E-DERGİ 990
KAVGANIN ŞAFAĞINDA -SERHAT ÇAKIN
Kavganın Şafağı ünlü Rus Yazarı İvan Popov’ un unutulmaz eserlerinden biri olup, toplumcu-gerçekçi edebiyatın özelliklerini güçlü bir biçimde hissettiren; elinize aldığınızda bir sonraki aşamayı merakla izleyeceğiniz bir yapıttır. Yapıt, akıcı ve sürükleyici bir dille yazılmış olup, 20.yüzyılın başındaki Rusya İmparatorluğu’ndaki ve Rus Toplumu’ndaki toplumsal muhalefeti ve emekçilerin ağır yaşam ve çalışma koşullarını çarpıcı ve gerçekçi […]
Ebem’den Hayat Dersleri – Mehmet Özgür Ersan
Babaannem sadiye ersan’a Dalın yeşilini insanın hayınını Taşın yakından geldiğini Ürkek bir kuşu elde tutar gibi Bir kadını Ne sıkıp ne gevşetmemenin sırrını Dalına yağırnına konan ağrıyı Acının acıyı su sancıyı geçirdiğini Sekçesinin oturmaktan ağrıdığını Bıldır bu fatlarda hayatta neler olduğunu Badalı anadutu dirgeni Dirgene dayanmayan porsuğun Harmana gelmeyeceğini Gümpür ile pörçüklüyü Girellikte yuka getirip […]
Dağlarda Ölümle Kalım Kadın – Gülderen Kılıç
Bir bozkırın ıslığıydı kadın, ne çok anıya mahkum oldu, tek dayanağı gökteki yıldızlardı, pişmanlığa henüz vakit yoktu, zaman bir anlık göz kırpmasıydı, ölüm uçsuz bucaksız bir sessizlik. Anlamı neydi atan yüreğin, Kuşlar yağarken avuçlarına? Vatan mıydı, toprak mı yoksa bir topun ardında kaybolan çocukluğu mu? Kahramanlar ölmeden önce bir itiraf bırakmalıydı, kimse basmadan kurşun yaralarına. […]
ELÇİ – Gupse
Büyük bir kargaşanın sonunda Herkes bir süre susmuş şimdi Öyle büyük kusmuşlar ki sözleri Dilleri dönmez olmuş Kelimelere boğulup ölenler var aramızda Konuşmayı unutmuş bir kaç kişi Zamanın elleri yakamızda Öylece donmuş Ne ileri ne geri Gidebilen olmamış Beklemekteyiz Teyzesi aramış birini eve çağırmış Tamam demiş ama yolu bilmiyor Tamam gelirim Zamanın sonuna kadar beni […]
rüzgarda uçuşan kadın vücudu – Begümhan Varlık
İnsanlığın yaşantısı boyunca görülen sapsız ilişkilerinin boyutlarını ben üç temele dayandırıyorum: Kadın vücudunu, şekillendiren simgesel armut kavramına; gizli ve saklanması gereken ilişkiyi, ayakkabıya; yaşanılan duygu ve düşüncelerin yarattığı özgürlüğü; halıya benzetiyorum. Sapsız ilişkinin temelini; zayıf ve kısa kökleri andıran, aynı zamanda, sarımsı ya da yeşilimsi ifadesini ortaya çıkaran, orantısız vücudu şekillendiren simgesel armut kavramı; hayal […]
AĞUSTOS BÖCEKLERİ – DİDEM SAYAT
Yine akşam olmuş. Yavaş yavaş müşteriler giderken fark ettim havanın karardığını. Bütün gün nasıl geçti anlamadım. Çay getir Ahmet, su getir Ahmet, kola, gazoz, ayran derken… Hava nasıl sıcak! İnsanlar bir türlü serinleyemiyorlar. Çoğu yerde klima da yok. Kapılar, pencereler açık. Sık sık çarpan sesleri yankılanıyor sokakta. Bakkal Arif Amca bir klima alacağım, deyip duruyor. […]
TOZ -Gizem Pınar Karaboğa
