E-DERGİ 990
FLAMENKO GECESİ – DİDEM SAYAT
Bir ağıttı, içinde acı, zulüm ve ölümü barındıran. Bir matadorun hikâyesiydi belki de. Genç erkek dansçının kıvrak hareketleri bana bunu çağrıştırıyordu. Sıkı pantolonu, bedenine neredeyse yapışmış gömleği ve daracık ceketiyle baştan aşağıya siyaha bürünmüştü. Koyu kumral saçlarını geriye taramış, yüzünün her ayrıntısı tamamen ortaya çıkmıştı. Dansçının arkasına sıralanmış gözleri yarı kapalı gitaristler çaldıkları müziğin içinde […]
ESMER BİR YAĞMUR – ÖMER TOKAT
Esmerim Bu gün yine yanımdaydın Mutlu bir Çarşamba Güldü geçti Bizimle beraber Bu gün yine yanımdaydın Sen ne kadar yanımdaysan Yağmur o kadar esmer O kadar hızlı yağdı Yağmur siyah gözlerin için Toprakla,ağaçlarla Benle savaştı Sen ne zaman yanıma otursan Bulutsu,sevinçli bir duygu akıyordu İkimizi yakınlaştıran İkimizin arasında Bulutsu duygular içinde Bir gülümseyişin Bir sesin […]
BABAMIN ARDINDAN – GÜLSER SAĞIROĞLU
Onu yitireli henüz bir yıl olmasa da anılar hala dün gibi. Kısmı felç geçirip hastaneye yattığı haberini alır almaz ziyaretine gitmiştim.O güne kadar çalışma hayatına hiç ara vermeden çalışan babam yatağında huzursuzdu. Sağ tarafına inen felç hareketlerini iyice kısıtlamış,yardımsız kendini bir yandan diğer yana çevirememekten de iyice bunalmıştı. Hastanedeki odası ziyaretçilerle dolup taşıyordu. Akşama […]
BELKİ DE – YOK DÜŞLERİ
Adın bir karartıydı belki de Hüznün şiirinde Yıllanmış şarap gibi Tadını sonraya saklıyordun Umudun du beklide gelecek Olmayan düşlerin ortasında Bitmeye yakın bir kitaptın belki de Esrarının düğümünü çözüyordun Belki de bir damlaydın Kaynağını unutmuş Herhangi bir denizin tuzlarını eriten Solungaçtan çıktığında formülün değişecekmiş gibi heyecanlı Atmosfere sığmayacak kadar coşkun Unutulmuş Yorgun Noktalı virgülden sonrası […]
BİLİNMEZLİK – RAİFE KUTLAY
İNGİLTERE TAHTININ tek varisi yakışıklı prens zengin ve SOYLU ailesinin OĞLUDUR.ADI JACK THOMAS DIR .JACK babasının istegi üzerine SOYLULUĞUNU devam ettirmesini sağlamaktadır.Babası SARAY ın BALKONUN DA seslenmesini ister açıklamasını yapar.Seslenirken ROSE halkının içinde JACK ı dinlemektedir ;oğlu konuşma yapar ken babası nın aniden birden bire SARAY IN dış kapısının önünde kimliği belirsiz bir kişinin mektubu […]
BİR KADIKÖY GECESİ – ALİ BOZTEMİR
Yine bir kadıköy gecesi, Koltuğumda, Gecenin kasvet ve kederi içinde boğuşmalar, Uyuma ve uyumama arası kararsızlıklar, Uykusuzluk çıplak yalnızlık, koskoca insan okyanusunda yalnızlık, Ama uyumak gerekli, Sabaha efendilerine daha güçlü hizmet edebilmek gerekli, Sabaha dinç bir uyku, Minibüste, otobüste asık suratlı insanlar, Elektronik kapılar, Kışın keskin soğukları, Dindar iş ahlakı ile çalışmalar, Harcanmış zamanlar, Mesai […]
İnce Memed’in Felsefi Derinliği: Uğraşmak Haktır – AHMET CİHAN AKINCA
