Sayı 57 29
Son Panayır – Belgin Bıyıkoğlu
Üç yıl önce düşüp kalça kemiğini kırdığı merdivenlerden bastonuna tutunarak ağır ağır çıktı. Oğlu yasaklamıştı üst kata çıkmasını ama gözleriyle görmeden temizlikten emin olamazdı. “Çıkma demesi kolay, gelin hanımın söylediklerini o işitmiyor nasıl olsa –Kadriye Anne yatağın altında tozlar toplanmış, temizlik yapılmamış galiba Raif size artık para göndermiyor mu yoksa?- ”Sesli sesli söylendi. Söylenirken sinirlendi, […]
Çukurovada – Arif Ersan
Mevsimlik işçiyiz Gecemiz yok Gündüzümüz yok Gece marul, kıvırcık, ıspanak Gündüz portakal, mandalina, limon Topluyoruz Elde yok avuçta yok Yövmiye üç kuruş Yaz kış çadırlarda yaşıyoruz Ateş yok ıldırık yok Yarı aç yarı susuz Çoluk çocuk çalışıyoruz Canlı kalmak adına Mevsimlik işçiyiz Çukurovada
Beşlikler – Hatice Altunay
Neylersin yaşamın tadı tuzu kalmadı Narçiçeği düşlerimiz kan ve revan oldu Nesini nasıl söylesem her yanımız acı kuyusu Nedenlerin ahlarında göğü tutu doğrusu Nasıl güzelleme düzersin sözcüklerin kapital buğusu. Eyvah demeye kalmadı yandı her yanımız Esirliğe düşürüldü kadınımız, kızımız Eridi yüreklerimizin yağı kalmadı huzur Esinti maviden olsun nefes alalım derken Etrafımızda yangınların alazındadır canlarım Sen […]
Aynalı Kapı – Erçağ Akarca
Aynalı bir kapı açıldı bir ânda, Gölgelere tırmanmış soluk alan bir zamanda, Harfleri gövdesiz bir geceyle silinen bir fermanda, Açıldı leylaklar, açıldı güller, Sümbüllerle bezenen bir sığırcık kuşunun sesi, Karıştı hükümsüz bir balkonun yıpranan ayak izine, Karıştı solgun bir eşyanın anlamına ya da anlamsızlığına, Balkonda oturan bir çocuk ya da bir çocuğun haykırdığı yalnızlık, Balkonda […]
Deneme Öldü Mü? – Senur Ünver
Sevgili okurlar, başlığın mümkün olmadığını, insan var oldukça denemenin de var olacağını düşünüyor olabilirsiniz. Yanılmamanızı umalım. Ancak endişelerimi kaleme almak için başladığım bu yazı, denemenin ölüşü ve ondan çıkan malzemelerin bir kısmını atarak yeni bir türün ortaya çıkışıyla ilgili olacaktır. Ben bu türe “monolog reklamı” adını takmak istiyorum. Gariptir, kişilerin düşüncelerine ulaşma kolaylığı bir seçenek […]
Hayatının Yönetmeni Misin? – Varol Kara
Şükrü Erbaş’ın her anımsadığımda beni etkileyen düşündüren dizeleri şöyledir: “Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz / Biçim veremediğimiz şeylerin/ Biçimini alıyoruz.” İnsanlar yaşamları boyunca bir biçimde, genellikle başkalarınca çizilen sınırlar içinde yaşarlar.Tüm dinler, mezhepler, düşünce sistemleri, devletler, yönetim erkleri, zamanla oluşan gelenek görenekler, insanları belirli sınırlarla kuşatırlar. Çok kısıtlı bir zaman dilimi var elimizde. Hayatımız dediğimiz bu sürenin […]
Şiir Kumbarası – Salih Sezen
masmavi bi ağzın olsaydı nasıl da gülerdik onunla hiçbir şey yapmadan sanki yolun kenarında sonsuzluk varmış gibi durup bakardım sana oh olsun yani daha adamın birini ben sanırdım herhangi bi zamanda ama ben de nerden çıkarıyorum gözlerinin şaha kalkışını canıma değsin bu arada deniz kabuklularına yüz vermezken ressam arkadaş bir şey daha yoktu belki kaçınılması […]
