Sayı 43 69
EYLÜL -Ayça Aygün
benim kedim kuşları sever olmazsa tüylerini ben aşkı severim olmazsa…olmaz sonbahar kışın telaşını çoktan düşürdü eteklerime göçen leyleklerin hüznünü bilir misiniz veya eskiyen yaprakların… bir yanım aldırma der öbürünün avuçları sırılsıklam toprak bağlıyor ayaklarımı ceplerimse dolu şıkır şıkır ben bana kalan son balkonlarda son turuncu ikindilerin mayhoşluğunda son kırlangıçların deli ıslıklarındayım sardunyaların tomurcuklarını sayıyorum yaz […]
Bir Süre Kapının Önündeki Rüzgâr Çanlarını Dinledim-Sevim Demiröz
Bir süre kapının önündeki rüzgâr çanlarını dinledim. Sistemsizliğin içindeki düzen, sanırım bunu seviyorum. Rüzgârın içine kendini hapseden soğuk; intikamını tahta verandadan almaya çalışırcasına testerenin tahtayla buluşması gibi öğütücü bir sesle varlığını hissettirirken, sis; pencerenin ardındaki göle çoktan inmişti. Oturduğum koltuk vücudumun sıcaklığıyla ısınmaya başlayınca yer değiştirdim. Akşam saatlerine kadar uyumak çok akıllıca değildi. Yine de […]
Kapı – Diydem Deniz KOÇ
Tak tak tak… “Ne oluyor anne?” “Bilmiyorum kızım, sen uyumaya devam et” Birlikte zorlukla sığdıkları yataktan kalktı, battaniye ile kızın sırtını sıkıca örttü. Üzerine şalını alıp, kapıyı açtı. “ Kirayı alamıyorum dört aydır. Ya şimdi ödersin, ya da kolundan tuttuğum gibi atarım sizi dışarıya.” Yüzüne çarpan bu sözlerle zorlukla aralamaya çalıştığı gözleri sonuna kadar açıldı. […]
yaşar nezihe bükülmez : 1 Mayıs Marşının ilk şairi, proleteryanın kadın şairdir!
Silivrikapı’da, Baruthane Yokuşu üzerindeki Hünkâr İmamı Sokağı’ndaydı evimiz. Evimizin yakınındaki dere kenarlarından papatya, ısırgan otu, deve dikeni, ebegümeci tohumları toplayarak aktarlara satıp, kazandığımın kırk parasını mahalle mektebinin hocasına, kırk parasını da kalfaya vererek bir süre okuma isteğimi doyurmak için çabaladım. Fakat bu şekilde ancak bir yıl mahalle mektebine devam edebildim. Aldığım eğitim bu kadardır. Yaşamım […]
Çürüdü tohum tuzun içinde-Mehmet Özgür Ersan
Güneşten kaçıp kuytulara sığınan kuzgunlar boşuna Boşuna yelkenler gene dönüp duracak Sen aldırmayacaksın Gidiyorum anne ben yorgun gökyüzlerini bırakıp Kıpırtısız yapraklara Pırıltılı renklerle korkunun tünemediği Ve korkunun içinde ördüğüm o eski rüzgâra Rüzgarın denize taşıdığı tohum Bir evren gibi bir şey açarak çoğalacakken Tuzun yaktığı yaraya döndü İçinden geçip giden zaman Son kızıllığıyla güneş başka […]
YAŞAR KEMAL’İN ÜLKESİ – OLCA ŞEŞEOĞULLARI
Bir ülkenin yazarı olmanın getirdiği saygınlığın yanında bedelleri de vardır. Ülkeyi oluşturan okuyucu kitlesinin görmek istediği ve beyninde oluşturduğu ütopik bir ülke ve toplum yapısını seslendiriyorsanız iyi yazar, hatta mükemmel bir aydın kimliği göstermiş olursunuz. Ancak sağır beyinlerin ütopyalarını bozuyorsanız, kendinizi kabul ettirememeniz; karşılaşabileceğiniz en basit sorunlardandır. Toplumu oluşturan bireylerin; ki aslolan toplum değil; […]
