E-DERGİ 990
Hayalet Kadın – Aysel Karaca
Mutluyduk. Kalkış anonsu yapılan vapura yetişebilmek için koşuşturan kalabalığın arasında sürüklenirken ter içinde kalmış, nihayetinde seyyar iskeleler çekilmeden güverteye adım atmayı başarmıştık. Halatlar toplandı. Motor sesiyle harekete geçen vapur, serin suları köpürterek yönünü karşı kıyıya çevirdi. Martılar, deniz, oyun heveslisi çocuklar, yolculuğa hazırdık hepimiz… Upuzun martı kanatlarını daha yakından görebilmek için ufaladığım simitleri avucumda heyecanla […]
Deve Dikeniyle Dans -Hatice Dökmen
Bütün koğuş uykuda. Sultan hariç. Topal Meliha’nın çıkardığı uzun soluklu gazları, Artist Cansel’in koğuşun duvarlarına çarpan horlaması dışında çıt yok. Sultan uyuyamıyor. Gözleri, küçük pencereden duvara vuran ışık yansımasının oynayışında asılı. Asarlar mıydı onu? Yok canım, daha neler. Ne yaptı ki? Alt tarafı ciğeri beş para etmeyen kocasını öldürdü. Dünya bir pislikten kurtuldu. Ceza yerine […]
Sıcak ve Sarı – Çağla Nalbantoğlu
Hırpalanıyor kapı köşelerine zorla tutturulan menteşeler, bakır bakır ağlıyor. Diz kapaklarıma diazemler saplanmış, kurşuni bir sıvı damlıyor salon parkelerine. Kornişlere tutturulan bir telaştan sarkıyor, göz kapaklarımın buruşuk kadife örtüsü. Yine de bağırışlar nakışlıyorum, kentin siyaha çalan çay boyuna. Şeker kavanozlarının annem görmesinlere açılan kapağından küfler besteliyorum, neydim ki ne olacağım boşluklarına. Giydim de gören olmadı […]
Algı Yüzyılı – Kalgayhan Dönmez
İnsanlığın gerçeklerden koptuğu, olduğu gibi değil, görünmek istediği gibi görünmeye çalıştığı, her şeyi tersine çevirdiği, sahte ve yalanın, bin bir yüzün yüzyılı. Tarih, bu yıllar için herhalde şöyle yazacaktır: Kimse durumundan, görüntüsünden, kendinden memnun değildi, kendinden ve gerçeklerden kaçıyordu, başkaları kendine farklı ve daha cazip göründüğü için kendinden utanıyor, farklı gözükmek, gözleri boyamak istiyordu. Bazen […]
Sonra – Şükran Engin Atmaca
Bodrum’un sıcağının en dayanılmaz olduğu zamanlar. Güneş yakıp kavurma telaşında. Elvan avluda, havuzun kenarında. Bodrum’un deniz gözleri, salınırken karşıda; Oğlum, sıcakta durma, diyor. Bir gözü Elvan’da bir gözü kovayı döktüğü karoda. Su ayaklarına değince ürperiyor. Hayırdır, bu ne ürperme bu sıcakta, diye düşünüyor. Elvan’ a tekrar bakıyor, çoktan havuza girmiş, suyun üzerinde zayıf kollarını görüyor. […]
Şiirin Poetikası – Fettah Köleli
”Poetikası olmayanın şiiri de olmaz” yargısı doğru değildir. Manifesto niteliği taşıyan yeni bir poetikanın yokluğu koşullarında zaten pek çok şair verili poetikaların içine girip sürdürücüsü durumundadır. Bu anlamıyla özgün bir poetikaya hiçkimse sahip değildir. Sanatsal üretimin doğası öznel görgü ve deneyimin poetikaya öncel olduğunu gösteriyor. Marks,”bilmiyorlar ama yapıyorlar” diyerek özetler bu durumu. Pek çok şair […]
Anla Biraz – Barış Genceroğlu
