E-DERGİ 990
İçimizde Kasım Gibi Bir Şeyler – Josef Hasek Kılçıksız
Tuza, ekmeğe benzemiyordu, barbarların bizden çaldığı Tavanı tıka basa sokak evimize benzemiyordu Orada kaç çeşit çağ yıkıldı, bir o kadar da hayatta kalınmışlık Kaç Kasım gizliydi Lili bavul kayışlarında ? İşgalci bir sus kuşatmıştı zamanı Heykellerin yüzünde abartılı bir ciddiyet, sanki bir yere gitmeye hazır Giden kalan meselesi değildi Burada yol sadece bir kadastro meselesiydi Yarasıydı […]
Subay Nurcihan’ı Neden Almadı? – Belgin Bıyıkoğlu
Dalgaların sesi kulağımda, karşıda işveli bir kadın gibi sere serpe uzanmış Gelibolu’ya bakarken, eflatun sisin içinden süzülen ışıklar birer birer sönmeye başlayınca; çocukluğumun, ilk gençliğimin geçtiği bu kasabadan artık daha fazla uzak kalamayacağımı anlamıştım. Arka arkaya sıralanıp uzun bir kuyruk oluşturan tırların yanından geçerek, zorlukla iskeleye ulaşmış, çaresizce eskiden izler bulurum diye bakınmıştım ama yoktu. […]
Derin – Emine Oğuz
Günler hep aynıydı. Geceler ise bambaşka. Odadaki aynanın üzerinde yazılı cümleyi tekrar tekrar okudu: Kader; bir birimlik ömür denen yolculuğumuzda dermansız dert olup yapışmıştır bize, söküp atamadığımız… Sol eliyle sol memesini yan tarafa çekti. Yapışık iki terli vücuttan ayırdı. Solukları sıklaştı adamın, “Nihayet”. Kasılmalarının bitmesini bekledi. Ve yan tarafına düşüşünü et yığınının… Usulca arkasını döndü, […]
Gelirsen Tek Başında – Zeynel Kürkçü
AdaÜstü mavi gökİçi yeşil ormanDibi mavi yeşil su Ben gel demesem deGelirsen tek başına. Yılkı vakti gelmiş,Kendini gümüş kanatlı Pegasus sananTeneke nallı payton motorları Çekip alır seniSaklandığın yalnızlığın ardından Çok önce kök tutmuşSuskun ağaçların korosu Bir meltemle başlar Özlediğin meşke Ya Rodrigonun keman konçertosuYa da Sümmani’nin Ervah-ı Ezelden Nameleri sarar tek kişilik Sahte bir başınalığını Ben gel demesem de Gelirsen tek başına.Bir Rum meyhanesindeİki […]
Ben Sana Dönemem – Ferruh Güneş
Ben sana dönemem Yok yok, öyle değil ! Sözün aslı, Ben sana dönüşemem Maktül bir yüreğin faili, Çökmüş bir bedenin banisi olamam. Solgun bir beniz, küskün bir çocuk Ve bıçak açmaz bir dudak bırakamam geride. Ben bir yürekten atılırken böyle sert örtemem kapıyı. Gidişim de usulca olur , gelişim gibi . Ve şiir yazmaya devam […]
Honamlı – Güler Demir
Keçi Dağ’ının dişi Honamlı’sı, Akdeniz’in yakan sıcağında, saf su bulma adına ipini kopardı. Uzaklaştı ovadan. O yarık senin bu yamaç benim dolanıp durdu. Kerpiç evin yıkıntıları arasında, gürleyen toprak suyun, çeşmesinde buldu kendini. Suda arılık ararken, sudan serin sesler geldi. Sese yöneldi, ses, yerin altından geliyordu. Baktı. Yıkıntıların arasındaki kovuğu gördü. Honamlı Obasının beyaza dönük […]
Kedi ve Adam – Zeynep Kasap