AL YAZMA -DİDEM SAYAT
On üçümdeydim daha. Bir gece önce , ‘‘ Seni gelip alacaklar, ’’ dedi annem. Kimdi onlar, ne istiyorlardı benden? Ağzımı açtım, belli belirsiz üç beş sözcük döküldü dudaklarımdan. Hafif bir çığlık kapladı odayı ardından. ‘‘Sus kız! ’’ dedi annem, ‘‘Baban duyacak. Lime lime eder seni. ’’ Pörtlek gözleriyle çirkin bir yaratığa dönüştü annem. […]
MOSTAR’DA SARI SALTUK BABA TÜRBE ZİYARETİ ! Kazım Balaban
Tarihte derin iz bırakan önemli insanlar olmuştur. Yaşadığı dönemde öyle etkin iz bırakırlar ki bu insanlar yüzlerce yıl sonra bile etki ve saygınlıklarını kaybetmeden halkın kalbinde yerini korumasını bilmişlerdir. Bektaşi Babaları, Ahmet Yesevi ve Hacı Bektaş Veli öğretisini yaşatmak için gittikleri bölgelerde bu inancı hem sevdiren, hem de etkin kılmaları ile tanınırlar. Bir dergâhta yeterince […]
söyleme -Josef Kılçıksız
kime inansam terkediyor siluetini, ardınca durmak gibi sularında mavi bir kalkışma işgal ettiği düşlerimden çekiliyor deniz… deniz yaralı bir martının ruhunda; battığı yer orası, kumunda vaşak mırıltısı, doğduğu yer de… pullarında yalnızlığa saran gümüş, balıkları anlat… bulduğun ilk portakal kabuğunu kalbine sür; bir yol gör ve onu öldür… söyleme kimseye, nasıl ayıklanır […]
ayrılık vurunca aklına âdemin – OYA ZEYTİN
Koynuna uzanır ya ölüm. İlk siyah kuşların –kuzgunların- göçer Sonra beyaz, temiz ellerinden Anasız babasız sigara dumanında ölür ellerin. Koynuna uzanır ya ölüm. Ertelenmiş bir ağlamanın eşiğinde beklerim. Kuşlarını alırlar, rengârenk kuşlarını Arafımın uzağından göç ederler. Tebdili mekânda rahatlık var derler. -Yoktur- Koca acılar avazı çıktığınca tutunur dudağıma. Beni giymiş giysilerin tenimi dövdüğü, Bir […]
KÜSMEK – Zeynel KÜRKÇÜ
İki cümle şiir sıkıştı. Yüreğimle dilim arasına, Sana geliyorum derken. Yokluğun geldi aklıma. Duymazlığın, Umursamazlığın sonra. Martılar öldü Çocuklar öldü içimde Yollar küstü Kalem küstü Hangi nankörü sevmedim ki Kedi bile küsmemişken, Sen niye lal oldun Oysa ben Küsmedim ne sana Ne de şiire Sokağına gelip Kapına küsmek Kapına gelip Tokmağına küsmek Biliyorum sen Artık […]
ŞART OLDU -Hikmet Güzelkokar
Perçemi dökülmüş zülfün üstüne O körpe bakışlar bana dert oldu Bir mektup yazdırdım, zarfın üstüne Reyhan kokusunu sürmek şart oldu Gözleri bir yandan, kaşı bir yandan Selamlar göndermiş kirpik ucundan Yapraklar toplayıp bahar tacından Bastığı yerlere sermek şart oldu Lebleri gül açmış, gamzesi hare Dokunsam yanarım, baksam biçare Alıp götürmeden başka sehere […]
Sen aysın gündüzüme -ümit şakir doğan
Sen aysın gündüzüme gecenin karanlığında ay gibi aydınlatırsın gecemi ben kıştım sen güneş gibi ısıtırsın beni yaralı kuş misali tek gözle bakmak varya bu hayata acı keder olsa da sen lokman hekimimsin gel şifa ol gözlerinle yarama beş mevsim misali aşklar en güzel mevsimler senle geçer etrafım sarılı kılıçlar oklar gökyüzü kararmadan gel kurtar beni […]
Son Yorumlar