Sayı 50 30
Kaldırımdaki Kadın – Kerime Ural Cengiz
Zeynep, bahçedeki işlerini bitirdikten sonra salona geçti. Çocuklar okulda eşi de bahçede meyvelere su veriyordu. Memnun bir gülümseme geçti yüzünden çok şükür sebzeler meyveler iyi ürün vermişti. Bu yıl ellerine para geçecekti. Sıkıntılı günleri atlatmışlardı. Kocasıyla el ele verip bu harap evi ve bahçeyi adam etmişler. Çok yorulsalar da bir şey olmaz dinlenince geçer, Allah […]
Yakaza Dönencesi – Abdurrahman Danış
Sona doğru yaklaşılıyor alabildiğince bir rüzgârın eşiğinde döner uyanışlar ağaçlar, çatılar güm güm eder esen silik yüzler gündoğumunda başlar güneşin kıpkızıllığı taze taze açar; kesişen havadan, gökyüzündeki dönenceler bedenleri yoklar Uykular ölür ve bir başka hayat ülkesi insan olan kalır bu ülkede; kaldırımları yakar, bir mağaraya dönüşürcesine götürür, sona doğru gider, güneşin koruyla başkalaşır […]
Deva – Zeynel Kürkçü
Tırpan değse sapına Acımazdı canı buğdayın Bilirdi bir somunda deva olacağını Ne yazık Bir buğday tanesi yüzünden Başladı bütün savaşlar Zeynel KÜRKÇÜ
Sisifos Söyleni – Albert Camus – Seray Kalay
“Bu boyun eğme değil, başkaldırıdır.” “Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır; intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediğinde bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir” cümleleriyle başlar. Albert Camus “Sisifos Söyleni” kitabına. Bu iki cümleyi okuduğunuzda istemsizce de olsa yaşamı sorgulama düşüncesi ile başlarsınız kitaba. Sonra biraz silkelenir ve Camus’nün cevabını beklersiniz. Camus, yaşamı […]
Uzak Akraba – Burak Akbaş
Soğuk bir kış günüydü, kar şiddetini iyice arttırmıştı. İnsanlar telaştan ne yapacaklarını bilemez hâlde oradan oraya koşuşturuyorlardı. Jandarmanın gelmesi zaten imkansızdı. Yollar kapalı, elektrikler kesilmiş –yine trafo patlamıştı- araçlar soğuktan donmuştu. Herkeste biraz korku, biraz telaş biraz da bitkinlik… Neredeydi, nereye gitmiş olabilirdi? Buraların kaderiydi, coğrafya kaderdir demişler ya işte tam da oydu. Kaderdi, coğrafyaydı. […]
Bir Avrupa Eleştirisi – Mehmet Sinan Gür
Avrupa… ‘Uygar’ Avrupa… Tarihinin her satırı kanla yazılmış, her sınır kanla çizilmiş, uygarlık tuğlalarının her biri kanla yoğrulmuş taşlarının her biri, birinin ahını almış, yerlerine kan harcı ile oturtulmuş. Soğuk fakat duru ve güzel bir hava vardı. Vakit gece yarısına yaklaşıyordu. 2015 yılında, su kanalları ve gondolları ile ünlü Venedik’in tarihi yapılarla çevrili ünlü San […]
17.yy Toplumsal Politik Ekonomik Dinamikler Bağlamında Racine’ın Phaedra Oyununun İncelemesi – Özge Paksoy
Sanatın ulus inşası ile ilişkisinin net olarak gözlemlenebildiği 17.yy Fransa’sında XIV.Louis hükümdarlığı sırasında ulus-devlete hizmet edecek en önemli kurumların temelleri atılırken sanat özellikle tiyatro ulusal kimlik inşasına hizmet edecek kurallarla denetleniyordu. Mutlak monarşinin en güçlü olduğu bu yüzyıl Fransa yönetim modeli ulus devletin sanat üzerindeki ilk hâkimiyetini temsil ediyor. Ulus inşası modeli 17.yy Fransa sanatında, […]
