Sayı 41 52
VAKİTLİ SEV-Mücahid Yaman
Her uzvumdan ayrı ayrı akıyor yokluğun Deniz olup okyanuslara taşıyor sensizliğim Uzak dur Vazgeç diyorlar anne O sol kaburgamın iki santim altında Ama yok anne sahi uzak ne anne Ben kendi çölümde kayıp biri vahayım Gelmiş senin yeşerdiğin yerlerde deniz olmaya çalışırım Ben kayıbım Ben denize aşık kaktüs […]
Bak ve Gör -Rana Bilecan
Sabah erken kalkıyorsun. Kahve yapmak için mutfağa gidiyorsun. Hangi bardakla içeceğini düşünüp en sevdiğin kupanı seçiyorsun. Ama hangi kaşıkla karıştıracağın önemli değil. Onu düşünmüyorsun ve bir kaşık alıyorsun. Her zamanki gibi tek şekerli kahveni yapıp mutfak masasına oturuyorsun. Sigaranı yakıp bi’ süre pencereden dışarıyı seyrediyorsun. Sonra müzik dinliyorsun ya da haberleri okuyorsun. Kahvenin bitmesine yakın […]
Şiir Kanaması-Taha İhsan Çetin
Bir kez daha Seni anlatma beyhudesine girişmek Hiçbir tesiri olmasa da ruhunda bu emeğin Yine de uğrunda kalemi bükmek Biz diye sözlerime başlamak isterim de Lakin ağzımdan kan dökülür Bilirim en son sığınacak yerin kalbimdir Ama bir umuttur Olurda uğrarsın diye Şiire soyunduk bütün kelimelerle Bütün sözcüklerle çalıştık seni methetmeye Sen ya da siz […]
ŞEHRE BAKMAK – Uğur Arlıer
Karanlık, sinsi bir baykuşun kanatları gibi Üstümüze gerildiğinde -hiç şaşmaz huyumdur Balkondan sarkar, şehre bakarım Yani şehir dediysem, evlere.. Yani ev dediysem, pencerelere.. Yani pencere dediysem, cama vuran gölgelerine Bakarım daha yüzünü bile görmediğim dostlarımın.. Ve her birinin ayrı ayrı O ışıkların ardında mutlu olduğuna inanarak Kıskanırım onları Uzakta silahlar […]
FATİH SULTAN MEHMED -KADERİN OYUNU- MESUT KIRCA
2.Murad Han Kuranı kerim okumakla meşguldür.Kapı çalınır müsaade istenir ve Padişaha durum arz edilir.Peki nolmuştur?Padişah yüzünde içten bir tebessümle karşılamıştır haberi ve hafifçe doğrularak Kuranı Kerimi yüksekçe bir yere bırakır.Aynada kendine bir çeki düzen verir ve hemen kapıdan çıkarak yola koyulur.Valide sultan padişahı görür görmez mutluluk çığlığı atmak ister ama kendini tutar.Padişah hazretleri de […]
MEMLEKETİM -İkram Güneş
Kan kokuyor mu sokaklar hala, Yüreği yangın yeri mi hala memleketimin. Barut kokuyor mu hala etraf. Dağ, Taş, Toprak, Vede yağmur hala sessizce haykırıyor mu..? Umut, Hala tel örgüler arasında mı. Peki ya kuşlar, Kuşlar hala göçmen mi yaşar memleketimde..? Sahi, Çocukları nasıl memleketimin. O mahzun, O suskun, Yaşları küçük, Ama yürekleri kocaman çocukları nasıl […]
ORTAÇAĞIMIN ŞEYTANI – Mustafa TOKGÖZ
Eve gidecektim. Durakta beklerken, arkadan yanaşıp; kolumu tuttu. Döndüm; yaşlıca bir kadın: “Orta çağda; şeytan, insanların içine, kulaklarından girermiş.” Dedikten sonra; montumun şapkasını, başıma geçirdi. “Ama bunun da faydası yok. Artık her yerden girebiliyor.” Gülerek tamamladı, sözünü. Sarı dişlerini gördüm. Bende güldüm. Zoraki bir gülüş; biraz şaşkınlık, biraz tedirginlik. Uzaklaştı. Olduğum yere çivilenip, kalmıştım. […]
Anlatır – Mert Tahta
Belki kelimesi bile çok sey anlatır bana Tüm ihtimallere rağmen sevdim seni amansızca Sarı yapraklar değildi yeşeren içimde Gökkuşağının yedi rengiyle tanıştım seni görünce Sineme akan damla mı yağmur mu ? Ne tez unuttun masum su kenarında ki bakışlarını
TUTİCORİN HATIRASI – Kadir Eken
Geminin Pruvasında otururken arkamdan sessizce yaklaştı. “Paşam dalmışsın” dedi. Geriye döndüm. “Gel beraber dalalım.” “Yapma şöyle soğuk espriler. Yine ne düşünüyorsun?” dedi pişkin pişkin gülerek. “Miço Ahmet, rahat bırak beni. Reise söylerim boş boş durduğunu.” dedim intikam alırcasına. Sessiz adımlarla uzaklaştı Miço Ahmet. Sonsuzluğa diktim gözlerimi, masmavi denizin sakin sularında yalnızlığımdan bir yudum daha […]
HASTA İLE AŞIK-Serdar Şen
Koridordaki kalabalığın uğultusuna duymuyormuşçasına dakikalardır ses çıkartmadan oturan yaşlı kadın boş boş etrafa bakıyordu. Kocasının gözucuyla kendisini izlediğinin fakında değildi. Adamın yüzüne yansıyan kaygıyı beyaz sakalları gizlemeye yetmiyordu. Yüreğinin derinliklerindeki sevgiydi yüzünü kaplayan aslında. Yarım asrı aşan evlilikleri boyunca kalbinde yeşerip büyüyen duygular dilinden dökülmemişti şimdiye kadar. Karşılarındaki numaratör sıralarının geldiğini bildirmeseydi de kalbinin […]
YİNE SORGULATANIN İNADINA – Elif Yavuz
Yazdıkça mı yoksa yaşadıkça mı gelişir acaba yazılarım? Yoksa düşledikçe mi yeşerir umutlarım ? Böyle dersem de alıntı yapmış gibi mi olurum, Alıntılarım geliştirir mi yazılarımı, Farklı düşünceler iter mi ileriye beni, Her yazışımda neden sorgularım kendimi, Yoksa sorgulamak için mi yazıyorum, Sorgulanmaya doyan bir dünya adına, “Bu nasıl dünya!” diyenlerin inadına Haberi yok […]
KRAVAT – Ali Akkoç
Aralık ayının son günlerini yaşadığımız bir kış günü işe geldiğimin sabahında başımdan hem komik hem de dramatik bir olay geçti. O sabah memurların arabalarını bıraktığı, gülüp eğlendiği, hava aldığı ama benim ise yalnızca sigara içmek için kullandığım iş yerinin bahçesinde öylece bekliyordum ama inanın neden beklediğimi de bilmiyordum. Hava da nasıl soğuk, sere-serpen […]
BİR AHMAĞIN RENGİ – BAYRAM ÇELİK
Kendi kabuğuma çekilmişliğimin şu evresinde karşıma alıp konuşabilmek için benden bir tane daha olmasını ne çok isterdim. Ama istediğim bir başkası değil sadece kendimden bir tane daha. Zaten farklı insanları zihnimde de yarabiliyorum. Dostlar bunu isteme nedenim en sığ anlamda insanın sosyal bir varlık olmasından geliyor. Malesef ki başka bir insanla iletişim kurmak, benim gibi […]
Son Yorumlar