Sayı 46 48
Kitap Tanıtım Bülteni/Suda Yanan Ayetler – Behçet Gülenay
Bir isyanın romanı… İbrişim Kitap ‘YAKIN TARİH ROMANLARI’ dizisinden yakın tarihimizde gizli kalmış, üzerindeki sis perdesi hiç aralanmamış bir isyan. İşte böyle bir isyanın gizliliğini ortadan kaldırarak karanlıkta kalmış yanlarını canlı tanık ve cumhuriyet arşivindeki belgelerle destekleyerek zihinlerdeki labirentleri aydınlatan yeni bir kitap; Suda Yanan Ayetler Suda Yanan Ayetler, Behçet […]
fekat nazan hanım! – ali koç
Fekat Nazan Hanım! Anılar hep yarım kaldı şimdi. Neden bunlar bizim başımıza düşer ki? Her adımda geri kalan şansımsa Duymaz kimse bu sesleri ve ışıkları. Balçıklar sardı beni Nazan! Sen kaç ya da yan Sonuçta iki boş hece insan.
yozlaşma-özgür karakaya
“Sınırsız güç yozlaşmaya mahkumdur.” Willliam Pitt’ Yozlaşma olumsuz bir kavramdır.Özündeki iyi niteliklerin bir takım dış etkenlerle zamanla yitirilmesidir. İyi durumdayken kötü duruma geçiştir. […]
cenaze-mehmet çankaya
Erdinç kalp krizi geçirmesi sonucu tam eli dört yaşında ölmüştü. Ölümü ailesi ve iş arkadaşları üzerinde derin bir şok etkisi bırakmıştı. Çok sağlıklı, hareketli ve mutlu bir yaşamı vardı. Herkes tarafından sevilen ve sayılan biriydi. Kimse onun ölümünü kabullenemiyordu. Akraba, dost ve arkadaşları merhum Erdinç’in evine […]
h-ırmak eminoğlu
Kara ormanım kızıl şafağım Külümü toplayanım Savrulayım sende, bırak Karanlığına gömülürüm gün gelir Gün gelir gözden ırak Derinlerinde yürür şanım Duyulur mu sesim ey kara ormanım Sen de korkar mısın kendi uğultundan Seni de yakar mı ulu şafakların Kendi aşkına düştün mü sen hiç Kaybolma sevdasıyla kuytularında Kuytularından bile vahşidir adın Adın, adım. İki […]
gaia-jiyan çağırtekin
Sonsuz boşlukta yağan kar taneleri Uranos’u Gaia’yla yekvücut kılmak istercesine durmaksızın yağıyordu. Her saniye gömülmekte olan vücudunu bir an önce örtmekte sabırsızlanan kar yaşamın her kırıntısına son vermeye yeminli olduğunu hiç unutmuyora benziyordu. Yaşamı ölüme çevirmeden, düzeni kaosa dönüştürmeden tüm varlıkları içine alıyor, yaşamı yok etmeden durduruyordu. Yüzüne doğru yağan taneciklere baktığında yeryüzüne yükseldiğini […]
bir kum saatidir – aziz nayir
her sokağın çıktığı bir sevda vardı gökyüzü kımıl kımıl , dikine kesen gölgeler gibiydik, gibiydin tam ortasından bölünmüş bir anı defterine düşülmüş bir not-ki unutulmuştur çoktan bize düşen adınla başlamaktır , “yeter ki vaz geçme beklemekten er geç gelecektir gidenler” , her şeyin bir vakti vardı, ölümün bile aptalların yıkandığı aynıydı nehir sesi böldük-tuzbuz-sessizlik oldu […]
kadın- arzu gökbaş
Asfalt yollar boyunca Bu uzun yollarda Arabalarını kenara parketmiş, siyah fileli çoraplar giymiş kadınları düşlüyorum. Gözlerinde hüzün, ellerinde endişe Anılar taşıyor sigara dumanlarından Saçları kurumuş güneşten Acaba güzel domates çorbası yapar mı bu kadınlar? Acaba en çok hangi kitabı severler? Bu kadınlar niye böyle hüzünlü Tanrım? Çok güzeller halbuki Bu kadınlar neden ağlıyor Tanrım? […]
memo-fazlı humar
. ateşe ne gerek var memo şu kör karanlıkta şu dipsiz soğuklukta güzel bir sözdür kıvılcımı davetleyen yüreği har hasreti yar insanı insan eyleyen aşk ile tutuşan muhabbettir kapıları açan duvarları yıkan külü gül eden zamanı yediveren şu bitip tükenmez azapta şu üç günlük yolculukta […]
Son Yorumlar