E-DERGİ 990
Rakı Masası Rüyaları – Kemal Berker Gerdan
Ben neden uyuyamıyorum Anlatmak istediklerimden mi? On sene önce yediğim haltlardan mı? Bir yaz akşamı rakı masasına gömdüğüm kadından mı? Kölesi olduğum para için mi? . . Yalnız olduğum için mi? Rüyamda görüyorum hep Hayatta başaramadıklarımı Rüyanda görürsün dediklerini Rakı masasına gömdüğüm kadını Sadece yalnızlar korkar rüyalardan Mutluysan zaten her günün rüya
Ölsün Bütün Keşkeler – Pelin Gezeryel
Sabah uyandığımızda, mutfak masasının üzerindeki eski püskü düdüklü tencereye dayandırılmış bir beyaz kağıt üzerinde, bize sadece bize, çocuklarına, yalnızca şu notu yazıp bırakmıştı. “Keşke, her şey farklı olabilseydi… Allaha Emanet Olun… Anneniz” Hepsi bu kadardı işte… Nefret ettiğimiz keşkelerden ibaret bir hayattı bizimkisi. Üç kardeşdik biz. En büyüğümüz 13 yaşında ki, o ben oluyordum. Diğerleri […]
Anlama Noktası – Gülşah Babayiğit
Bayım sanıyorum haftada bir görüşerek geçirdiğimiz 1 yılın sonunda girdiğim psikozdan çıkabilmiş olmam karşısında büyük bir mutluluk duyuyorsunuz. Mutluluğunuz ile başarılı olmanın verdiği haz ya da bir hastayı şifalandırmış olmak arasında bir nedensellik bağı kurmaya çalışmayacağım. Çünkü bu ikna edici olmayacaktır. Zaafların terapistler için bile yeterince gerçek ve yadsınamaz olduğunu düşünüyorum. Duygu durum karmaşası içinde […]
Gel Dediğin Şehirdeyim – Zeynel Kürkçü
Gel dediğin şehrindeyim şimdiKüçük otogarının salaş çay ocağındaGelmeyişini bekliyorumVedalaşmanın tadına varmak için Sana olan muhabbetimi Sensizliğe götürecek otobüsün Kalkmasına bir saat kala Sırt çantama yüklüyorum şimdiGezdiğim sokakları, çarşılarıÇay bahçesindeki dost sohbetleriniKaldığım tek odalı otelleri Sana olan muhabbetimi Sensizliğe götürecek otobüsün Kalkmasına yarım saat kala Gün batımı seyrediyorumSokak lambaları karışıyor yıldızlaraHüzün çöküyor eski otogaraLanet ediyorum sensiz kalabalığa Sana olan muhabbetimi Sensizliğe […]
Perdeler – Sefa Yıldırım
Bilmiyorum,Kolumun sıcaklığı defterin bir yanını ısıtmış,Parmaklarımın ucuyla tuttuğum kalem, terlemiş,Uydurulmuş kehanetlerin mahzenlerinde,Tek başımayım,Bekliyorum.Yapamayacağım;Gerektiğinde ağlamak,Yerinde gülmek, eğlenmek zor meziyet.Karanlığa çekiliyorum,Fidanlarım zehirlenmiş,Çiçeklerime solgunluk düşmüş,Öylesine çıkmak istiyorum ki bataklığımdan,Öylesine sıkıldım, şeytana yardım ve yataklıktan,Gel bir bak, kararmış perdelerden içeri,Kalemler ve boktan şiirlerden başka,Yok hiç bir şeyim.