Yaşar Kemal yalnızca bir romancı değil, büyük bir entelektüel, gerçek bir hümanist, devrimci ve felsefi derinliğe sahip bir yazardı. Ölümünün ardından yaşanan geçici bir duygusallıkla yazılan övgü cümleleri olarak algılamayın bunları. Çoğu okuyucu onun bu tanımlamaları hakettiğinin farkındadır. Yalnızca yaşam öyküsünü incelemek bile entelektüel kişiliği hakkında fazlasıyla bilgi verir. Fakat onun hakkındaki nitelendirmelerimizden biri olan […]
KUYU – EFLA BERRİN FIRAT
Ayrılık secdesinde Şüphe ejdarhalarım. Huzurun başkenti yağmalanıyor şimdi! Sularımı kuruttum. Vahyi tamamlanmış ayrılıkların cüzünü nakşeden cellatların suhuf savaşlarını izliyorum. Dile pelesenk o küfrü Hangi yaraya bassalar şifa buluyorlar kadim karanlıkların efendileri. Çarmıhında sakladığı ayetleri fısıldarken zaman, Efsunlu teriyle cilveleştiğim güneş İhanet ciritlerini saplıyor aynaya. Bin yıldır görmediğim gözlerimde aynanın tozu ve Korsuz ateşin, Kusursuz ateşin […]
CEMİLE BİBİ – HATİCE DÖKMEN
Siyaha kesmişti o gün bulutlar Azgın insan seliydi Ahır Dağı eteklerinden akan Ses bitti Söz bitti Keder ırladı kuşlar Semaha durdu toprak Kin kustu Öfkeye bilenmiş gözler On yaşında delikanlı adamdım, okul çantamın o gün bana ağır gelmesi garipti. Üstelik Kasım sonu olmasına rağmen saç diplerimden boynuma kadar tere batmam da hayra alamet değildi. Biraz […]
En Narin İlmeğinde Hazan – Mehmet Özgür Ersan
Sokaklar ve toprak Yan tutarsa neylersin Susar yüreğimdeki/ kuş sesleri Anlaşılamamış bir şiir Kendi yarasına kapanır Saklar damarlarında/ gizli bir akkoru İpek uçurumlar Alev sağanağı yanar Korku kipiyle/ yaz yazacaksan Ey ozan Dağlanmış kökleri Hangi dağa uzansak /sorgu İnce patikaların aşkına/ akar Akar sevişmelerin/ bel ipliği Güz kavşaklarıyla /çakışır Evvel ahir Kızılca /bir sağanak kopar […]
GOD LOVES YOU – SULTAN YAVUZ ÖZİNANIR (SOYTARI MARTI)
Kıçıma yediğim ve canımı burnumdan getiren onlarca şaplaktan önce çakır keyif halde, acele acele sözlükten kelime aranıyordum.Sözlük o kadar berbat hazırlanmıştı ki, onu sadece acil durumda olanlar kullanabilirdi. Kendimce sevimlilik yapmalıydım, fotoğrafını gösterdiği çirkinlik abidesi çocuğuna iltifat etmek için aradığım “yaramaz” sözcüğünün “işe yaramaz” olduğunu, o an bana öldürecek gibi bakan çam yarması Simon’dan öğrendim. […]
HALK- MEHMET DAĞ
Bir kuş yuvası kadar korumasız Bir fare ölüsü gibi sahipsiz Bir kuduz köpek kadar değersiz Görüyorlarsa sizi yönetenleriniz Demek ki siz HALK olamamışsınız…
ÇİĞ ÇİÇEKLERİ- GÜLTEKİN GÜRCAY
O kadar dalmıştı ki, tavanda çınlayan bir kırılma sesi ile irkildi. İstemdışı irkilme, tüylerini diken diken etmişti. Gözlüklerini çıkarıp, ağzında oyaladığı kalemini kitabın kaldığı yerine koyarak seslerin geldiği yeri görecekmiş gibi gözlerini tavana dikti. Pür dikkat olmasına karşın daha çok şiddetli bir uğultuyu andıran konuşmalardan bir şey çıkaramadı. Bir içgüdüyle kalkıp ışığı çoğalttı. Varlığını hissettirmek […]
Son Yorumlar