E-DERGİ 990
İnsansılardan İnsanlara – Fadime İrem Çerçi
Güzelleşecek dört bir yanında çocukların o küçücük bedenleriyle açlıkla savaşmak zorunda kaldıkları dünya,annenin sihirli avuçlarında,bir babanın şefkâtinde güzelleşecek . Koca koca adamlar savaşmayacak değeri belirsiz bir kağıt parçası için; çocuklar ağlamayacak annesiz kalmaktan korktukları için; kadınlar boyun eğmeyecek haksızlığa,adaletsizliğe,şiddete;insanlık birine yapılan istismar karşısında sessiz kalmayacak; bir aile çocuğunu aç bırakma korkusuyla gerçekleri söylemekten sakınmayacak; insanlık […]
Gerçekten Yalandan Sınırlar & Gambiya – Mina Kocailik
Evvel zaman, kalbur saman içinde bir solucan dünyaya gelmiş. İsmi Mofin*. Solucanın anası Senegal, babası İngiltere. Bir gün alıyor baba Araplar’dan, bir hazine kokusu. Belki de altın… Durmuyor elbette, işte o zaman tanışıyor o kadınla. Bizim Mofin böyle dünyaya geliyor. Bakmayın siz, kimliğinde Gambiya diye kaydedilmiş. Olsun, kimliği fareler yer, fareyi kediler… Velhasıl şapkadan hazine […]
Çile, Korku ve Hayalperest -Galip Önlü
O gün yağan yağmura, şiddetini uzaktan belli ettirip eşlik eden rüzgâr, ağacın ıslanmış gövdesini sıyırıp, soğuktan boynu bükülmüş dalların üzerindeki sararmış yaprakları en güçsüzünden başlayarak yere düşürüyordu. Hayalperest, kulakları kızartıp, gözleri yaşartan bu soğuk günde ilk defa erken kalkmıştı. Güzel giysilerini giyinip mutfağa ilerledi, çayı demledi, ekmekleri doğradı, domatesleri dilimledi, dolmuş çöp kutusunu götürüp dışarıya […]
Kızıl Karanfil – Yelda Karataş
Che sana Latin diyorlar, inanmıyorum Bizim Deniz’in gözlerinde asılısın sen Bolivya dağlarında yakalandığın yalan Son gördüğümde al- yeşil entarinle Taksim’deydin Çocuklara yol gösteren Ethem’din, Suphi’ydin Bir ceviz ağacı heybetiyle yüzünde güneş parlıyordu Dersim’de açan o ölümsüz Sakine gibi Yoldaşlığı her dilde söyleyendin Ve şimdilerde Atina’da, Brezilya’da görüyorum seni O soylu barikatların ardında Perslerin sabrıyla örüyorsun […]
Aşklar Gülü – Güler Demir
Gül satan çocuklara, kadınlara… Kaçtım büyük şehrin karmaşasından. Bu kaçış uzun soluklu olmayacak olsa da buradayım. Üç gündür ne televizyon ne de sosyal medya var yaşamımın içinde. Kaldığım ahşap evin tahta penceresini araladım. Yaşamın renkleri, rengin her tonu ile sergilenmiş toprakta. Dün gece durmadan yağan yağmurla arınan toprağın kokusuna manolyaların kokusu karışmış. Manolyaların kokusunun baskın olduğu havada derin derin […]
Aşkın Gözyaşı Çiçeği- Kalgayhan Dönmez
Ne soylu bir ad aşka verilen “Milyonların Anası” herhal imkansız olanıdır şeytanın omurgası bir hiç dünyada, bir damla aşk için çarpanı suçlamam yaprağından çiçeği damlayanı anlamsız hayata, çorağa tutunan yaşamı.. Kahin söyler, bütün güzeller dikenlidir zehirlidir gerçek sevginin yaprakları karşılıksız öldüren bitkisel aşk gibi beyim, beyaz kum istermiş özgür sevecek aydınlık istermiş güneş severmiş, kim […]
Demiryolcu Vehbi – Zeynel Kürkçü
