E-DERGİ 990
Veda – Derya Balcı
Hoşça kal bebeğim, Söz vermiştim sana sarılacağıma Ölene kadar seveceğime Olmadı . Siyah beyaz anlar peşinde izlerini sürdüm. Yok oldular birer birer gölge misali. Peşinden hayaller kayboldu, yitip gittiler. Sen orada değildin. Göremedin. Yokluğun içimde hüküm sürerken kaybettim seni anlamsızca. Tuhaf boşluklar içiğnde yüzdüm. Yüzdüm… imkansız olan sendin bebeğim. Sana ulaşmaktı. Hiçbir şey önemli değildi […]
Eski Ev ve Eski Adam – Reşat Coşkun
Ustam, akşam iş çıkışı buradaki işimiz bitti. Sanma ki tamamen işimiz bitti. Yarın yeni tuttuğum işte de benimle çalışmanı istiyorum, dedi. Oysa mahallemizin camisindeki tamirat için onun yanında kısa süreliğine çalışmak için anlaşmıştık. Yanında çalışan yardımcısı o gün gelmeyince cami imamının ricası üzerine çalışmaya razı olmuştum. Hocamız, hem dünyalık kazanırsın hem de cami ne kadar […]
Sarahaten – Çağla Nalbantoğlu
Paçalarıma kadar inmişti hissettiğim derin korku ve bütün suskunluğuyla örtülmüştü çocukların üzerine gece. Simit susamlarının yanında turuncu hasretler biriktirdiğim bir önlük cebim vardı, zamanla onu da yırttı parmaklarım, ilmek ilmek. Sevgisizlik tanımını okulun taş merdivenlerinde oturarak ezberlemiş bir çocuk için şeker pembesi değildi gökteki bulutlar. Esir olarak tutulduğum bir kabile sanki okul bahçesi ve ilk […]
Taş – Serdal Göçmen
Yaylacık kasabasına bağlı kavaklı köyü adına yakışır biçimde üç tarafı ulu kavak ağaçlarıyla çevrili, bir yanı da güçlü akan dereye bakıyordu. Serin derenin kenarında özenle topladığı çakıl taşlarını yıkayıp, temiz bir bezle kurulayıp parlatıp her yanı yamalı şalvarının cebine koydu. Geniş ceplerinin ikisi de taşlarla doluydu. Taşlar onun için tutkuydu, mutluluktu. her akşam serinlikte Torosların […]
Kirpi – Aydın Yılmaz
“Şurama batan” diyor şair, “Şurama batana özlem demeselerdi; bıçak derdim”. Cemal Süreya Herkesten uzaklarda, kır evimdeyim. Açık pencereden, gözlerimin önüne sere serpe cömertçe yayılan büyüleyici doğayı, tepemde renk yelpazesi kanatlarını çırpaduran yüzlerce güzelim kuşu mayışmış bir halde hayranlıkla seyrediyorum. Gözlerimin önünde bir yağlı boya tablosu gibi yayılan muhteşemlik, anlatılamayacak güzellikte. Doğrusu nereden başlayacağımı ben de […]
Veda Somyası – Deniz Kenan Kılıç
Kapalı gözlerinden süzülen gözyaşlarının taşıdığı yalnızlık hissi Yaşlı bedenini, anımsadığı düzmece yollarda geziye çıkarır İstemsizce son kez hareket ettirdiği kolları ve bacakları Buruşturduğu yüzünün derinliğinde pandomim icra ettirir Karanlık odada, akşam vakti sessiz televizyondan yayılan cılız ışık Sabah ışıklarını arayan iniltilerinin arasında, yanılsamalar yaratır Ansızın boşalan terlerin soğuk ellerini tutan kıpırdak sinestezi Solan çehrenin güzelliğine, […]
Yüzleşme – Erdal Taşkın