Uzun zamandır süpürge sesi kesilmemişti. İnsan neyi bu kadar çok süpürebilir? Bir halı, ne kadar çok toz, tozların yapıştığı ayaklar, ayaklara binmiş vücutlar taşıyabilir? Nereden gelir bu kadar toz? Bu kir, nerede oluşmuştur? Sonra, nasıl bu kadar birikebilmiştir? Bu kadın, bu halının bu köşesine dersini yeterince vermemiş midir? Belki kadın bir gün demiştir: ‘’Bugün sizi […]
(çocuklarımızı) KAYBETMEK İÇİN ERKEN SEVMEK İÇİN ÇOK GEÇ! – Songül KORKMAZ
Yaradan’ım; yâre yazılan bu mısraları Gazze için başlık yaptıktan sonra emanet ediyorum kelimelerimi sana. Satır aralarında bir dehlizi doldurur gibi karanlıklara gömülüyor cümlelerim. Ardı arkası kesilmeyen anne feryatları haykırıyor yetersizliğimi bir uçurum kenarında. Sanki mısralarım sedye olmuş ve ben ölü çocukları yüklüyorum kelimelerimin omzuna. Bir yanda ne yazarsam yazayım yetmeyecek düşüncesi vazgeçirirken benliğimi; bir yandan […]
AİLEDEN AYRI KALMA – Sinan ERDOĞAN
İçinde bulunduğumuz, yer yer şikayet ettiğimiz fakat bir o kadar da vazgeçemediğimiz; kısacası yaşamakta olduğumuz hayatta bir bilimsel kanunun geçerliliği kadar kaçınılmaz olan, insanların karşılaştığı gerçeklikler vardır. Bunların başını ayrılık çeker. Kimi zaman sevgilisinden kimi zaman memleketinden kimi zaman ise ailesinden ayrı kalmaya mecbur kalır insan. Bu duruma süreç diyecek olursak eğer elde edilen kazanımlara […]
KIRIK DİLEKÇE – oktay uzunağaç
Ben şimdi ölsem! Kitaplarım yarım, şiirlerim yetim kalır, sadece… Bir de, bir de çayım soğur, içime içime… Belki için için, İnci’lerim ağlar! Ağlar , saklanırım gecenin rengine… San ki, san ki Kitaplarım, şiirlerim ve çayım, Yare uzanan yolların, bağrını dağlar… Dağ’larda! Gece, rüzgar ve yağmur olup, İki göz bir yürek odama ağlar… Eyyyy gidi Koca […]
Kıyıya Vurmuş İnsanlık – Tayfun TATAR
Olmuyor çocuk, olmuyor böyle Ne bir uçurtman var elinde Ne bir köşesinden ısırılmış elma şekerin Su, rahmine taşımış seni Toprağa… Sereserpe bile değil, küçücük Küçücük uzanmışsın Ölüm bile sormamış yaşını İnsanım demenin yükünü Bir omuzlarımıza Bir de dillerimize bırakmışsın Şimdi biz sana bir söğüt olup Gölge bile edemedik ya Utançtan yansın derimiz be çocuk Yansın […]
bayramınız kutlu olsun -fazlı humar
. kurban ettiler çocuklarımızı kurban ettiler bebelerimizi akmadı kanları toprağa bile bayramınız kutlu olsun
haydi gönlüm uzaklaşalim buralardan – Şahin Eroğlu
ben fuzili bir adam ceketini harabelere asan ömrümüz bir ırmak gibi haydi gönlüm uzaklaşalim buralardan yem olmadan kurda kuşa fuzuli deyince ne anladim ah tanrım fuzuli bir hayat ve sen uzattikca uzatiyorsun bu sürgünlüğü haydi gönlüm uzaklaşalim buralardan aşkı aramaya gidelim yeterince günah astım boynuma genç bir imzayla haydi gönlüm uzaklaşalim buralardan daha yağmur yağmadan […]
Son Yorumlar