E-DERGİ 990
Bekleme yapmayın! Sollama yapmayın! (Dil Bilinci -III-) – Tahsin Melan
Geçen yaz Ankara’daydım. Her ne kadar yıllar öncesi bıraktığım Ankara olmasa da benim için bu şehrin anlamı çok farklı. Değişen caddeler, yapılaşmanın ilginçliği, toplumun farklılaşması… Kısacası bana eski hâlini özlettiren çok farklı bir Ankara. Özellikle cadde ve sokaklardaki arabaların kalabalığı ve düzensizliği akıl alır gibi değil. Araba fazla olabilir. Eğer kurallara uyulsa, karşılıklı saygı ve […]
Kırmızı Atkı – Sevil Usta
Soğuktu… Ayaz vardı dışarda. Sonbahar kışa dönüyordu usulca… Aklına geldi kırmızı atkısı. Çekmecesinden çıkarmak istedi. Elini usulca kırmızıya uzattı ama dokunamadan geri çekti. Aklına geldi atkısının boynunu son sarmalayışı ve adamın boynuna son sarılışı. O an hissetti kırmızının soğukluğunu sıcak bedeninde. Arnavut kaldırımdaydı o günde köşe başında. Adamı bekliyordu çocuksu mutlulukla ve atkısıyla. Adamsa geç […]
Vuslat – Arzu Seloğlu
Şehrin ismini iki kişi koyabilir;Ya geride nefes bırakmayıp kapıdan son çıkanYa da hiçbir anı,ânı edinmemiş olan. Adalet sancağını iki kişi dikebilir;Ya ben/benim dediği herşeye kibrit çakanYa da kusur perdesini gözünden atan. Mâşuğa iki kişi kavuşabilir;Ya aşıklık edip vuslattan ar duyanYa da mâşuk olduğunun farkına varan
Pıhtı -Kadihan YALÇIN
Bu odada yatardı hep. Hep bu odada yatardı. Duvarın dibindeki şu tahta divanda boylu boyunca yatardı. İstese de başka bir odada başka bir divanda yatamazdı. Hep bu odada, bu divanda yatardı annem! Televizyon izlemeyi sevmezdi pek. Boş durmayı da sevmezdi. Boş durmayı sevmezdi ama hep de boş boş yatardı. Ayağım kıbleye gelmesin diye en başından […]
Kırmızı Traktör – İrem Seval
Memleketine dönmeden önce üniversiteyi bitirene kadar gecesini gündüzüne katmıştı. Babasından da destek alacağını düşünerek bir otomobil peşinatını biriktirmişti. Özgür rüyalarında sevgilisi yerine hep güçlü motoruyla parlak kırmızı rengiyle yollarda iz bıraktığı arabasını görmüştü. Gökyüzünden koparılmış iki demet mavi, kalbinde kök salan bir çift yeşil anlamlı bakış yerine arabanın dikiz aynasından solladığı şoförlerin şaşkın bakışlarını görmeyi […]
Kiosk – Bihterin Okan
İki gün önce çalışma odamızın yerleşim düzenini değiştirmeye karar vermiştik. Pek geniş olmayan odayı verimli kullanabilmemiz için, Köln’de aldığım ahşap tahta masamdan vazgeçmem gerekiyordu. Bu oda için o çalışma masası çok büyük gelmişti. Evin yakınındaki baumarketin marangozhanesinde bir ahşap tahta kestirip, tahtaya uygun dört tane metal bacak da uydurduğumuz zaman, ucuz yolla edindiğim bir masam […]
Firak – Cüneyt Ahmet Eker
Ben ne bir Ferhat, ne bir Mecnun idim; Ben Garib dağlarda bir, bir bülbül idim. Deyme yâr olsun ki, tek türküm firak; Muttasıl olsun bu mızrap,hep firak. Yok mizan yok, sulh ki gönlümden ırak, Ben canan olsam ki yâren den ırak, Sanma bahtım, güldedir aklım canım; Bir diken olmaz isen, gülmez canım. Beklerim bilsem yaren […]
Popüler Kültür ve Çelişkileri Üzerine – Tamer Uysal
Bu ne beter çizgidir bu Bu ne çıldırtan denge Yaprak döker bir yanımız Bir yanımız bahar bahçe 1950’li yıllardan bu yana başlıbaşına bir başlık, bir alan olarak ele alınmaya başlayan popüler kültür terimi 1980’lerden bu yana egemen kuramcılar tarafından kitle kültürünün yerine kullanılıyor. Teknolojiye hakim sermayenin yeni medya olarak adlandırdığımız interaktif iletişim kanalları da yüzyılın […]
Bahçede Kırık Testi – Aziz Nayir
O zamandan beridir kırık aynalı oda bana bakan benler nereye baksam kapıların ardında bir kirli dünya kapattım perdelerini yüreğin gözlerinden vurulmuş mardin güvercinleri sustum, en çok sessizliğimden ürktüm .. ve şimdi, beş yıl sonra işte bugün yine bir aralık sonu -puslu ayaz sokaklar çıplak ayaklarımla durdum karşında inanmak istedim dokundum bir daha, bir daha işte […]
Kalkan Balığı – Murat Gökhan Gökdemir
Akşama nikâha yetişmeliyim. Öğlen sonrası ikindi pazarında büyük, yağlı ama yarım bir kalkan nasip olmak bilmiyor fileme. Denk gelmiş ama zorlamasan gireceği yok. Yüz lira üzerine aldığım beş lira ile roka almak belki mümkün olacak. Roka fiyatlarından haberim olmasa da, el kafa yordamıyla, aralık bu aralık olsa gerek diye düşünüyorum, aslında söylenecek şey değil. Ancak, […]
Acı ve Ağırlık – Kerime Ural Cengiz
İki hafta olmuştu. Tam iki haftadır çekinerek geliyor ayaklarım bu eve. Sabah çıkıp akşam geliyorum. Utanarak yediğim akşam yemeğinden sonra ses etmeden geçiyorum küçük odama. Yatak altımdan kayıyormuş gibi. Tavana bakıyor gözlerim, dalıyorum. Tavanlarda insanı oyalayan bir şeyler olmalı! Yoksa acılarını daha yoğun hissediyor . İçim daralıyor.Yüreğimi sökseler yerinden daha az acır. Yok! Yok artık […]
İyilik Buradan Geçer Mi? -Salih Sezen
No 1: Bizim sokaktan iyilik geçer Çoğunlukla sarhoştur Şu evler azıcık sallanmasalar ne iyi olur Ayakkabısının sağı da çürük dişine vurur Duru sesini üç tekerli arabasında öne oturtur Çok para etmeyen metal cenazeler birbirine döner sırtını İbrahim amca diyelim adına bazan havaya kızar bazan olmayan çocuğu yerine Arabasından ayırmadığı süsler sobasını sever O giderken karşıdan […]
İvan İlyiç’in Ölümü – Serhat Çakın
İvan İlyiç’in Ölümü, gerçekçi akıma mensup Ünlü Rus Yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy’un eserlerinden biridir. Eser kısa olmasına rağmen akıcı, sürükleyici bir dille yazılmış, okuyucuyu güçlü bir biçimde etkileyen hikâyeye benzeyen bir yapıttır. Eserin bir diğer özelliği de sonuç kısmının romana girerken, romanın başında verilmesi, romanın diğer bölümlerinin ise bundan sonra geriye dönülerek anlatılmasıdır. Romanda, 19,yüzyıl […]
Son Yorumlar