Çaresizliğin en amansız olduğu yerdeyim şimdi ilk defa sevmenin tarif edilmez korkuları içindeyim. Uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında seni düşünüyor ve korkularla yine sana doğru koşuyorum. Hep aynı soru düşüncemde: Ya seversem? O zaman neler olabileceğini düşünmek korkutuyor beni. İlk defa yenileceğimi anlıyorum. Karşımda kendinden emin gözlerin, dudakların, ellerin bunu söylüyor bana. Seni tanımadan önce geçen […]
Yetmiş Üç – Berrin Yelkenbiçer
Annesi kapıdan başını uzatıp seslendi: -Teyzenler geldi, kalk da bir hoş geldin de, üzerine de çeki düzen ver. Asya, uzandığı yerden yavaşça doğruldu, elindeki kitabı yatağın üzerine bıraktı. Dolabın üzerindeki boy aynasına gözü takıldı, saçları dağınık, yüzü solgundu. Annesi kızardı şimdi, misafir yanına böyle mi çıkılır diye sonradan azarlardı, eşofmanlarını değiştirse iyi olacaktı. Bol bir […]
Gölge Angelica İçin Ölüm Zamanı – Deniz Ayfer Tüzün
kral ayağını uzattı şöminenin ateş gölgesine duvarda başka bir gölge vardı nasıl anlatılır bilmiyorum ama biraz esmerdi, biraz dalgın, biraz kadın gölge çok, ateş çok, gölgenin hiçliği birazdı yakuttan bir keman sesi kralın şarap kadehine değiyordu duvarı delip geçmek isteyen guguklu saat sanki yasak elmaları dişliyordu duvardaki gölge yakaladı saati tam on ikide ve bağırdı, […]
Vedat Türkali İle Söyleşi – Mehmet Özgür Ersan-Zeliha Demirel-Jale Sancak
Mehmet Özgür Ersan : Hocam öncelikle hoş geldiniz. Sizinle söyleşi ve sohbet yapmak çok heyecanlandırdı, konuya nereden başlayacağımızı heyecandan bilemiyorum.Vedat Türkali : Merhaba. Şimdi sohbet yapacağız, söyleşi yani. Eskiden sohbetin adına muhabbet derlerdi. Ben cezaevinde tütün işçileriyle yattım yıllarca. Bunlar Dramalı ve Kavalalı işçilerdir. Şimdi ne diyorlar, Roman diyorlar. O zaman onların yanında da söyleyemezdik. […]
Kışa Açık Kapı Bıraktı Bahar – Dilek İşcen Akışık
Öğren Kitabevinde çatık kaşlı, giysileri marka kokulu bir adam çok satan kitapları bilgiç bakışlarıyla tarıyordu. Yasemin Kokulu Elbise’yi adına yakışan zarafetle taşımak varken oncağızı yangından mal kaçırırcasına hızla raftan indirdi. Yan tarafta aynı yazarın İçimizdeki Düşman adlı kitabını inceleyen bir kadın… Adam yan gözle kadına bakarken o sayfaları kendinden geçmişçesine çeviriyordu. “Çok etkileyici! Okumanızı öneriyorum.” […]
Size De İyi Yıllar – Yelda Karataş
Size de iyi yıllar ey şimdiki zamano atın yelesine bağlı kızıl akşamların yorgun gözlerideniz kokulu pencerenin son yaprak dökümü çocukluğunu esirgeyen bir ömrün saati kırık ve meydan boşalıyorkorkuyorum yağmur alnıma düşmeyi unutursa bir gün aşkın eli çalmazsa kapımı bir dahakorkuyorum umudum yosun tutmasın bir gece yarısıama bakarsın insan uzayda bulur ölümsüzlüğün yurdunu size de iyi […]
Sıra Dışı Bir Sinemacı: Andy Warhol -Mehmet Özgür Ersan
There was snow in the streets, Dad was angry and Mom was crying… Andy Warhol * Andy Warhol sıra dışı bir insandır. Dostları Jane Fonda ve Dennis Hopper aracılığıyla davet edildiği bir partiden dönerken karar aldı: Sinema yapacaktı. Bu kararın birdenbire nerden çıktığını soran dostlarına gülümseyerek : “…hep aynı şeylerin resmini yapmaktan sıkıldım. Film yapacağım. […]
Son Yorumlar