Yaratıcılık ve Sanat – Fırat Büyükcivelek
Güzel bir manzara karşısında, mimari bir yapının ihtişamında ya da sevdiklerimizle geçirdiğimiz bir akşamın büyüsünde o anı hafızamıza kazımak, ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekeriz. Bu ister profesyonel bir kamera ile ister cep telefonumuzun ön kamerasıyla olsun hepimiz fotoğrafın kompozisyonuna, o an ki ışığa, o anı nasıl ölümsüzleştirmek istediğimize dair bir çok yaratıcı karar verir ve uygularız. […]
Altın Suskunluğumda Asi Kelimeler – Ali Köseoğlu
Düşle düştüm yaşama Uyandım acıyla düşten yaşama Çalarken bakıra güneşin rengi Kemikten sıyrılmış et gibi Çarptı yüzüme hayat gerçekleri Kurtuluşum bir gizde gizlenmiş sanki Dolamışım en güzel sesleri kesik dilime Kim yasaklayabilir ki asi kelimeleri isyankâr şiirime Selama durur dizlerim sürgüne giderken Ebuzere Arkamda geçmiş önümde ölüm Sırtımda dünya yüküm Kalıyorum halka dışında başkaldırdıkça Kapatıyor […]
Gündüz Düşleri ve Yeşil Buğday Tarlaları – Feride Cihan Göktan
Boşluğa doğru konuşuyordu darmadağınık olmuş beyaz saçlarıyla. Ne konuştuğunu anlamak mümkün değil. Tamamlanmamış cümleler sırası değişmiş kelimeler belki de yıllarca içinde sakladığı beklemekten eskimiş yıpranmış yırtılmış cümleler. Yaşlı kadının ağzından öylece darmadağın boşluğa dökülüyordu. Tam o sırada güneş de batmaya hazırlanıyordu. Anneciğim, dedi yüzündeki hüzün odanın loşluğunda bile o kadar belli ki diye tanımlanabilir olan […]
Duvar- Josef Hasek Kılçıksız
Kolları ve kaba etleri iğnelerden sızlıyordu. Günlerdir ateşi düşmemişti. Onu bilinç ile bilinçsizlik arasındaki sınır bölgesinde tutan bir ateşti bu. Uzun ve derin bir uykudan sonra uyandı. Yüzü aynaya dönük yattığı için uykulu gözlerle uzun uzun kendini inceledi. Uyandığında sanki zaman tahrif edilmişti. Bir şeyler yapma arzusunu öldüren nafilelik hissiyle dolmuştu içi. Uyandığında gündüz ve […]
Gül Sevdası – Yasemin Evren
“ – Bir gül ! ” Dedi. Bülbül güle. Gül ; gülmedi gitti,Gül , bülbüle, bülbül , güle ; “yâr” olmadı gitti. “Demiş Divan Edebiyatı Şairi Zati. Ve daha binlerce güzel söz söylenmiş gül ile bülbül aşkına. Doğanın en güzel çiçeklerindendir gül. Allah’ın mucizelerinden biri olduğuna inanırım hep. Renk renk, biçim biçimdir. Beyazından siyahına, sarısından […]
Sessizliğin İçindeki Öz Tınısı – Hakan Yılmaz
uyumadığım için birden uyanmadım pencereden hayatın bahçedeki uyanışını seyrettim bu seyir hikâyeye temas etti bir kuş geldi, içeriye girdi bir kanadı vardı o kuş sen miydin? bir kanadın olmadığı için mi gitmedin, gidemedin yoksa kalbimi evin yapacak kadar üşüyen kalbin ısınıp teslim oldu da kaldın, kalıverdin burgaç ve girdapların getirdiği rüyalar mıydı hepsi yoksa kendiliğinden […]
Son Yorumlar