2020 322
Akıp Giden(ler) – Hatice Altunay
Sazın tellerinde titreyen ezgiler gibi usulca yüreğine aktı bir telli turna. Boz üveyikler havalandı çiğsil tan hıçkırıyordu. Çocukluğunu asmıştın ipek bir mendil gibi Torosların yamacına… Terleyen avuçlarına düştü çocukluğun. Geçmiş zaman bu, çakır dikeni parlaklığı gelmiş oturmuştu ayağına…. Ayağının altından kayan kiremit rengi toprak uçurumlara savrulmuştu. Arkandaki alaçam tutmuştu seni cılız ve güçsüz kollarından. Bilemezdin yaşayacaklarının hangi dilde ,hangi dikende mor mor açacağını küçük ve çelimsiz bir çocuktun Şimdi dağ […]
Caddenin Halleri – Elif Tura
Mine “Baş başa içip müzik dinlemeyeli yıllar olmuş” dedi Burak’a. “Bizimki anneannesinin yanında kim bilir kaçıncı rüyasını görüyordur.” El ele tutuşmuş, ağır ağır yürüyerek Kurbağalı Dere’nin üzerindeki köprüye gelmişlerdi. Yaşlı bir sokak köpeği yanlarından usulca geçti. Gittikleri küçük mekânda sahneye çıkan amatör grubun gitar soloları, bateri ritimleri hâlâ kulaklarında çınlıyor gibiydi. Kapıda “Yüksek ses işitme […]
Ece’den Biliyorum – Gülşah Babayiğit
Yine kan ter içinde yatağımdan fırladığımda saat gece yarısını çoktan geçmiş, zar zor daldığım uykulardan böyle havaleli kalkışlarım moda olmuştu. Tanrı biliyor ya böyle zamanlarda yaradılışım ile ilgili bir zamanlama hatası olduğunu düşünmüşümdür hep. Karmakarışıktım. Her uyanışım aynı akıbete uğruyor. Düşünceli gündüzlerin ardından gecelerde dar geliyordu artık. Bir garip ademoğluna duyduğum aşk tüm imkân ve […]
Sardunya Kokusu – Melek Koç
Kadınlar gibiydi sardunyalar da. Kokularını onlara dokunan ellere bırakırlardı. Yusuf’un elleri sardunya kokardı. Dokundukça kırmızı bir sardunya olurdu Gülnaz Yusuf’un ellerinde. Öylesine suskun, öylesine kederli, öylesine güzel… Pencerenin önündeki sardunyalara sevgiyle baktı. “Yok, böyle olmayacak, bir şeyler yapmam gerek,” diye mırıldandı. Mutlaka bir çıkışı olmalıydı içinde kaybolduğu […]
Benimle Oynar Mısın?- Ezgi Tabar
-Pardon, bakar mısınız? Benimle ip atlar mısınız ya da sek sek oynasak birazcık, olur mu? – Ne diyorsun Allah aşkına, deli misin nesin? -Pardon, gitmeyin lütfen, bari biraz evcilik oynasaydık… – Çattık yahu, git kızım başımdan, şu alt sokakta çocuklar top oynuyorlar çok istiyorsan git onlarla oyna. – Onlar istemiyorlar beni, geçen gün istemeden biraz […]
Anaç Gece – Hüseyin Çağırgan
gün sızar eşiklerden geceyle gündüz öpüşürken kapıları açılır bin bir öykünün yaşandığı evlerin kalın perdeleri çekilir pencerelerin çocuk sesleri doldurur sokak aralarını güneş verirken harını ağır ağır kahveler sunulur gümüş tepsilerde iğne oyasından örtüleriyle kim ev sahibi kim konuk sesler seslere karışır gün batar uzaklardan babalar gelir omuzları düşük gözleri kanlı, bakışları yorgun çocuklar nazlanır […]
Sokağa Düşen Ayraç – Aziz Nayır