‘’ Kalabalık, her yer kalabalık. Her yeri işgal etmiş her yeri sahiplenmişler. Sanki dünya sırf kendileri için yaratılmış. Yalnız kalabileceğimiz, özgürce yürüyecek dolaşacak yeri bırak işeyecek yer bile bırakmamışlar bize. Şu duvarın ardındaki bahçe de olmasa ya ne yapardık? ‘’ Bir sıçrayışta atlıyorum duvarın üstüne. Tam bahçeye inmek üzereyken yine yakalanıveriyorum karşıdaki cadıya. Sanki kokumu […]
Hangimiz O..? – Dilek İşcen Akışık
Tıklım tıklım bir etajer. Üstünde yan yana dizilmiş sarı, kızıl, siyah peruklar. Onların önünde göz farları, kalemler, takma kirpikler. Yuvarlak, ayaklı bir masaüstü aynası, bir tarafı büyüteç, bakınca her şeyi söyleyen… Gençliğinin güz mevsimi henüz başlamış bir kadın çatlak duvara dayalı pirinç yataktan kalkıyor yavaşça. Bu cümbüş içinde ilacını bulmak zor. Gardırobun kapağından sarkan simli […]
Nalan – Ayşegül Gezgin
Kalın mavi perdenin aralığından süzülüp geldi sabah güneşi, Nalan esneyerek uyandı. Her sabah yaptığı gibi camı açıp gülümseyerek deniz kokusunu içine çekti. Geçen yıla kadar ilaç fabrikasındaki baş ağrısı yapan keskin laboratuar kokusuna katlanacak olmanın isteksizliği ile yataktan kalkar, nemli kapalı bir havada Berlin’de kalabalık metrolardan hayalet gibi işine sürüklenirdi. Bir senede ne çok şey […]
Charkes – Shirley Jackson & Çeviri: Zübeyde Demir
Oğlum Laurie ana okuluna başladığı gün, mama önlüklü kadife kumaş pantolon giymeyi bıraktı ve bir kemerle blucin giymeye başladı; okulun ilk günü hayatımın bir çağının tamamen sona erdiğinin farkına vararak kendinden yaşça daha büyük olan kapı komşumuzun kızıyla gidişini izledim, uzun bir pantolonla fiyakalı birine dönüşen hoş sesli, anaokullu küçük çocuğum yolun köşesinde durup bana […]
Ben Hakkım – Arif Ersan
Ol denildi oldum işte Dondan dona geçtim işte Aşk şarabın içtim işte Ben hakkım hak benim içimde Serçeşmeden içtim suyum Alevidir benim soyum Kamil’im ben dosdoğruyum Ben hakkım hak benim içimde Güvercin donunda geldim Sulucakarahöyük’e indim İçimdeki benliği yendim Ben hakkım hak benim içimde Arif ERSAN 29.02.2020
İstanbul Yalnızlığı – Ebubekir Emre Men
“Gittiğimiz yere zincirlerimizi de götürürüz kendimizle birlikte. Tam bir özgürlük değildir kavuştuğumuz; durup bakarız bırakıp gittiğimize; onunla dolu kalır düşlerimiz. Kendi kendisiyle ne savaşlar eder boşuna! Tutkuları içinde ne kemirici kaygılar ne korkular içinde kıvranır insan!” Lucretius Gecenin ürkütücü, arındırıcı, okşayıcı soluk nefesi İstanbul’u sokak, sokak dolaşıyor, bilinmedik insanlara, […]
Ceviz Kabuğunda Dünyalar – Sertaç Çıralı
ceviz kabuklarına düş dünyaları resmederdin gecelerce denizdi taş. maviydi kahverengi. yağmurdu hanımelleri. çiçek diye gördü ölümlüler ellerinden dökülen çizgileri dalları ve yaprakları diye diye sesin kadar rüzgardı sesinin kaderi rüzgardı avuç içindeki yol boyu yeşillikten on beşinde yazdığın şiirlerin dizelerini kurcaladıkça kabuklarını kırdıkça dünyalarının içinde büyüyen kurtçuk içini kemiren sustukların ve isim isim unuttukların içine […]
Son Yorumlar