2022 180
Ben Sana Dönemem – Ferruh Güneş
Ben sana dönemem Yok yok, öyle değil ! Sözün aslı, Ben sana dönüşemem Maktül bir yüreğin faili, Çökmüş bir bedenin banisi olamam. Solgun bir beniz, küskün bir çocuk Ve bıçak açmaz bir dudak bırakamam geride. Ben bir yürekten atılırken böyle sert örtemem kapıyı. Gidişim de usulca olur , gelişim gibi . Ve şiir yazmaya devam […]
Honamlı – Güler Demir
Keçi Dağ’ının dişi Honamlı’sı, Akdeniz’in yakan sıcağında, saf su bulma adına ipini kopardı. Uzaklaştı ovadan. O yarık senin bu yamaç benim dolanıp durdu. Kerpiç evin yıkıntıları arasında, gürleyen toprak suyun, çeşmesinde buldu kendini. Suda arılık ararken, sudan serin sesler geldi. Sese yöneldi, ses, yerin altından geliyordu. Baktı. Yıkıntıların arasındaki kovuğu gördü. Honamlı Obasının beyaza dönük […]
Charkes – Shirley Jackson & Çeviri: Zübeyde Demir
Oğlum Laurie ana okuluna başladığı gün, mama önlüklü kadife kumaş pantolon giymeyi bıraktı ve bir kemerle blucin giymeye başladı; okulun ilk günü hayatımın bir çağının tamamen sona erdiğinin farkına vararak kendinden yaşça daha büyük olan kapı komşumuzun kızıyla gidişini izledim, uzun bir pantolonla fiyakalı birine dönüşen hoş sesli, anaokullu küçük çocuğum yolun köşesinde durup bana […]
İstanbul Yalnızlığı – Ebubekir Emre Men
“Gittiğimiz yere zincirlerimizi de götürürüz kendimizle birlikte. Tam bir özgürlük değildir kavuştuğumuz; durup bakarız bırakıp gittiğimize; onunla dolu kalır düşlerimiz. Kendi kendisiyle ne savaşlar eder boşuna! Tutkuları içinde ne kemirici kaygılar ne korkular içinde kıvranır insan!” Lucretius Gecenin ürkütücü, arındırıcı, okşayıcı soluk nefesi İstanbul’u sokak, sokak dolaşıyor, bilinmedik insanlara, […]
Issız Bir Sokak Ruhum-Beyzanur Yılmaz
Issız bir sokak ruhum, Kırık bir lamba var köşede. Ne bir yol görünüyor ufukta, Ne de bir kaldırım taşı var soluklanmalık. Issız bir sokak ruhum. Sabahı bekliyor sanki. Doğacak güneşle aydınlanmayı umuyor. Tepesine birikmiş bulutlardan habersiz. Issız bir sokak ruhum, Ne saati soracak, Ne adresi öğrenecek, Ne de merhaba diyecek kimsenin geçmediği. Issız bir sokak […]
Bitirim Maykıl Jeksın – Ozan Kemal
Kasımpaşa’nın ortasından akan Dolapderesi üstü kapatılınca ismi caddede bulunan “Bahriye Kışlası” yüzünden “Bahriye Caddesi” olmuştur. Aslında sadece kışla değil aynı zamanda Bahriye’nin merkezi daha doğrusu Başkent Ankara alınınca “Kuzey Deniz Saha Komutanlığı” bu caddenin başındadır. İşte bu caddenin üzerinde eski “İş bankası” binası ile kesişen dar ara sokağın içinde yıllardır “Pangaltı” dolmuşları kalkar. Bu dolmuşlar […]
Aşk Ağır Bir Yük – Mehmet Kabakçı
Zeynep’e aşkta duyarlılık ve fedakârca tutumlar istemediğimi, bunun sonra üzerimde iç daraltan bir ağırlık oluşturduğunu söyledim. Benim gibi incelikten yoksun, katı bir egoistin bile fark edebileceği biçimde gözleri doldu ve söyleyecek bir şey bulamamanın verdiği çaresizlikle yutkundu. Elini tutmam, yüzüne bakıp onu çok sevdiğimi ve asla yalnız bırakmayacağımı söylemem gerektiğini biliyordum. Ama bunu yapmadım. Gelip […]