Yazık dedi dönüp adıyla başlayan seslenişe yaşlı bir bulutun yol verdiği aydınlık grinin hep bulanık ve karışık kimliği ne siyah ne beyaz bir filme başlandı . o atları sildiler düşlerimizden çünkü kırık yürekle yaşamak pek zor bir yolu yoktu bildiğin sırçayı yeniden biçimlemenin ve yıkamanın gölgeyi, düşmüşse suya . çocukların geldiği zamanlardı coşkusuz, bakışsız, yüreksiz […]
İsmail Bey’in Hikâyesi – Merve Kubanç
Annem, beni buraya bıraktığından beri uzun zaman geçmişti. Öyle uzun zaman ki, ilk başlarda, günlerin hesabını tutmayı denedimse de yolun çeyreğine bile varamadan, saymayı bırakmıştım. Bu vazgeçmişlik, beklemek konusunda yardımcı olurdu belki. Ama olmadı. Birini ya da bir şeyi beklemek, insan denen yaratığa verilmiş en büyük ceza olsa gerek. Aynı bünyede ümit ve hayal kırıklığı. […]
Taş Köprü – Zeynep Kasap
Yüzüm de büyük şehrin küçük dünyamdaki büyük mutluluğu, üzerimde koca düğmeli mavi önlüğüm, boynumda annemin elleriyle ördüğü beyaz dantel yakam, sırtımda küçük siyah okul çantam ve bir elimde beslenme kutum minik adımlarımla bir elim boşta, Taş Köprü’nün üzerinde babamla okuluma doğru giderken ya da koşarken, aslında babam hızlı hızlı yürüyüp almış başını giderken, ben […]
Hayat Kadar Sevmek – Belgin Bıyıkoğlu
Mağaza vitrinlerinden yayılan ışıklar, yağmur altında kristal parçalara ayrılıp, rengarenk konfetiler gibi uçuşurken, cadde gerçek olamayacak kadar canlı, neşeli görünüyordu gözüne. Keder, öfke ve endişeyle doluydu oysa, içinde yarına dair sadece biraz umut kırıntısı kalmıştı. Kaldırımdan karınca sürüsü gibi akıp giden insanların kaçı evlerine götüreceği bir topak ekmek bulmanın huzurundaydı acaba ? Kaçı umutsuzluğunu […]
Biz – Semih Bilgiç
Pervane olmuşuz, devrana benzeriz. Dönüp durduğumuz, boşa neyleriz? Yürek unutmuş, sevda ne, deriz? Huyumuz buymuş, coşa gideriz. Başımız dönme dolap, sarhoşa benzeriz. Dünya değirmeninde çalap, çarkı çevireniz. Değerimiz yokmuş, pula benzeriz. Ağlayarak geldik, sessizce gideriz. Zaten farkındayız, el bir, kalenderleriz.
Bizim Hikaye – Yaşar Aynur
17 ağustos 1999 saat 03’02 Sanki,yerle gök bir birinin içine girdi.Şiddet’li bir gök gürültüsüyle beraber olan deprem adapazarını yerle bir etti.Her yer zifiri karanlığa büründü.Yıkılan binaların altında kalanların feryatları ayyuka çıktı.Sağ kalanların yakınlarını kurtarma çabaları hep boşa gidiyor.Beton yığınlarıyla dolu sokaklarda yürümek dahi mümkün değil.Göz gözü görmüyor. 27 yıl sonra 2026 İstanbul maltepe huzur evi bahçesi. […]
Görünümler – Fırat Werger
Ölmüş bir aşkın iskeletiyim ben yollar hiç uzak yanmasın mor gözlerinde uçmasın kabirler gidiyor musun kalıyor musun okuyamadım yüzünden yazamadım yazamadım tek bir alın yazısı neden yaşadım ki seni okumaz yazmaz sevdiysem. Elleriniz radyonun kulağında bir Ermeni şarkısıyım ışıklar sönmüştür, rüzgar erişmez öyle bilenmiş ki hançer uyku zamandan derin öyle bir başına duruyor ki ahker […]
Son Yorumlar