E-DERGİ 990
Nasihat – Mehmet Mustafa ÖNEN
Muhabbet kapısıdır bu, parayla girmek olmaz. Dostun yakınlığını, uzaktan ölçmek olmaz. Dert yanarsın Rabbine, isyan etmek olmaz. Hele bir kendini bil, haddi bilmemek olmaz. Haram kapısından çık, aşk haram ile bulunmaz. Edepsizlik etme hiç, edepten iyi hal olmaz. Gönlünü hiç bozma sen, umut zararla solmaz. Arama aşkı fanide, Haktan öte yar aranmaz.
bir gülümseyiş – yasin ertaş
dilara’ya hani nasıl oluyor gerçekten bilmiyorum birden koşuyorsun -yerden gökyüzüne- sen gülümseyince insanların yüzüne üstelik düşün çoğumuz yürüyemezken yeryüzünde seninkisi büyük maharet hem çoğumuz farkında bile değil gökyüzünün bulutun güneşin ama farkında toprağın yalanın yağmanın bide sende bir yürek var yavrum sende bir yürek bir insanlık bir cevher yalnızca sevmek ve sevilmek deniz ülkesindeki annabel […]
1 MAYIS MARŞI – Sarper ÖZSAN
Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde 1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir 1 Mayıs […]
*, yak ışıkları – Necmi Otçu
yeri gelmişken zulamızı patlattık *, yak ışıkları “bizim çocuklar” diyorum ulaşılmadık bir yakışıklılık yaşadılar halk olmanın bahçesinde o duvarın önünde her birinin mutlaka “yak ışıklı” olsun bir fotoğrafı vardır. ayrıklarımızın hasretlerimizin kavgasıyla süslenmiş. gülümseyerek bakar her daim anılarının zulasında “bizim çocukların” hepsi çok yak ışıklıydı ıldır-ışık olmayan o karanlık günlerde şimdilerde ulaşılmaz uzaklara uğurladıklarımız en […]
Her Mevsim Mayıstır – Mehmet Özgür Ersan
Cebimdeki buruk şiirlerle Çırılçıplak bu betonun üstünde Yaralı bir hayvan gibiyim, Dilimin ayaz kelimelere kesişi Suçüstü serüven rüyalarım Sınıfsız gövdem Sol omzumda Günah meleğimin olduğu yerde Yüreğim Bütün çırpınışlarıyla Reddedişine rağmen Ordayım bıraktığın yerde Biliyorum Ölmediysen o günlerde Kaybolursun Büyük kalabalıklarda Avuçların küser yaşama Kamaşır her yanın Bir kimsesizlik olursun Kendin olmak için Harcadığın yıllar […]
Londrada Acı Komedi- Sarah Karakuş
SAHNE – 1 KÖY ODASI-1 (Bir köy odası. Odada yaşlı nine ve iki torunu vardır. Arka fonda bir fon müziği çalar. Yaşlı nine torunları için yer sofrası hazırlamaktadır. İki torun bulundukları konumdaki rahatsızlıklarını belli edercesine somurtgan ve sıkılgan bir şekilde oturmaktadırlar. Bir mühdet sonra yaşlı nine sahneye girer.) NENE: Gurban olurum ben size. Gurban olurum. […]
AŞKIN KAVUŞMA HALİ- Deniz Çantay
Denizin karşısında oturmuş, boş gözlerle ufka bakarak öylece bekliyordum. Kasabanın diğer kadınları her zamanki gibi benden uzakta, ayrı bir küme oluşturarak oturmuştu. O kadar alışmıştım ki vebalıymışım gibi benden kaçmalarına, artık umursamıyordum bile. Oysa aynı kasabada doğup büyümüştük hepimiz. Aynı okula gitmiş, aynı havayı soluyup aynı çeşmeden su içmiştik. Şimdi beklediğimiz de aynı gemiydi. Hepimize […]
PARALELKENAR – Aylin ÖZER
“Hayatımda hep eksik olan şey, zaman” Honore de BALZAC Bilim adamları, filozoflar, teologlar ve bu insanları takip eden bizler; paralel evren düşüncesine daha ne kadar teğet geçebiliriz? Paralel evren, iki farklı evrenin birbirine dokunmadan var olduğu düşüncesidir. İnsanın, üç boyutu algılayabilen bir varlık olduğu düşünülürse diğer bir evreni kavrayabilmesi ne kadar olası? Einstein’e göre böyle […]
“İnsan ruhunun yarası dikiş tutmaz” – Cennet Güvenç
“ Tazeleyim mi abla çayını “ diyen tanımadığım bir sesle irkildim. Öylece baktım bu sesin sahibine. O cümlesini tekrarladı. “Tazeleyim mi abla çayını diye.” Ha evet olabilir dedim verdi bir bardak taze çayını. Buraya ne zaman geldim nasıl geldim kaç saattir burada oturuyorum bilmiyorum, daha doğrusu farkında değilim. Kendi derdimi unutup şöyle etrafa bir göz […]
PARAYI ALLAH BELLEYENLER – Tuba Kır
Güneş doğarken ortalık alaca değil, zifiriydi. Yas Soma’ya erkenden, gündüz yeni yeni başlarken çökmüştü. Ölümün karası Soma’nın ana, ara, tüm sokaklarında sinsi sinsi geziniyordu. Fark etmediler. Telaşla başladı o günde. Diğerleri gibi. Herkes gibi. Kahvaltıda içilen çaylar bardaklarda, ucundan koparılmış ekmekler gümüş rengi sinilerde, kenarından bir çatal alınmış peynirler tabaklarda yarım kaldı. -Ameed, dün Hüseyin […]
SU YALNIZLIĞI – BERRİN EFLA FIRAT
Sesimde sakladığım ismin Göç libaslarını kuşanıyor İsyanın fa notasındaki mistik yalnızlığına. Korkmak: Kokusunu geri isteyen nergise Kanlı vahiyler indirirken Tenimde solan ellerinden Ve Şüphe ejderhalarının döllediği bulutlardaki kırmızı ayak izlerinden… Kanıksamak: Susmalar kozasında kendi vahşetini Ve Kirpiklerinin hırs kalelerinden düşen matemini… Üşümek: Yara izimde dürüst bir piç olmak varken Gözlerim, nefes nefese çığlık Kalbim, buram […]
Dağlar – Josef Kılçıksız
sen elimden tutunca dokunsan yakan dokunmasan solacakmış gibi sana bakan yaralı bir çığlıktır hayat sen elimden tutunca sert rüzgarların karanlık gecelerinde değere binerdi zaman bir ayrılık mevzuatı yürürlüğe girerdi sessiz sedasız sen elimden tutunca deniz basardı içimi dip akıntılarının peşi sıra gitmek isterdim yolunda ne varsa kapsayarak yayılırdı dalgalarımız… sen elimden tutunca yaprak döken bir […]
” O” Yazan: SOUDABEH ASHRAFI Çeviren:Turgut Say
Bakışlarının, kahve bardağı ve masanın üzerinden geçip odanın diğer tarafındaki pencereye ve arkada yağan yağmura varması o kadar uzun sürüyor ki, bir an hiç o tarafa varamayacak diye geçiyor aklımdan. En son onları gördüğümden beri bir yaş ihtiyarlamışız. O ve eşiyle bir masada oturmuş kahvelerimizi yudumluyoruz. Yağmur tak tak tak vuruyor camlara ve bizim konuşmalarımızı […]
Son Yorumlar