Sayı 35 50
UMUTLU YARINLAR – La edri
Koydum önüme üzüntülerimi, Bir kadehte onlara… Her biri için bir şarkı, Şimdi bir kadeh daha. Şimdi seninle konuşma zamanı, Çünkü bu sofrada iki kişi vardı İçi boş olan ben, Yüreğimde kördüğümle bagli sen. Gitmem bu sevdadan baska diyarlara, Benim yurdum senin iki dudaginin arasinda. Kokunu içime çektiğimde vururdu güneş dalgalı İstanbul sularına. Gittiğinde anladım ne […]
Başarmış Olmak – Gürsel Özkır
–Sık ve çok gülümsemek; akl-ı zeki insanların saygısını ve çocukların şefkatini kazanmak; dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek; iyi olmanın güzelliğini takdir edebilmek, başkalarındaki ”En iyiyi bulabilmek”;sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi durumuna getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı olduğundan biraz daha iyi bırakarak terk etmek; bir tek yaşamın bile sırf siz yaşadınız diye daha rahat soluk almış olduğunu bilmek. –İşte ”Başarmış olmak” budur.
çocuklar ve şairler – yasin ertas
Çocuklar ve Şairler bir ev vardır bir agaç muhakkak güneş bulutlar ötede dağlar ya vardır ya yoktur kuşlar olmasa da muhakkak hazırdır yuvaları ne üç ne beş her zaman dört insan anne baba küçük kardeş şiirde ve resimde sonra bir çiçek şiirde ve resimde şimdi aynı çiçek şiirde ve resimde bıraksalar bulutlara değecek
Hiç Çocuk Olmamış Gibi – Ece Yavaşcan
“Büyümek güzel değil. Geçen her gün, her dakika aklım ve kalbim bütün hayal kırıklığıyla şahit oluyor buna. Gördüklerim, duyduklarım ve yaşadıklarım… Oysa çocukken ne kadar da güzeldi her şey. Tek endişemiz terli terli su içmemekti;salıncak sırasını kaçırmamaktı ya da apartmana giren bir kedinin yavrularına gizlice süt verme savaşıydı ruhun tüm saflığıyla. Oysa en çok […]
YAĞMUR – feyyaz atlı
ve yağmur aniden düşer uçurumdan yaprağında bir ağacın bir ötekiyi başka bir ötekiye kırdıran yağmur ve aslıdır herşeyin sevginin hatta şiddetin en kırağısının şimdi bir şarkı fısılda gerçek kadar sen kadar ve yağmur kadar acısız olsun
Figüranın Ölümü – Ayşe Gül Selamoğlu
Küçücük odanın üçte birini kaplayan masaya tiksinti ile baktı. Üzerindeki mavi beyaz muşambadan sadece eskimiş ayakları gözüküyordu. Bu şehre geldiği ilk gününü hatırlatıyordu bu masa. O güne de, talihine de küfrederek masaya yöneldi ve üzerindeki sakinleştirici haplarından 2 tane içti. Hapları yutacağı sırada gözüne kostümü çarptı, papyonunu gördüğü sırada ilaçlar boğazında düğümlendi ve […]
KADIN – FERHAT NİTİN
Kadın… Sor uyuduğun vakit yastığa kadın. Sildi mi yitik acılarını o Huzurlara fora,zamanlarda adın. Sor duydu mu sancılarını o Hüznün incisi sabahlara nakşolmuş Sor bir gün sana harcadı mı vaktini o Gör kadın.. Faili karanlıkların gönül gözünü Hissiyatın uykulu yasaklarına sor Zor mu başka bakmak. Sor hapsolmuş notalara.. Ve bil kadın. Sinsi ama […]
ÇOCUKLUĞUMDAN – nizamettin korucu
Çocukluğum pantolonu; aşırtmaları pantolonum. Kemer yerlerinden sağlı sollu, omuza çapraz atılan ve tekrar pantolonun kemer yerinde düğmelenen pantolonum. Paçaları bilek hizasında kadifeden pantolonum. Yaz kış sadece gerliğe ( misafirliğe ) gittiğimde annemin değiştirdiği pantolonum. Kumaş pantolonla ortaokula başladığım yıllarda tanıştım. Okul dönüşü kumaşı çıkarıp tekrar kadifeyi giyerdim. Mintanım ( Gömleğim ): Gömleğimin bileklikleri, toprakla […]
Yorgun trenler – Reyhan Saygın
Geçer Günlerin ardında günler Sıralı evler gibi Yakın birbirine Kanatsız kuşlara benzer Yabancı yüzler gibi unuttuğum Bir buğunun ardında yüzün Geçer dediğin O puslu gözlerinden Ayrı vagonlarda Geçer gider sırasız ömürler 2014
Söylesene bana senin yalnızlığın kim? – Volkan BAĞÇECİ
Madem ki duymak istiyor kulakların; öyleyse haykırıyorum dinle beni… Kanatlı bir gece kelebeği kadar hafif, başına geleceklerden habersiz, hoşuma gidecek yerde konaklayacak kadar saydam ruhum. Her defasında kendimi korumak için uçup kaçıyor, uçup kaçtıkça genişleyerek ağırlaşan ruhumu hiç bir bedene sığdıramadığım zamanları anımsıyorum. Oysa dönüşüm yıllarımda taşıdığım onca ağırlık soluduğum havanın katmanların da zehirlemişti bedenimi […]
Bir Neyse Ölçüsü-Usame Yördem
Kolların bir sığınma yurdu şimdilerde. Yüzün, göklere hadlerini bildirmekle meşgul. Yanaklarında açan papatyalar, tükenmekte olan türlerden. Baharın gelme telaşında, içime uçurduğun uçurtmalardan haber alınamıyor. Kalbim taşa meyilliydi de ona mı takıldı acaba ? Bir sahil kasabası, denize yakın, herkese uzak. Heybede duran yaşlı maskeler, hiç kırıştırmayacak umutlarımızı dimi ? O an içimden bir sevgi geçiyor, […]
KIMILDAMA ÇEKİYORUM – Uğur DEMİRCAN
Tek tek söner ömrün lambaları can verircesine titreşerek. Tek tek geçilir kilometre taşları. ‘an’lar ‘anı’ olur, anılar rüya… Hesaplar boşa, hayaller suya… Mağrur ve mavi bir eski fotoğraftan, kendine seslenir insan. Duyuramaz. Duyulamaz zira. Tek tek söner ömrün lambaları. Tek tek geçilir yıllar. Unutulmazlar, hatırlanmaz olur. Sözler havaya, mektuplar suya… Bir eski hayattan, kendine yalvarır […]
ŞEHİR KUŞLARI -Metehan ÖZKÜN
En iyi şehir kuşları bilir, bir dala tutunamamanın ne olduğunu..Kanatlarında baharın kokusunu taşımaları gerekirken, egzoz dumanları eşlik eder onlara.. Uçabildikleri halde en çok onlar evsizdir ve bazen bir çatı, bazen klima ünitelerinin arkası ya da balkon demirlerini kendilerine yuva edinirler.. Elektrik tellerine bir söğüt dalı edasıyla konarlar ve beş yıllık plazaların arasında uçarken hayallerinde yüzyıllık […]
Son Yorumlar