2020 322
Haklı Olmak Mutlu Eder mi? – Dilek İşcen Akışık
“Haklı olmak mı? Mutlu olmak mı?” sorusuna takıldım kaldım. Önce kendime sordum, sonra birkaç yakınıma. Herkesin yanıtı farklıydı. Bu soruyu sizinle de paylaşmak istedim. Hem haklı hem de mutlu olabilsek keşke. Ne yazık ki bu her zaman mümkün olmayabilir. Haklılığımızı kanıtlamaya çalışmak doğal ve saygın bir davranış tabii ki. Gerçi anlaşılmadığımızda üzülebiliriz, olumsuz bir sonuç […]
Hatice Dökmen ile “Kum Gibi ” Üzerine – Münire Çalışkan Tuğ
Hatice Dökmen’in ikinci romanı Kum Gibi, Mayıs 2020’de Destek Yayınları etiketiyle okurla buluştu. Raflarda yerini almasının üzerinden iki ay geçmeden ikinci baskıyı yaptı. Romanda değişken, inişli çıkışlı ruh halleri, arayış, kurgulanmış bir gelecek düşünün ardında sürüklenirken iç sesini bastırmaya çalışan gençler, geleneksel olanla modernin çatışması, arada kalmışlık, göç, yersiz yurtsuzluk, insanlara dar gelen mekânlar, dar […]
Küçük Mucize – Yüksel Akkuzugil
Balkan Harbinin tüm vahşet ve dehşeti ile sürdüğü günlerdi. Henüz yedi yaşında bir çocuk olarak etrafında olan olayları tam anlayamıyor, sadece anne ve babasının çok üzgün ve endişeli hallerinden bir şeylerin yolunda gitmediğini seziyordu. Sokak kapısının adeta yıkılırcasına hızla ve hiddetle çalındığını duyunca, evdeki tek küçük çocuk olarak koşup kapıyı açtı küçük Abdullah. “Allahın Kulu” […]
Bu Eğitim Sistemi ile Derdimiz Ne? – Kemal Berker Gerdan
Hayalimdeki eğitim sistemi ne tam olarak bilmiyorum, ancak eğitimin sistemini de eleştirmiyor değilim. Eğitim sisteminin matematik, fizik, kimya, biyolojiden ibaret olduğunu herkes bilir. Zaten bütün sorun burada başlıyor -keşke tek sorun bu olsa-. Eğitim sistemiz kötü değil ancak geliştiresi gerekli, eğitim oturmuş ancak sistem tarafı tartışılır. Neden mi? Bu eğitim sisteminde sadece sınav isimleri değişti […]
Katl-i Aşk – Saltuk Buğra Karadağ
Saklanıyor duvarlar ardında -Açsam- kopacak kıyametler İçe doğru düğümlenmiş yaralarım Satırlarım celladım oldu bu akşam Öldür beni şiirim……… Hangi kapı bu çalan kulaklarımda? -Ardına kadar- hasret dolu pencerelerin Hangisi beni alıp götürecek? Bir yudum sen al……. Gerisi benim -zehrim- olsun Paçalarıma kadar […]
Sen Yine de Gel – Aziz Nayır
Yaz işte kırk sayfalı geceyi kılı kırk yaran aydan al ışığını gün çoktan bitti, kavgalar dinmedi, yoruldu dövüşenler eylemsiz kalma hakkımı kullanmak istiyorum . tut ki yeni bir şey öğrendik karşı durmak için hayata işçilerden yana kırıktı yüreğimiz kılıçları çektik tahtadan savaşacak kimse yok, çocuklar büyümüştü herkesin bir zinciri vardı yitirmek istemediği . kırk sayfalı […]
Iskalarsam Islık Çal – Ahmet Zeki Yeşil
Askıda simit var, askıda ümit yok. Ümit fakirin tam buğday ekmeği, ye Mehmet ye… Kusura bakma, peynir yok içinde. Biz yufka yürekliydik, yufkasından yedik yüreğimizin. Ekmek elden, su çeşmeden, süt inekten yaşayıp gitmedik. Tarlası olmayan komşudan hıyar gelmez. Gelmedi. Kendi yağımızla kavrulacaktık, yağsız kavrulduk. Hayat elektrikli battaniye gibidir, çok çekersen kısa devre yapar; yanarsın çıtır […]
