Sayı 34 47
Gece Sevgimiz – Mehmet Yazan
Belki de bundandır gece sevgimiz Gün doğar batar ve çıkar hayalimiz Duygularım değişti Ve bıraktı kendini Nefret kin ve hasrete Gül ve lale Bilmiyorum yoksun diye güzel herhalde Gözlerin diyorum bayan Gözlerin nefesin ve sesin İpeksi kumaşlarla ölüyorduk Öldürmeyi değil Ölmeyi bir başka seviyorduk Sen yoksan haram olur gecemiz Ölmeyi sevmemizdendir gece sevgimiz Öpüp alnına […]
Gölgeler ve Anılarım – Berk Bozbel
3/12 Deniz usul usul dokunuyor biz Her vuruşunda bir bir damlalar Üstümüze tane tane serpiliyor Ayşe’m ve ben yalnızız koca diyarda İnce kaşları, kan rengi dudakları ile ……….. Tel tel saçları ile yapayalnızız ……… Ayşe’m denizi seyrediyor ben ise onu Hiç rahatsız olmuyor sinsi ama manasız bakışlarımdan Saatlerce durabilirim böyle …. Ama vakit daralıyor……. Ayşe’m […]
SOR – semih bilgiç
Mezbelelikte büyüyen ne görür? Dert ehline sor. Hançerin zehrini tadan ne yanar? Azaba uğrayana sor. Zindanın karanlığında kalan ne yaşar? Sonradan görmeze sor. Hain yarası ne derin? Acıyla dolana sor. Sır kapısı ne zorlu? Hiç duymayana sor. Vefa arayan ne der? Dost dediğine sor. Çile sırası ne gün? Hesap tutana sor. Zalim eli ne ağır? […]
Çelişki – ayhan kelam
Yol alıyoruz rüzgâra karşı. Bir fırtına kopabilir belki, birazdan. Ucunda yalnızlığa giden bir kavşak Ve kestirmeler sıkıştırılmış hayat sokağına bizden habersiz. Korkak adımlar yapışıyor keskin taşlara… Adımlar ve izdüşümlerini hesaplama çabasında olan biz; Çoğu zaman geçmişin şerefine kaldırıyoruz kadehlerimizi, Gösterişli yalnızlık masalarında Sabahın aydınlık olduğunu görmeden; Dünün güneşinden medet arar duruma düşüyoruz. Ve günü yaşamadan […]
Hüsran – Kübra Kardan
Hayatının yirmi yılını insanlardan uzak geçirdi, geri kalanını ise kalabalıklar arasında. Kendini nerde buldu diye soracak olacak olursanız eğer bulamadı bunu biliniz. Yazarın hayatının en güzel yılları monotonluk içinde geçti. Bunu isteyerek yapmamıştı tabiki. Mecburdu. Evleri herzaman sıkıcı ve basıktı. Sıkıcılığı evin insanlarından geliyordu. Babası hiçbir baltaya sap olamamış, beceriksiz, üç kağıtçı, yalancı ve yetmezmiş […]
Azâb-ı Müeccel – Ece Demirören
Bilmezler sana olan hicranımın hüznünü, Anlamaz onlar tavaf etmişim yeryüzünü. Yaman oldum sensiz dillerde bir bak, Kara saçlarına hasretim bir de buradan yak. Korkuyorum,biraz yalnızım biraz yabani, Yalnız sana aşığım, kovuyorum sevenlerini. Garâmı yad etmişim ben ne utanmaz, Memnu edildi bu hasret bana bir yaz. Tahammülüm yok azmim yok hasretlere, Afetzede hayatım eriyor ufukta alelacele. […]
ATTİS-Bülent AKAY
tanrıların ve insanların bu kadar yalnız olmadıkları tanrıçaların sevgililerinin olduğu ve de öküz kesmenin, saban kırmanın cezasının ölüm olduğu topraklardan geçerken tanrıça Kibele’yle fani sevgilisi Attis geldi aklıma, ay tanrısı Men’e inat yeşilin olmadığı sarı yorgun dağları el ele dolaşmışlar mıdır acep akşam serinliğinde diye? bundan üç bin sekiz yüzyıl önce yaşamış Attis’i kıskanmadım değil […]
LADES – ahmet azgın
Bazen dümeni kırık bir gemini, kalktığı limandır umut. Bazen çölde açan, bir demet gül. Bazen bütün bir çaresizliğin, sonudur. Kimine fazladır, kimine az. Umut edenler unutamaz, en çok unutmak istediğini. Zaten bu yüzden hep buruk bir tebessüme, yarısı olmayan bir cümleye bağlı kalır. İçinde ki koca bir okyanusa hükmederken, bir küçük gözyaşına teslim olur. Alabildiğine […]
Son Yorumlar