Sayı 28 42
Cahilin Zekâsı – Selim BAKİ
Gözlerini duvarda asılı tabloya dikmiş, dakikalardır seyrediyordu. Görmek istediğini göremediğinden mi yoksa görmek için bir şeyler aradığından mı bilinmez, sürekli kafasını sallıyordu. — “Kırmızı ve siyahın yoğunlukta olduğu insan motifleri, tabloda bir bacayı andırır şekilde verilmiş galiba. Yok, baca değil, ağaç gibi sanki. Yanan bir ağaç galiba, üstünde dumanı da var. Düşündü bir daha. Yok, […]
BEN OLSAYDIM… – semih bilgiç
bakıyorum da en son bıraktığım yellere kaldın hala yerinde durmaktasın oysa ben olsaydım… sarayım dediğim açık yara daha da büyümüş diyor görenler elini süren olmamış ona orada ben olsaydım… zor günlere kaldım demişsin kimsesizlik ayrılığın tam ortasında o gün nedense görmek istemedin yalnızlığında ben olsaydım… kurumuş saksımdaki fesleğenlerim gözün ne sağı ne solu görüyormuş öyle […]
BÜYÜ’DÜM – nazlı özlemiş
Altıncı yaşımı hatırlıyorum. ‘Büyüdün Efsun’ diyordu annem. Diyordu ve çekip gidiyordu işe. Bir kap yemek koymak için önüme. Altıncı yaşımın saflığından olsa gerek önüme bir kap yemek koyan herkesi annem sanıyordum. Ve anneler ölmez diye biliyordum. Öldü annem. Babamı hiç tanımadığımdan olacak, babasızsın deyip tutup kolumdan yetimhaneye ittiler beni. ‘Yetim’ ne demek bilmeden o hücrenin […]
Son Yorumlar