Maşulu – Hicret Birik
Bir sabah Maşalu halkı, duyanı dehşete düşüren dört cinayet haberiyle uyandı. Yetenekli hafiyelerden olan, fakat altmış beş yaşını doldurunca zorunlu emekli edilen Bremenli dört kafadar yakalamıştı katilleri. Sıkıntıdan, kafa dağıtmak için gittikleri bir meyhanede yan masada oturan dört kişi, içkinin verdiği akıl uyuşukluğu ile suçlarını ağızlarından kaçırmışlardı. Bizim emekliler de yüklü bir ödül alırız ümidiyle […]
Mühim Mesele – Zeynep Kasap
Hayat kısa kuşlar ölüyor Peki ya kirpiler? Bir kirpi gördüm dün asfaltın kenarında Toprak ve çiçeklerle dolu küçük bahçeye Hüzünle geçmeye çalışıyordu tel örgülerin arasından Oysaki kendi isteği ve sonsuz azmiyle Zar zor kurtulup kaçmıştı dön dön durup aynı yere çıkan koca binanın parkından Toprağın çimlerin güneşin kucağından Dört duvar arasından, dört kenardan Topraklı ya […]
Özlem – Özlem Talu
Karlı dağlar arasında rüzgarla uçtum Okaliptus kabuğu koptum derelere döküldüm İnce bir sazlık çöpü uzanıp göle salındım Kazların gagasıyla suyundan içtim Kırçıl keçilerle yamaçta gezdim Çayın gümbürtüsünde salınıp dondum Kır atın yelesinde uçuştum Dalgaların tuzu kaldı dilimde. Can parçası doğdu ana rahminden Bebe boynunda koku oldum ciğerlere çekildim Nar tanesi buğdayla karıştım Adımlar tek tek […]
Keloğlan ile Sığırcık Kuşları – Tahsin Melan
Bir varmış, bir yokmuş. Evveli evvel iken; develer tellal, pireler berber iken; ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken; güzel ülkemizin bir yerinde fakir mi fakir insanların yaşadığı küçük bir köy varmış. Fakirlermiş ama mutlularmış. Her şeyleri yokmuş ama var olanla yetinmesini biliyorlarmış. En önemlisi karınları tokmuş; kimselere de borçları, minnetleri yokmuş. Dolayısıyla huzurlu mu […]
İki Bir – Salim Altıntaş
Anlaşılan sevindirici bir haber almıştı Tayfun. Çok mutluydu çünkü. Acaba ağzım kulaklarıma varıyor mu, diye düşünüp yanaklarını çekiştirdi. Kaşını, gözünü oynattı. Yüzünü buruşturdu. Deyimin burunla bir ilgisi olmadığı halde burun deliklerini şişirdi. Kulaklarını aşağı yukarı hareket ettirdi. Yetmedi başka başka tuhaf hareketler yaptı. Baktı ne yaptıysa olmuyor. Ağzı kulaklarına varmak deyiminin hatalı olduğunu düşündü. Tayfun […]
Ben Senin Kaderinim – Gürhan Gürses
Sırtında heybesiyle, ayağında çarığı, başında serpuşuyla çok heybetli duruyordu münzevi. Kalbine bir kıymık batmış gibi sancıyordu, gözleri şaşılacak denli iri ve karaydı. Doğuştan hak eliyle gözlerine sürmek çekilmiş gibiydi. Bir hayal gibi duruyordu. Vardı ama yoktu gibi. Gözünün karalığı ömrünün karanlığına delalet ediyordu. Üstünün başının hırpaniliği onun aşk ehli olduğunun kanıtıydı. Bu dünyadan vazgeçmiş gibi […]
Son Yorumlar