Kara Af – Şükran Aydın
memeli bir anne hayaliyle yoruldum eğrelti otlarından bodurluğumu geçirdim kent Afrika’dan kuru hışırtımı getir deniz dipli şehirlerin sellerine karışayım . bıçak kesildim bayramlarda incecik bakışlarımı kara buluta içirdim kent Afrika’dan gün eşimi getir sapla samanın karıştığı izlerden arınayım . her şeyi affetmenin yolunu buldum akan suyu çarpmayan elektriği kent Afrika’dan özrümü getir yiten anlamları dünyaya […]
Aşk Unutmaktır Bir Dairenin Dışını – Hakan Uslu
neydi? . unuttum, aşk unutmaktır bir dairenin dışını çemberin merkezine giden yol dışında her şey silinir ben, sana varsın diye senin için, cana yakın patikalar açtım, düşlerimle senin için, en şekerli düşler bile unutulurdu . birkaç milenyum sığdı 3 küçük yıla her gün yılbaşıydı ben hergün bayram kutluyordum gaddar hezimetler uğrasa da vakitli vakitsiz kazanan […]
Öksüz Ev – Berrin Yelkenbiçer
Boş bulunup zili çaldığına değil de kapının açılmasını beklediğine şaşırdı. Artık hiç açılmayacağı aklına gelince önce başını sonra tüm gövdesinin ağırlığını kapıya verdi. Kalbinden boğazına doğru yükselen acı dalgası hafiflesin diye derin nefesler aldı. Anahtarını çıkardı, ellerinin titremesinden deliği zor buldu, apartman holünün loş serinliğine girdi. Kimse yukarıdan tatlı tatlı “Hoş geldiiin!” diye seslenmedi. İçi […]
Cinayetimden Geriye – Selçuk Karadağ
Ne zaman olmuştu bu? Yani ölümüm ne zaman olmuştu? Yerde yatan ceset torbası, sabah 05:35’te Kocatepe Camisi yanında bir çöpçü tarafından fark edilen cesedimin içerisine koyulduğu ceset torbası ne kadar da siyah. Ceset torbamın yanında kırılmış bir kar küresi var, kar küresinin içerisinde bir atlıkarınca. Atlar ceset torbasına üzgün bir şekilde bakıyor. Tek bir çocuk […]
Bu Sonbahar Çok Zor Geçecek – Aziz Nayır
Bir düdük sesiyle başlayan Ay Nare yakışır en çok dönülmeze gidenlerin son nefesine . gitsem ne kalır geride – kalırsam tükeniriz kurşun kalem çizintisiyle bildiğim yaşamı tamlayan tümceye bağladım tüm sözlerimi bir şarkı ansıması dilimde . kabuslar bölüyor gecelerimi ölüme yatanların gözleri mezar anmalarına benziyor hüznümüz en çok da buna benziyor belki . alıcı kuşlar […]
Asıl Lanet Biziz – Kemal Berker Gerdan
Şu son yüz yıl en kötü dönemine denk geldik belki de; kadın cinayetleri, dolandırıcılar, hayvan katilleri, seri katiller, tecavüzcüler, kavgalar, kargaşalar hep bir gürültü patırtılar. İnsanlar o kadar alışmışlar ki, kötü haber duymaya en kan dondurucu haberler de bile sakin kalabiliyoruz artık, her gün en az yüze yakın insan bir felaket yüzünden can veriyor ama […]
Magdalena – Hicret Birik
Hiç kimsenin olmadığı dar bir sokakta Yürüyor Magdalena Saçlarına taktığı gül kızıl Yerlerde sürünen eteği kızıl Adımları hoyratça Sessizliğimin doğurduğu sensizliği Bağışla Magdalena İç sesim üç vakittir kısıktı Hani şu ikiye ayrılan sokağın Çöl yalnızlığı tarafındaki falcı kadın söylemişti Hem de bağıra çağıra Gelme bu tarafa! Gelme bu tarafa! Bilmiyordum Magdalena Üstelik bilmediğimi de… Masallardan […]
Refet ve Fatma Aliye Hanım’dan Kadınlara Selamlar – Özge Angi
Refet, Türk edebiyatında ilk kadın roman yazarı olan Fatma Aliye Hanım’ın 1898 yılında yazdığı, annesi ile birlikte zor koşullarda yaşayan yoksul bir genç kızın öğretmen olma hayali için verdiği mücadeleyi anlatan kısa bir romandır. Kitabin içerisinde yer alan kadın karakterler, yazıldıkları dönemin koşulları göz önüne alınırsa, verdikleri hayat mücadelesi içerisinde, son derece güçlü ve kendi […]
Son Yorumlar