2016 498
“Nene Korkut Eyler ki” – Üst Kurgu – Uygar ÖZDEMİR
Bir gün kanunlu, fersah fersah topraklı hanın oğlu doğdu. On yaşını görmeden ok attı, at bindi, düşmanı bozguna uğrattı. Babasından akın diledi. Baba eyledi; Ela gözlü yiğit oğlan Yaşlı babanı bırakıp nereye oğlan Küçük kardeşini görmez misin Sen olmazsan nicedir hali oğlan Var git gideceksen Al kanını elime sürer dizlerimi vururum oğlan Bu […]
HAKAN ABİM MİS KOKARDI MİS -Sipan Dündar
Mahallede İbrahim Amca’ların evine hırsız girmişti. Kendi evine çıkan bir bina sakini, tesadüfen komşusunun kilidinin patladığını çakozlayıp feryat etti. İstediği zaman görünmez olma yeteneği olan mahallelimiz, bir yokuştan atılan kartopunun çığ büyümesi gibi sokağa toplanıverdi. Eve kimin girdiğini ya da olayın ne zaman olduğunu kimse bilmiyordu ama şuçlu ne olursa olsun bulunmalıydı. Suçluyu görmemeleri […]
Sattık Sattık – Muhammed Murat
Domuzlar girmiş bizim mısır tarlasına vaktinde. Babamlar koşmuş dağıtmış hepsini. Harap olmuş tarlanın mısırları. Tekrar başlamış maaile çalışmaya. Tekrar olmuş mısırlar. Tekrar yeşermiş tarla. Öldü babamla karısı bir gece yarısı. Bizim vaktimiz geldi artık. Zor geldi tarlada çalışmak. Sattık bizde mısır tarlasını, şehirden gelen fabrikatör Necip Bey’e. İlk başlarda işlemedi fabrika köy yerinde. Sonrasında […]
“BACAKLARINDAN DÜNYA’YA ASILAN GÜZELLER” – Ali İhsan TARMAN
Bu kaynayan yalnızlık bizim mi? Celladına gülümseyen toprak Bu bacaklarından dünya’ya asılan güzeller Benim fukaralaşan kimliğimi aydınlatıyor Açılan okulların telaşıyla hayata tutunmakta cici İçimizi zehirleyen sessizlik her an şüpheci Bir de Eylül’ün son sahneleri gözlerimde Ağlamam ibadet olarak rabbime ulaşıyor Ezberimde bu tembel sancı Çocuklar son oyunlarını yaşıyorlar Bu burukluk her an taptaze gözlerimde […]
Romeyo ve jülyen <3 - Volkan BAĞÇECİ
Ayrı ayrı yüreklerde başlamıştı hikayemiz…Ben tanıdık, yabancı bedenlerin hücre labirentlerinde kaybolurken, sen ezber bozan ayrılıkların esiriydin. Rehber olurken gözlerinin ışıltısı yoluma, ‘KADER’ koyduk adını, birbirimize gelişimizin. Oysa gidişinin ‘KEDER’ olacağını kim bilebilirdi ki? Ben soluduğum havanın tadını bile alamazken, aydınlığa çıktığım yolculukta gözlerimde doğdun. Sıcak bir yaz akşamı, geldin oturdun yüreğime. Karşımdaydın, konuşmadık, ama […]
BİLİYORDUM -Makbule Özkan
Biliyordum, her şeyin koskoca bir yalan olduğunu Şaka süsü verip gerçeklerin bir bir kaybolduğunu Biliyordum, çocukluğumun çıkmaz sokaklarında Arayıp bulamadığım tek suçlunun ben olduğumu Dört yapraklı yonca hikayesine benzerdi düşlerim Bulsam ödüllendirilirdim belki, ben hep vazgeçtim… Biliyordum, hatırlamak daha zordu unutmaktan Özür diliyorum, ezdiğim tüm çiçeklerden ve karıncalardan…