Özlem… – Zühre Uğur
Mülteci bir aşk taşıyorum Gözlerin kimliğim oluyor Ellerin, erguvan çiçekleri kokuyor Kimsesiz bir şehirde Bensiz Kar yağıyor saçlarına Adın dudaklarımda, şiire dönüşüyor Her satır başında. Hasret türküleri çalıyor, radyoda Sokuluyorum yokluğuna Başım omuzunda Bu zifiri aksamlarda Özlemek, ölümcül bir hasta Bıraksa kendini usulca Uykunun kollarına Ama nafile Paslı bir bıçak gibi Gün doğumuyla saplanacak Göğsüme […]
Hudut – Josef Hasek Kılçıksız
Sabah ezanı biraz önce okundu. Şimdi abdestini alıyordu insanlık. Umudun baharı umutsuzluğun kışıyla, zamanların en iyisi en kötüsüyle kucak kucağaydı. Çökük avurtları ve batık göğsüyle sıska bir adam sokakta karabasan gibi dolaşıyordu. Şehir, çocuklarını yitirmiş annelerden, yastan, yıkıntılardan oluşan bir tarih koymuştu önüne. Cezaevinde ince hastalıktan ölen bir arkadaşının yardımıyla yapıp çattığı bir gecekonduda yaşıyordu. […]
Hayalet Kadın – Aysel Karaca
Mutluyduk. Kalkış anonsu yapılan vapura yetişebilmek için koşuşturan kalabalığın arasında sürüklenirken ter içinde kalmış, nihayetinde seyyar iskeleler çekilmeden güverteye adım atmayı başarmıştık. Halatlar toplandı. Motor sesiyle harekete geçen vapur, serin suları köpürterek yönünü karşı kıyıya çevirdi. Martılar, deniz, oyun heveslisi çocuklar, yolculuğa hazırdık hepimiz… Upuzun martı kanatlarını daha yakından görebilmek için ufaladığım simitleri avucumda heyecanla […]
Deve Dikeniyle Dans -Hatice Dökmen
Bütün koğuş uykuda. Sultan hariç. Topal Meliha’nın çıkardığı uzun soluklu gazları, Artist Cansel’in koğuşun duvarlarına çarpan horlaması dışında çıt yok. Sultan uyuyamıyor. Gözleri, küçük pencereden duvara vuran ışık yansımasının oynayışında asılı. Asarlar mıydı onu? Yok canım, daha neler. Ne yaptı ki? Alt tarafı ciğeri beş para etmeyen kocasını öldürdü. Dünya bir pislikten kurtuldu. Ceza yerine […]
Sıcak ve Sarı – Çağla Nalbantoğlu
Hırpalanıyor kapı köşelerine zorla tutturulan menteşeler, bakır bakır ağlıyor. Diz kapaklarıma diazemler saplanmış, kurşuni bir sıvı damlıyor salon parkelerine. Kornişlere tutturulan bir telaştan sarkıyor, göz kapaklarımın buruşuk kadife örtüsü. Yine de bağırışlar nakışlıyorum, kentin siyaha çalan çay boyuna. Şeker kavanozlarının annem görmesinlere açılan kapağından küfler besteliyorum, neydim ki ne olacağım boşluklarına. Giydim de gören olmadı […]
Algı Yüzyılı – Kalgayhan Dönmez
İnsanlığın gerçeklerden koptuğu, olduğu gibi değil, görünmek istediği gibi görünmeye çalıştığı, her şeyi tersine çevirdiği, sahte ve yalanın, bin bir yüzün yüzyılı. Tarih, bu yıllar için herhalde şöyle yazacaktır: Kimse durumundan, görüntüsünden, kendinden memnun değildi, kendinden ve gerçeklerden kaçıyordu, başkaları kendine farklı ve daha cazip göründüğü için kendinden utanıyor, farklı gözükmek, gözleri boyamak istiyordu. Bazen […]
Son Yorumlar