Gözleri kapalıydı. Bütün uzuvlarını açmış, heykel gibi duruyordu. Günün ilk saatleri olduğu için güneşin yakıcı etkisini henüz hissetmiyordu. Gerçi gün, saat, günün ilk saatleri gibi sözler onda oldu olası anlamlı hâle gelen kavramlar değildi. Gözlerini açmaya karar verdi… Vazgeçti. Daha önce de bütün uzuvları açık bir hâlde, heykel gibi durmuştu ama gözleri kapalı hiç bu […]
Olanla Ölenin Köprüsü – Deniz İnan
Olsun Yokluğun yokluğunda açar çiçekler kışın Bırakın zatıâliniz berhudar olsun Kumun yolculuğudur diye dillenen Seherde çöle tepetaklak vuruşumuz Kimin yolculuğudur Ben fevkalade ipe dizilişler bilirim Ruhu şad olsun Sizinle çok önceden tanışmalıydık Babam satmadan kırmızı pikabını Üç ay ertelemeye girmeden mahalle pikniğimiz Hoş gelmeliydiniz Yüzünüze yüz sürmeliydim Avluya rüzgâr getiren o yaprak titremeliydi Sormamalıydım, aslında […]
Ego – Özgür Karakaya
“Ne kadar çok bilgi o kadar düşük ego, Ne kadar az bilgi o kadar yüksek ego”.Albert Einstein. Ego, sözlüğümüzde şu anlama gelmektedir:İsim, felsefe Ben; Latince bir kelime olan Ego, ben, benlik, kendilik demektir. Üç harfin içine sığabilen bir dünyadır.İnsanı duvar gibi kuşattır. Samimi olmasına izin vermek istemez ve sahteliğini devam ettirmesini ister. Bizi diğer insanlardan ayıran settir.Şişmeye müsait […]
Terzi – Dilşah Dinçer
Şehrin ünlü terzisi o sabah, her zamankinden daha erken uyandı ve atölyesine indi. Daha çalışanlarından hiçbirisi gelmemişti. Herkesten önce gelip yerleri temizleyen, perdeleri açıp evi havalandıran hizmetçisi Nalan bile orada değildi. Onu bu vakitte buraya sürükleyen tutkusundan başka bir şey olamazdı. Kumaşların arasında hem kendini kaybeder, hem de bulurdu. Orta yaşlarını çoktan geçmiş olmasına rağmen […]
Küsmesin – Duru Didem Berkan
***Kırık laleler, kırık vazolarda çok yaşamaz.Gecelerden bir gece seç kendine, uzan boylu boyunca..Gece ol, gece kal, gece giyin; ve öyle karanlık örtün üzerine.Gecelerde saklıdır hem en mağrur, hem en mağdur.Kırık laleler, kırık vazolarda çok yaşamaz.* Şiraze * Gece güzeldir. Gece özeldir. Gece biraz sen biraz ben gibidir. Gece karadır baştan çıkarır. Gece insandır insanı kaçtığı […]
Miraç – Arzu Seloğlu
Bedenindeki iki parlak küre ile gördü. Neden burda olduğunu bilmiyordu. Gerçekten bulunduğu bir yer var mıydı ya da varsa onun adı “burası”mıydı muamma… Renklerin ve seslerin tevhîdi ahenginde savrulduktan bir kaç gün sonraydı. İnsanlar ne kadar kalabalık ise o kadar da tektiler demek ki. Yok. Bu o iki parlak kürenin işi olamazdı,disipline etmeliydi onları,en azından […]
Ötekilerin Leyla’sı – Recep Gündüz
Gecenin en hummalı ve onulmaz saatlerinde bir dert furyası beyin damarlarımı çatlatırcasına genişletiyor. En ilkel yöntemlerle acımı hafifletmeye, sızımı dindirmeye çalışırken an be an daha da arttığını, beyin loblarımda mıhlandığını hissediyorum. Düşünmemeye ant içip ve düşünmemek için envai nitelikte senaryolar üretmeye çalışıyorum ıstırabımı azaltmak için; ama Allah kahretsin! Her türlü cehde rağmen başaramıyorum, başarılı olamıyorum. […]
Son Yorumlar