Zor anlar -Berk ERLAÇİN
Sevilmek ki, Gitmek ki, Bu kadar, Sebep, Doluyken. Seni Aradan çıkardım, Sanki, San. Sadece Sevildiğini, Bil. Bilirmisin Ya da, Kibarlığım müsade ediyor yokluğuna . Müsade kibarlığımdan, Sadece sesim benziyor…
BÜYÜK KABADAYI -galip önlü
Karanlık odamdaki pencereden yıldızları izlemeye koyuldum. Bana çok şey hissettirir, çok şey katarlar. Belimden tabancamı çıkartıp çekmeceye koydum. Tekrar yıldızları seyre daldım. Birden kapı sesi işitir gibi oldum. Başımı pencereden yana sarktım, kimse gözükmüyordu. Işığı yaktım, pantolonumu ve beyaz kolalı gömleğimi giyip kapıya yanaştım. Garip bir titreşim vardı sanki kapının ardında, […]
Deli-Mert Tahta
Ölmek istiyorum sadece Tek başıma Yahut yalnız bir şekilde Ağlamış mıyım? Yağmur yağıyor mu yoksa? Hayır Göz yaşlarım ulaşmış ellerine Sonbaharın veda ettiği Şu hüzün günlerinde Aşkı çalmadık Ben senden Sen yüreğinden Yüreğin her şeyden Uzayıp gider içimden Ve aşk Dilden dile Ve sigara ziyarete gelir masayı Oturur baş köşeye Eşlik eder rakıyla birlikte […]
ÖLÜM DOĞURDUM KENDİME -Nuray Tekneci
Ne kadar da kalabalık,hoş hep derlerdi mahşer kalabalığı adeta diye ama bunu hep gelip geçici uyduruk benzetmelerden biri diye bilirdim,değilmiş.Mahşer kalabalıktı ve bir o kadar da yalnız.Neyse ne boşverin şimdi bunları,siz de gelip görürsünüz nasılsa. Malumunuz ben bakkal ton ton Hayri amcanız.Bizim köylü iyisine kötüsüne bilir bilir ama beni, kırılmışlığım yok […]
Doğum Günü Hediyesi -Serdar Şen
Eve döndüğüne sevinmemiş gibiydi. Eş dost askerliğin zor geçmesine verdiler ele avuca sığmayan o çocuğun şimdiki halini. Hoş geldin ziyaretine gelenlerin ardı arkası kesilmiyordu. Ancak gece yarısına doğru son misafir gittiğinde üçü başbaşa kalabilmişti; anne, genç kız ve o. Eşini altı ay önce kaybeden kadın oğlunu hasretle kucakladı; öptü, kokladı. Avuçları arasındaki yüzü bırakmadan, […]
KAYIP – Anıl Tülü
Aslında Ali son görüştüğümüz akşam zaten intihar etmişti. Sadece bunu eyleme geçirmesi kalmıştı. Ben öldüm Murat dedi. Aliyi ikinci defa bu kadar kararlı görmüştüm. İlk defa gördüğümde bir hastanenin yoğun bakımında ölme mücadelesi veriyordu. Ölmek için elinden geleni yaptı ama hayata döndürdüler. Kendisine yapılan büyük bir haksızlık olarak gördü bunu. Yoğun bakımdan çıkıp […]
AYAKKABIM – Nurullah AYDIN
Yemyeşil bir ovanın göbeğinde kerpiçten evler, toprak damlar; şehre kadar uzanan bir yol, yol üzerinde otlaktan dönen koyunlar, kuzular… Koyun ve kuzuların meleyişleri, boyunlarına takılı çıngırakların (ceres) çıkardıkları sesler, arkalarında bıraktıkları toz bulutu, çobanların ıslığı… Köyün ağzında gözetleme kulesi gibi bir tümsek, tümseğin üzerinde rengi solmuş bluzum, kot pantolonum, iki omzundan akan iki örük, […]
Son Yorumlar