Barışın Dört Çocuğu – Hazal Çakmak
Karanlığın serinliğini cilalamak isteyen küçük eller, atlastan gecenin zencefil kandillerinin yıldızlarına erişmek isterler. Onların dünyalarında piramitlerle Tac Mahal’in tepesi arasına kocaman bir salıncak kurulabilir, mutfak seramikleriyle pişti oynanabilir, buzdolabından deniz altındaki restorana çıkılabilir, masanın altından Broadway’e; Disneyland’dan renklidir. Savaş zamanında çocuklar için kocaman bir masada Churchill ve Hirohito oyuncak silahlarla oynuyorlardı ama oyuncak silahlarla oynadıklarını […]
Nevres Hanım – Ruhsar Ünsal
Nevres hanım ailemizin babaannelerinden biriydi, soğuk bir günde tek katlı bahçeli göçmen evine gittiğimde beni sıcacık, yüksek ve parlak pirinç başlıkları olan,nakışlı bol yastıklı bir karyolanın durduğu tek göz odasına aldı, duvarda kocaman bir saat tiktaklarıyla,köşede döküm soba kızarmış kapağıyla , büyükçe bir ekranı olan o zamanların meşhur markası sony renkli televizyonuyla ! bir anda […]
Ama Ne Kahverengi Bir Mevsim Değil Miydi Güz? – Hakan Yılmaz
ama ne kahverengi bir mevsim değil miydi güz? güz gibi kokuyorsun terinden sararıp dökülüyor izleri hikayenin ama ne güzel bir mevsim değil miydi sonbahar? yoksa aynı olmuyor mu hazanlar? hüzün gibi gülümsüyorsun sanki ruhunun dalları çatırdıyor gitmek kadar bir artı yolculuk var ediyorsun koşup, hemen şuracıkta sarılı vermek kadar da bir, bir biri eksiltip yolu […]
Kavşak – Sertaç Çıralı
derin sularda ayaklarının kumu araması gibi ellerini açıp gökyüzüne yağmur beklemek çiftleşme öncesi keskin kokular yayarak koşup koşup suya atlamak yanık teninle bazen huzursuz kalan nefesine derin bir oh bazen bir eyvah bazen de eyvallah demek beklediğin gelmediğinde yakılan sigara bir çocuğun gülümsemesine asılan çerçeve bir kuşun kanadında havalanan heyecan yanağına konan ilk öpücüktür annenden […]
Gümüş – İlknur Gök Gültekin
Üzerime kapılar kapananı yıllar olmuştu. En son ne zaman bir insan görmüştüm, inanın hiç hatırlamıyorum. Tek bildiğim şey şu tahta kapıya kilit vurulalı uzun zaman olduğu… Biliyor musunuz? Burası bir dönemin en işlek kütüphanesiydi. Gece gündüz tıklım tıklım olurdu. Aradığınız kitabı bulduysanız, ayakta kalmadıysanız sizden şanslısı yoktu. Günün değişik saatlerinde gelen insanları gözlemlemek o zamanlar […]
Kırmızı Atkı – Sevil Usta
Soğuktu… Ayaz vardı dışarda. Sonbahar kışa dönüyordu usulca… Aklına geldi kırmızı atkısı. Çekmecesinden çıkarmak istedi. Elini usulca kırmızıya uzattı ama dokunamadan geri çekti. Aklına geldi atkısının boynunu son sarmalayışı ve adamın boynuna son sarılışı. O an hissetti kırmızının soğukluğunu sıcak bedeninde. Arnavut kaldırımdaydı o günde köşe başında. Adamı bekliyordu çocuksu mutlulukla ve atkısıyla. Adamsa geç […]
Son Yorumlar