E-DERGİ 990
Baykuş – Seçil Oğuz
Düşleri ve sözleri yanlış kuranlar, Yamanmaya gider başkalarına. Kirlenmiş sulara yaslanmak için, Yolları ve taşları üzerler. Üzerler kırık dalların kuşlarını. Kendi kuyusundan korkanlar, Boğmaya gider başkalarını, Eski çalıların arasından, Yaşlı baykuşlar gibi. Soğuk yüreklerinden kaçanlar, Az daha sıksın dişlerini. Tutsun su kendini. Sabun ve taşın vakti var. Çocuk sapanlarına mermi bağlayanlar, Rüyalar çalarlar uykulardan. Zoraki […]
Ulu Orta – Arif Ersan
Ulu orta Soydular beni Kala kaldım Oracıkta Ne bir sahip çıkan Ne selam veren Ulu orta Soydular beni Ulu orta Kala kaldım Kala kaldım Oracıkta Yapayalnız Çırılçıplak Arif ERSAN 13.12.2019
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol – Ali Eren Yıldız
Ne çok seviyoruz birinin hatasını bulup onunla dalga geçmeyi. Hatta onun eksikliğini kendi eğlence konumuz yapmayı. Başkalarının kusurunu konuştukça ortaya çıkardıkça kendimizi yükselteceğimizi zannediyoruz. Bunun kendimizle ilgili büyük bir sorun olduğunun farkında bile değiliz. Asıl kabullenemediğimiz kendi kusurlarımız aslında. Onlarla kavgamız bitmedikçe başkalarının kusurlarını ortaya çıkarmak ve onlar hakkında konuşmak kendimizi gizlediğimiz komik bir maske […]
Aynalar – Deniz Kenan Kılıç
Ölen kelebeğin kanadından savrulan, son toz taneleriyim Gecenin karanlığında akan kan ve gözyaşı taneleri gibi Bedenleri ve ruhları titreten sessiz çığlıklarım ben Yetim bir çocuğun gözlerindeki delilik gibi Yüzleri gülümseten, kalpleri okşayan ve ruhu vahşileştiren yalanlar oldum Kalabalıkların içinde akış yönüne ters gidenler gibi Umutsuz bir hastanın kanında dolaşan ağrı kesiciyim Mutluluk, ölüme varmayı uzatmakmış […]
Distopya – Ali Rıza Özkan
Entelektüel çevrelerin diline pelesenk olmuş bir kavram var: distopya. Daha doğrusu, bizim entelektüellerimiz bunu bir kavram olarak değil, bir sıfat olarak kullanıyorlar: “Yer yer distopik unsurlar gördüm” gibi, “çok distopik olmuş” gibi… Edebiyat ve sinema çevrelerindeki kullanım biçimine bakınca, bunun bir yergi değil, aksine bir beğenme, artı değer yükleme amaçlı sıfatlandırma olduğunu anlayabiliyoruz. Ancak, nedir […]
“insanlara UMUT olacağım” – Ceren Yıldız
Gelecek dediğimiz kavram, asla tek boyutlu değildir ve bana göre de olmamalıdır. Tek boyutlu bir gelecekte kendimizi düşünmek bizi yalnız bırakacaktır. Geleceği çok geniş bir perspektifte düşünmemiz gerekir.Kendi geleceğimizi katkı yapmak yanı sıra insanların da hayatına katkı sağlamamamız ve gelecek için beklentilerimizde iyi insan olmanın asıl olması gerekir. Kendimiz kadar bir insanın hayatına dokunabilmek, ona […]
Şabir’in Bir Günü – Mehmet Sinan Gür
Bütün insanlar o duygu ile donanmıştır. Güzel, çirkin, yaşlı genç, uzun, kısa, iyi, kötü akıllı, aptal, nasıl olursa olsun hiç fark etmez. Herkes o duyguyu tatmak ister. Şimdi var eden bu duygu, bir gün belki de yok olmanın sebebi olacak. Sabah vakti, kalın perdeleri sıkıca örtülmüş loş bir odada, çalar saatin çalması ile beyaz çarşafların […]
Son Mektup- Pelin Akgönenç
Söylemek istediğim öyle çok şey var ki hala, diğer taraftan da konuşulacak her şey konuşuldu, son sözler söylendi, duyulması, gerekenler duyuldu, anlaşılması gerekenler anlaşıldı. İçine düştüğümden beri giderek dibe çekildiğimi bildiğim ama hareket edemediğim, karsı koymadığım bataklık misali askından kurtulmam için görünmeyen bir el uzandı. İki yıldır sana yalvarışlarım sonuç buldu ve sevgisizliğini kabul edip […]
Hasbihâl – Hikmet Güzelkokar
hangi sabaha düşse adın penceremde nevruz kokuları dolaşır iki kumru konar pervaz direklerine güneşin uyanmasını bekleriz havadan sudan ve bilhassa senden hasbihâl ederiz sonra gün başlar bir kitap ortasında yolculuk minibüste veya metroda bazen vapur gider unuturum binmeyi sokaktaki bir gitar sesine dalarım çığlıklarına melodiler karışan martılarla hasbihâl ederiz geç kalırım tabii işe amirime dert […]
Cemile Bibi – Hatice Dökmen
(Maraş Katliamı anısına) Siyaha kesmişti o gün bulutlar azgın insan seliydi Ahır Dağı eteklerinden akan ses bitti söz bitti kader ırladı kuşlar semaha durdu toprak kin kustu öfkeyle bilenmiş gözler On yaşında delikanlı adamdım, kendimce. Okul çantamın o gün ağır gelmesi garipti. Üstelik kasım sonu olmasına rağmen saç diplerimden boynuma kadar tere batmam da hayra […]
O Eski Ben – Hatice Elveren Peköz
Saat gün batımına karşı çalarken o eski ben’le söyleştik. Kendi ellerimizden tutarak onu gerçek olmayan düşlerden çekip aldım. Zaman ötesinden gelen iki yabancı ve eski bir dost olsa ne fark ederdi. Tüm kaygılardan uzak olsak da sonu belirsiz bir yoldu. Yaşanmamışlıkların özlemiyle şiirler yazarak, Akdeniz’in mavileri ceplerimizde yürük sahiller boyu. Derken, o eski ben’le çocuk […]
Koş Yusuf Koş – Hande Çiğdemoğlu
“Koş adaş koş!” dedi Yusuf. “Tekerleklere dikkat!” Birinde mısır, diğerinde pamuk şeker olan iki el arabası, karanlık sokakta nefes nefese yol alıyordu. Temmuz, yılın en güzel ayı olmalıydı. Allah bereket versin saat 11 olmadan biri çeşme suyunda haşladığı mısırları diğeri tahta çubuklara sardırdığı şekerleri bitirmişti. “Buçuk olmadan yetişelim Yusuf, bekçi kapıya kilit vurmadan” dedi çelimsiz […]
Fütursuz Dizeler / Furuğ – Kadri Durgut
Forugh Farrokhzad. Adı, Farsça ışık anlamına gelen Furuğ Ferruhzad. Duygularını fütursuzca, coşkuyla, cesurca dizelere aktaran, modern İran şiirinin en önemli isimlerinden, 32 yıllık yaşamına (biri ölümünden sonra yayımlanan) 5 şiir kitabı ve pek çok kısa belgesel sığdırmış bir şair ve yönetmendir. Dramatik yaşam öyküsüyle İran gibi bir ülkede, bir kadın olarak şiiriyle düzene ve baskıya […]
Son Yorumlar