E-DERGİ 990
Sen Söyle – İsmail Esiner
Sen birde beni düşünsene Yılların geçişi kolay mı? Oldu öyle Söyle çekinme söyle Geçen zamanların yürümelerini söyle Koşmalar bahane, zaten benimle Emekleyen hayatın ayağa kalkışını söyle Söyle ki yüreğim ferahlasın Söyle ki tüm dünya Yüzüne bakıp kolay mıydı diye haykırsın Bırak gidenler gelenlerden Cevap arasın Sen düşünür ben düşünür Kaybolan yıllar düşünür Söyle söyle Yeter […]
Pencere – Erdal Taşkın
Zemin kattaki küçük odanın tek ve büyük penceresiydi. Hayata bakan tarafında kendisiyle aynı büyüklükte bir güvenlik kafesine sahipti. Bu kafes, duvarın içinden çıkan enine dokuz, boyuna yedi kalın demir çubuğun eşit aralıklarla birbiriyle kesişmesinden oluşuyor, yaşamı seksen küçük kareye bölüyordu. Bu çok parçalı görüntü yine demir pervazla çerçevelenip bütünleniyordu. Pencerenin kanadı da pervazı gibi demirdendi […]
Gri Çığlık – Hatice Dökmen
Akşamın alacası Kadıköy’ün üstüne çökeli epey oldu. Rıhtım caddesi bu saatlerdeki telaşını giyinmiş, insan ve araç kaynıyor. Halime’nin yorgun ayakları da aynı telaş içinde. Bir daha adımını bile atmayacağı o evi arkada bırakalı çok olmadı. Herkes gibi o da yeşil yanmasını beklemeden caddeyi geçip durağa doğru yürüyor. Vapur düdükleri, korna seslerine karışıyor. Bir ambulans acı […]
Dolunay – Murat Gökhan Gökdemir
Hava kararmıştı. Ay o gece görünürde yoktu. Böyle zamanlarda odada ne kadar fazla mum yakılırsa yakılsın, etraf aydınlık olacağı yerde bir o kadar daha kararırdı. Aylardır masamda yosun tutmuş davetsiz bir çocuk kitabı vardı. Bu saçma kitabın nereden yolunu şaşırıp masama demirlediğinden en ufak bir fikrim yoktu. İçsel bir karara varmıştım aslında buna dair. […]
Issız Bir Sokak Ruhum-Beyzanur Yılmaz
Issız bir sokak ruhum, Kırık bir lamba var köşede. Ne bir yol görünüyor ufukta, Ne de bir kaldırım taşı var soluklanmalık. Issız bir sokak ruhum. Sabahı bekliyor sanki. Doğacak güneşle aydınlanmayı umuyor. Tepesine birikmiş bulutlardan habersiz. Issız bir sokak ruhum, Ne saati soracak, Ne adresi öğrenecek, Ne de merhaba diyecek kimsenin geçmediği. Issız bir sokak […]
Bir Çift Göz – Aysel Karaca
Yağan karla birlikte işe gitme hevesim de sönüvermiş… Oturduğum yerden, gökten yere usu usul düşen kristallerin dansını izliyorum. Kar altındaki insanlar, telaş içinde sağa sola koşturuyor… Dolmuş kapıları hızla açılıp kapanıyor, otobüs bekleyen kalabalıklar sabırsızlıkla ellerini ovuşturuyor… Durağın arkasında, pembe boyalı taş binanın duvarındaki Tayyare Kültür Merkezi yazısı karla kaplanmış, camekânlı ahşap kapısında ve çıkma […]
Bitirim Maykıl Jeksın – Ozan Kemal
Kasımpaşa’nın ortasından akan Dolapderesi üstü kapatılınca ismi caddede bulunan “Bahriye Kışlası” yüzünden “Bahriye Caddesi” olmuştur. Aslında sadece kışla değil aynı zamanda Bahriye’nin merkezi daha doğrusu Başkent Ankara alınınca “Kuzey Deniz Saha Komutanlığı” bu caddenin başındadır. İşte bu caddenin üzerinde eski “İş bankası” binası ile kesişen dar ara sokağın içinde yıllardır “Pangaltı” dolmuşları kalkar. Bu dolmuşlar […]
Biz Kaç Kişiydik? – Ersin Kurt
Huzurlu olduğum günlerin verdiği rahatlıktan sıkıldığım zamanlardı. Her şey yolunda gidiyorken hep bir şeyler dürter ya insanı. Hâlbuki, evden işe işten eve gidip geldiğim günlerin dinginliği ile avunabilirdim. Bungun bir ruh hâline özlem neden? Mutluluk bir türlü yakamı bırakmayınca güzel günlerimi ellerimle katletmeye karar verdim. Bekir abiyi aradım. Bekir abi değer verdiğim, fikirlerine güvendiğim […]
Gece – Nilüfer Uçar
yılan gömleğine sarınan muhterem gece hacmini vicdanına sığdıran ayazın ağzında çenesi düşük kösele ayakkabıyla gece ayak sürür adsız sokakta üryan delikanlı edasıyla kar da üşür aşıklar sokağında sürgün yemiş gecenin lacivert gözlerinde yatıya kalır deli yürek bir sevda kim demiş geceler uysal tutar kaygının elini çekip giden acının nefesinde kral sanır kendini şahsına münhasır her […]
Eskici – Mehmet Özgür Ersan
yalnız bir mısra mısın yokmuş da aslında ya da çoğalmak arzusuyla acı alnındaki çizgiyse gözlerin sevinç aydınlığı /yağmur yağmazsa üşüse de onun sıcaklığı avuçları ak bakışları kıyısız/ bir deniz elimden gelen budur nasıl vazgeçeyim yıllar var ki serçeleri unutmuşum karanlığa boğulmuşum karlı ağaçları iyimserlik sarmış ki serçeleri unutma eskici beni vurmuşlar/öldürmüşler başkaldırmanın sarhoşluğunda mehmet özgür […]
Sabah Aydınlığı – Hazal Çakmak
soğuk sularda pişen yapraklar aydınlatıyor toprağın kapladığı göğü, yıldızların doldurduğu kumlar batıyor serinleten aşkın üstünden, yaylaların aşık olduğu kayalarda yeşilin serin poyrazının nuru, tuzakların iplerini eken kuşlardan yeleklerini hasat ederken semazen gibi doğuyor, nehirden melekler.
Haydi Gülümse – Hülya Uslu
Hepimiz ülkemizin boğucu gündeminden kaçmak için bazı yollar bulmalıyız. Önünde sonunda insanız ve şu ahir ömrümüzde soluklanma anlarımız olmazsa, geri kalandan pek bir hayır gelmez.Kendimize sürekli yol haritaları çizmeliyiz ve haftanın en az bir gününü kendimiz için kullanmalıyız. Bu en temel hakkımız… Mutluyum…çünkü hayatımın en sessiz karanlığında bile fotoğrafa dalıyorum. Bir çok düşünceyle meşgul fikirlerimin […]
Evler – Ersin Kurt
Evler var Dışları renk renk İçlerini bilmem Kimseciklere gitmişliğim yoktur Evler var Seziyorum Koridorlarına mavi hapsolmuş Odalarında; Nem intizar keder Evler var, yakılası evler Umut kalmayınca yaşamak zordur.
Son Yorumlar