Sağlam dostlukların Kavga ile başladığının delaletidir Demiryolcu Vehbi Abi. Oturuyoruz Haydarpaşa GarınınEskimeyen kadim lokantasındaBilirim içki içmez ama Muhabbeti tatlı sıcakKaymaklı künefe Benim muhabbetim sendinOnunkini bilmemKül tablasını acılarımıKadehime seni doldururken Diyorum Vehbi AbiKarşı kıyıda sandal bağlıİçinde lambalı radyoRadyoda nihavent bir dünyaElektriğini âşıklardan almış Sandala gitmek lazım diyorumYüzsek nefes yetmez tütünün ziftindenYürüsek deniz üstü tutmaz Ne yapalım […]
Silahsız Silahlanma – Dilek İşcen Akışık
Dans ediyor köpek balıkları, Vurmuş kıyıya yunuslar Kıyı üzgün, kıyı çaresiz… Vicdan ölmüş, iç göz mışıl mışıl Kafası kopuk karnı doymaz para Silah takmış koluna, kırmızı… Barış çubukları sahte kutlama Patlak göz satılık bomba sahnede Zavallı izleyici, kim dinleyecek seni? Duyarlılık piknik yapıyor cehennemde Yaşamak gizemli alacakaranlık Tek silah, tek silah sende Korku ordusuna ölüm! […]
Sensizlik – Gürhan Emiroğlu
Saat üç, Her gün aynı saatte uyanıyorum. Kafam dolu, Sensizlik böyle işte böyle yavrum. Uyumak haram. Yanımda olsan, nefesini duysam. Kokunu duysam. Güzel yüzünü okşasam. Ellerim gezse yüzünde, Gözlerimi kapatsam, Yüreğime çizdiğim seni, Bir daha çizsem, bir daha, bir daha. Yer yüzü tuval olsa yine de yetişmez, Yüreğimin tuvaline. Bu yürek, Sana kocaman bir mekan, […]
Gökyüzü Kadehi – Râna Duman
uzun zaman oldu taç yaprakları gibi narin sayfaların arasında maviye uzanan sonsuz gezintime çıkmayalı. Özlem… Özlemez olur muyum ? Özlem benim en büyük imtihanım dost! Denize özlem , rüzgarı tenimde duymaya özlem , yârin gözlerini yeniden görmeye özlem , o hayalleri dirilten sesine özlem , maveraya özlem… Ah dost! Nasıl çelişkili bir varlık hali ki […]
Ödünç Umutlar – Duru Didem Berkan
Ne kadar derindeymiş dibim; batıyorum batıyorum iniyorum iniyorum kendimi bir kaya gibi aşağı bırakıyorum. Ufalıyor ufalıyor… UFF! Alıyor. UFF! Ediyor. AHH! Alıyor. AHH! Çekiyorum. Bir türlü dibe varıp ayaklarımdan güç alıp yukarı çıkamıyorum. Suyun en derininde bile hep bir sarmal labirentin içindeyim. Gökkuşağının dibindeki altın yüklü küpü arayan hatta gökkuşağının bir ucundan kayıp altın küpünün […]
Kova – Sedef Ergürbüz
Sonbaharın en güzel yaşandığı bir yerde, Amasra’da doğdum ben. Sarı, kızıl, kahverengi renkler arasında oynamak en büyük keyfimdi. Hayat dersiydi de benim için bir bakıma. Tabi o zamanlar çok küçük olduğum için anlayamıyordum ama büyüdüğümde önce yeşeren yaprakların sonbaharda sararması, dökülmesi ve sonra tekrar filizlenmesinin hayat bahçesindeki bizim durumumuza benzediğini anlayacaktım. Annem bu küçük ilçenin […]
Toledo’da Günbatımı – Mehmet Kabakçı
Sevgiyi, yiğitliği ve hürriyeti Ve hür ve hürrem geceleri düşün. Hani kollarımız ufukları kucaklamış, Güneşli bir savaş meydanı kadar Yaşam ve ölüm fokurdayan günlerde, Irmaklara koşan çocuklar değil miydik biz? Simsiyah atlarımızın sırtında kıvılcımlar çakan, Altın yaldızlı mızraklarımızı Tiranların kanıyla soğutan, Muzaffer takların altından Hüzünle, kibirle, budalaca ve erkekçe Kentlere giren adamlar değil miydik? Bizi […]
Son Yorumlar