Sayı 58 29
Cinayetimden Geriye – Selçuk Karadağ
Ne zaman olmuştu bu? Yani ölümüm ne zaman olmuştu? Yerde yatan ceset torbası, sabah 05:35’te Kocatepe Camisi yanında bir çöpçü tarafından fark edilen cesedimin içerisine koyulduğu ceset torbası ne kadar da siyah. Ceset torbamın yanında kırılmış bir kar küresi var, kar küresinin içerisinde bir atlıkarınca. Atlar ceset torbasına üzgün bir şekilde bakıyor. Tek bir çocuk […]
Bu Sonbahar Çok Zor Geçecek – Aziz Nayır
Bir düdük sesiyle başlayan Ay Nare yakışır en çok dönülmeze gidenlerin son nefesine . gitsem ne kalır geride – kalırsam tükeniriz kurşun kalem çizintisiyle bildiğim yaşamı tamlayan tümceye bağladım tüm sözlerimi bir şarkı ansıması dilimde . kabuslar bölüyor gecelerimi ölüme yatanların gözleri mezar anmalarına benziyor hüznümüz en çok da buna benziyor belki . alıcı kuşlar […]
Asıl Lanet Biziz – Kemal Berker Gerdan
Şu son yüz yıl en kötü dönemine denk geldik belki de; kadın cinayetleri, dolandırıcılar, hayvan katilleri, seri katiller, tecavüzcüler, kavgalar, kargaşalar hep bir gürültü patırtılar. İnsanlar o kadar alışmışlar ki, kötü haber duymaya en kan dondurucu haberler de bile sakin kalabiliyoruz artık, her gün en az yüze yakın insan bir felaket yüzünden can veriyor ama […]
Magdalena – Hicret Birik
Hiç kimsenin olmadığı dar bir sokakta Yürüyor Magdalena Saçlarına taktığı gül kızıl Yerlerde sürünen eteği kızıl Adımları hoyratça Sessizliğimin doğurduğu sensizliği Bağışla Magdalena İç sesim üç vakittir kısıktı Hani şu ikiye ayrılan sokağın Çöl yalnızlığı tarafındaki falcı kadın söylemişti Hem de bağıra çağıra Gelme bu tarafa! Gelme bu tarafa! Bilmiyordum Magdalena Üstelik bilmediğimi de… Masallardan […]
Refet ve Fatma Aliye Hanım’dan Kadınlara Selamlar – Özge Angi
Refet, Türk edebiyatında ilk kadın roman yazarı olan Fatma Aliye Hanım’ın 1898 yılında yazdığı, annesi ile birlikte zor koşullarda yaşayan yoksul bir genç kızın öğretmen olma hayali için verdiği mücadeleyi anlatan kısa bir romandır. Kitabin içerisinde yer alan kadın karakterler, yazıldıkları dönemin koşulları göz önüne alınırsa, verdikleri hayat mücadelesi içerisinde, son derece güçlü ve kendi […]
Lunapark – Süleyman Berç Hacil
Güneş’in acısına ortağım Bu acı her gün doğmak ve Dünyayı canlandırmaktır. İnsanlar tedirgin Tabiat tedirgin Herkes tedirgin Kimse yok sokaklarda Ölmekten korkanlarımızsa maskelerle geziyor O iyilikseverler Bu koca lunaparkta Doksanlı yıllarda bir korku Filmi imgesiydi Amerika’da lunaparklar. Hatta seksenler; Freedy, Elm Sokağı Kabusu bir de palyaçolar It(O) ve diğerleri… Yıl şimdi 2020 […]
Beyaz Geceler’in Hayalperesti – Ece Kuru
’’az çok hayalperestlik denen bir hal doğar ve insan sanki insan değil de tuhaf bir orta cins, hayalperest olur.’’ Petersburg Günlüğü St. Petersburg şehri güneş battıktan sonra da aydınlık kalan beyaz geceleri ile meşhurdur. Mayıs sonunda başlayan beyaz geceler Temmuz’un başında sona erer. Bu aydınlık gecelerde sokaklardaki insanlar eğlenir, beyaz gecelerin romantik havasından faydalanır. 1848 […]
