Sayı 30 36
Gece ve hüzün – Davran ÖZER
ne güçler ayrılığı ne de tanrının yüceliği her şey gücüme gidiyor, o kadar İsteseydin seninle bir bulutta oturabilirdik kumaşımız uymadı sabahlar çok çabuk oluyor çabucak benziyor herkes birbirine İsteseydin karanlıkta mum yakabilirdik mutsuzluğumuz elvermedi.
Mart – Sevgi Şahin
Uyuşan ellerimi, Koyacak yer bulamazken, Yazmam istenmişti kaderimi Martta. ve soğuktu… ve bazen çok sıcak.. Mart hep böyle, ikilemde bırakırdı ya bizi Gözlerimiz kapanırken Bir anda açılacak.. yüreğimdeki yara bu boşluk, derinleşirdi hep martta ve dipsiz bir kuyuya düşerdim her adımda kimseye anlatılmaz acıları oturur da marta anlatırdım sonra ne kışı,ne yazı istemezken gömülmek isterdim […]
Yağmurdan Önce Sağanak Hüzünler -TURGAY CAN
Şairin hüzün dediğini ben yağmur diye sürüyorum yüzüme. Burada bir telaş var burada, kırık masalara izler kazınmış bazıları şiire benzer bazıları dikdörtgen. çay mesela cep yakmıyor burada ama çay içiyoruz ya plastik bardaklarda vay bizim halimize sevgilim ama olsun hararetimiz aşka dair. Birbirimize yüzyıllar ısmarlıyoruz benimkisi senin elman gibi, kırmızı ve kanlı. bak, yağmur demişti […]
BOMBA – kasım mor
Güneş henüz doğmuş, sokaklar ufak ufak nefes almaya, canlanmaya, yaşam belirtileri göstermeye başlamıştı. Çalar saat’in çığlık çığlığa bağırması ile uyuşuk ve kör bir el tarafından susturulması bir oldu. Fikret, yorgan döşek bileşkesinin terekküp ettiği sıcağa kanıp, üşengeç bir tavırla yorganı biraz daha başına çekti. Bir iki kıpırdanıp keyfini çıkarabileceği en uygun pozisyonu alma gayretinde iken, […]
HALİL VE ALACALI – Mithat Önal
Tahta kapı büyük bir gürültüyle kapandı. Kenarları yırtılmış kara lastik ayakkabılarını sürükleyerek ilerledi taş avluya. Üç sene önce İbişlerin Kazım’la bir haftada güç bela kurdukları çardağın altından geçerken başını yukarı kaldırdı Halil. Alacalıyla göz göze geldi. Gülümsedi. Kanatlarını çırparak havalandı. Sahibini üç takla ile selamladı. Sonra da İbişlerin evine bakan ceviz ağacının sarkan dalına kondu. […]
Kurtuluşun Yasası Yok,Ümidi Var – Ceren Uyanık
Sandala yaslanmak ve kaçıncıya yinelenen şiiri hatırlamak en yaş yerinde Balıklar beni mutlu eder yıldızlar ki babamdır. Stratejik noktalarımdan asılmışım tavana koyun gibi bakalacağım dünyaya Korkuyorum bu kepaze öyküden. Birileri sayfa aralarında kurutacak yüreğimi, idam mangası düşecek gençliğimin peşine Oysa saraylara da karşı çıkacaktım gecekondulara da On liraya çorbaya,uyumsuz sevişmeye,kafeslenmiş ispinoza,öldüren siyasete,kan sıcağı memlekete Yetmeyecek! […]
Gece Ekspresi – Tayfun TATAR
Nasıl anlatılır bilmem Nasıl konulur doğru sıraya sözcükler Ama demek istediğim Keşke Keşke biraz gitmesen Bakma öyle kolay şey değil Her gidişin içimde süresiz bir infial Her gidişin düşünceler Zihnim nasır tutana kadar Oysa bak bu gece gökyüzü mora çalıyor Gitmesen ve bölüşsek biz bir dolunayı Denize kavuşabiliriz ovalarımızdan geçip Hayır, bu bir bahane değil […]
SESSİZ BİR GELECEKTE.. -BEGÜMHAN VARLIK
Oyunların içinde aldatıldın sende . Sisli bakışlarının altında , Zamanın özlemekle geçti. Masum ruhların arasından , Kilitli saldırıya uğradın ! Terkedilen bir şehrin içinden , Beklediğin sese koştun. Tuzaklı köleler yüzünden , Özgürlüğün gecelerde saklandı. Dönen dünyanın yeraltından , Bulutların varlığını son kez hissettirdin !
ÖZGÜRLÜĞÜN KUŞLARI – Hediye Polat
Taş beton duvarlar örülmüş üstümüze. Penceresi küçücük, hem de ince aralıklı demirlerle örtülü. Apaydınlık günde bile karanlık içerisi. Oysa bahar gelmiştir, aç kapıları Kadim. Yaylalar yeşildir. Iğıl dereler yarpuz yaprakları ile çevrili… Dağlar ise sisler içindedir, mor mor tütmektedir. Pencereden bir avuç gün ışığı sızdıkça canımızdan can gitmektedir. Aç kapıları Kadim, aç kapıları. Kadim uykusundan […]
YILKI – Nedim Murat Gür
Mutlu bir insan değilim olamam artık. Şimdilerde hayalim rahat bırakılmış atlar gibi olmak. Terkedilmiş ve unutulmuş olarak ve cevaben gittikçe azalan bir akılla unutarak. Yemyeşil otlar üstünde kırık beyaz bir bulut renginde kemiklerimin baskısını hissederek tenimde ve hafifleyerek gittikçe. Bütün hırsımı güzelliğime verip çirkinleşerek gün güne. Konuşmak yerine ağzımı oynatarak sessizce. hep aynı şeyleri yiyerek […]
DÖNGÜ – alkım kaya
bir varlığın bir yokluğa karıştığı evvel zamanın içinde kalbura dönmüş bir ceset.. ki, ne yana dönsem sonsuz jilet izleri bize kanayan üryan ellerin ve edepsiz tüylerde saklı gece üstelik, ayak bileklerin sonsuz, çıplak.. yahut dışında evvel zamanın, kimine göre insan olmanın kamburunda diğer insanın ve bir varlığın diğerine armağan olduğu ayyuka çıkmış herhangi bir ülkenin […]
Nafile – Abdurahman BALTA
Kırmızı güllerle kaplı bir bahar yaklaşır Topuklarını çıkmaz sokakların başına vuran kadınlar gibi. Serilip sere serpe ulu bir ağacın gövdesine Yeşillenir ölü zamanlarda tüm kır çiçekleri. Görürse bir akşamüstü eski bir ahbap Yaşamak gayesi peyda olur içinde Ve gittiğim her yere götürürüm Cebimden düşen sefil gölgemi. Sonsuzluğun gurbeti palazlanır sonraları kalbimde Bilirim; Sıla nafiledir, gurbet […]
EKSİK FOTOĞRAF -Mecit Selçuk
Kaç gün oldu geleli bu ülkeye, bu şehre bilmiyordu, saymadığından olsa gerek aklında tutamıyor bir türlü. Her zaman olduğu gibi yine okuldan çıkıp yol aldı eve doğru, seyrek adımlar ata ata. Kaldığı binaya yorgunca vardı. Biteviye bir halde tırabzana tutuna tutuna çıkarken apartmanın merdivenlerini, iç sesini duydu birden: ’’kalbinin fotoğrafını çekebilir misin?’’. Durdu aniden kadın, […]
Son Yorumlar