca seyredersin. Fırsat üstüne fırsat, gülmeler, eğlenmeler ve en sonunda karanlık bir köşeye çekilip inziva vakti. Geçen Ramazan babamın doğum gününde ona birkaç sene evvel maddi imkansızlıklardan dolayı satmış olduğu “Adler” markalı, 1979 doğumlu daktilosunun […]
O YAZIN MUTSUZLUĞUNU RESMİ BİR GAZETEDEN ÖĞRENDİ NEVZAT – Efe Nazım Arslançelik
Yağmurun gelişi ile pencerenin yanına oturdu Nevzat, buğulanan cama bir kalp çizdi. Kalbin yarısı yoktu hiç olmamıştı doğduğu ilk andan beri kalbinin yarısı eksikti, gençliğinin baharı nasıl eksikse hep daha fazla eksildi Nevzat, yıllarca hayalini kurdu yağmur yağsın cam buğulansın eksik olan ne varsa tamamlansın, olmadı olmadıkça olabilecek şeyleride kırdı Nevzat, önce yağmur damlalarını […]
Son Yorumlar