Kurtuluş – Derya Eke
Derme çatma bir evdi aslında paylaştığımız o dönem, dubleks bir dairenin alt tarafından tereyağı gibi kesilip ayrılmış, bazı yerlerinde ayakta durmakta bile zorlandığımız tatlı mı tatlı canlı mı canlı bir çatı katı… “Ora”’nın gürültülü caddesinden, cana yakin sokaklarından, hem dost hem çakal esnafından uzaktık. Odamız; her daim aç, her daim uyuşuk, her daim dost martıların […]
Kaçak – Berkay Karataş
Ayak sesleri dökülüyor gecenin en karanlığında Yürüdükçe çürüyen kaldırımlar dökülüyor ayaklarımın altından Zifiri karanlıkta yürüdüm mü dar sokaklarda Koşmak isterim gecenin getirdiği sessizliğe . Ne ay ne güneş aydınlatıyor önümü Korkar oldum gölgemden Birazdan bütün bu yaşananlar karanlıkta kalacak Güneşin doğmasıyla üzeri bir yorgan gibi kapanacak . Karanlıkken göremediğim dar sokaklarda boyalı duvarlar Çirkin çizilen […]
Söylenmeyeni Duymak – Dilek İşcen Akışık
İkizimi uğurladım. Yüreğime ekilen özlem çiçekleri sık sık sulandıkları için maalesef büyümekteler. Elimden ancak bu kadarı geliyor, ne yapabilirim? Çok az sözcükle anlaşabilmenin ne demek olduğunu ondan öğrendim. Anlaşıldığımızı hissettiğimizde, mutluluk filizlenmez mi benliğimizde? Dinleyen kendini bizim yerimize koyabildiğinde nasıl da güvenle sarılırız ona. Babamla konuşarak ve konuşmayarak paylaştıklarımız ruhumu hep yatıştırdı. Ölümünden çok kısa […]
Zombi Algoritması – Josef Hasek Kılçıksız
Bir zombi alegorisi olarak kapitalist modernite Otuz yıldan beri milyonlarca insan, hayatlarını piyasa güçlerinin çekip çevirmesine, davranışlarını şekillendirmesine ve demokratik haklarını zapturapt altına almasına izin verdi. Zamanla adı ekonomi olan bir din ve bu dinin kendilerini bu düzeneklerin iktidarına ve denetimine tapmaya adamış müritleri oluştu. Şimdi serbest piyasa sistemi kendi içine çöküp patladı. Bencillik, hiyerarşi […]
La – Ali Köseoğlu
Aşkı ölmüş aşkı öldürmüş Ninnilerle uyutan Uyandığımızda boğazlayan Kandan karanlıktan beslenen Kargalardan nameler dinleyen Ayı baharı saklayan umudu çalan Hürriyeti budayan Hoyrat tanrılar büyütürüz Yüreğinde suni aşklar Kucağında ölü ceninler taşıyan Kent meydanlarında Mahrem duygularına gem vuramayan Nobran kent delikanlılarını Nadan kent kızlarını büyüten Hayalleri yağmalayan Yalnız ve şaşkın sanal âlem çocuklarını doğuran Tanrılar büyütürüz […]
Leblebi Tozu – Oğuzcan Ertürk
Salı pazarının girişinde peynirci gözüme çarpıyor. Annemin peynircisi. Hemen yanında da zeytincisi, sebzecisi, meyvecisi… Kalabalığın içine giriyoruz. Ayakkabı alınacaktı bugün bana. Şimdiye kadar bir defa geçti ayakkabının konusu. İnşallah unutmamıştır sözünü. Akşama okulun bahçesinde çok önemli maçım var. Topumun da havası şişecek. Saçlarımı dağıtarak, güya beni seven amcalardan sıkıldım. İkide bir ‘Bu okula gidiyor mu?’ […]
Son Yorumlar