E-DERGİ 990
KOYU -SEYİT FİLİZKOL
koyuluğu battı gözüme, yüzüne bulut değmiş denizin. koyu olan herşey gibi, ıssız, yalnız, içine kapanık. bilhassa kalabalık içinde, tekilliği belirgin, koyu olan herşey gibi, yüzüne bulut değmiş denizin. sararmış atlaslarda sular kirlidir: örümcek ağı salınır diplere, tozlu mercanlar, çürük mafsallı balıklar, fosil ahtapotlar. avlanır kurak iklimin, nasırlı ellerinde, asırlık kabir suratlı balıkçılar. hem nicedir garipsiyorum, […]
Aşkın İçinden -Hale Öztekin
Sanırım bir anda birine âşık oldum ve onun bundan, ona karşı olan yoğun hislerimden haberi yok. Sürekli ondan bahsedebilecek gibi hissediyorum, ondan bahsetmek bana iyi gelmiyor; bunu biliyorum ama bahsetmeden duramıyorum. Bütün yollar ona çıkmıyor ama bütün kelimeler onu anlatıyor, bütün kelimeler bir şekilde onu buluyor. Bir anda hayatımın büyük bir bölümü haline geldi […]
Dönülmeyen Girdap Seyhan Kara
Süsünden, sanatından, dolayından feragat edip sonradan görme geceye teslim oldu yine kararsız bir eminlilikle. Şehrin titreşen ışıkları kararsız, şarkının ezgisi ise emin. Tezatlıklarda boğuldu kendini tanıyamadı o gece. Anlamsızlıklar içinden sadece bir anlam olsun çıkarmaya çalıştı, olmadı. Kendini zihninin olmayan rotasında gözü kapalı bir yolculuğa bıraktı. Rüzgârın uğultusu gafil avladı, içeriden çekilen oh sesini duyamadı. […]
ZAİYATTAN GERİYE KALANLAR -FERHAT NİTİN
Rıhtımı olmayan bu kentte hayaller yetişemiyor yokluğuna. Demek ki deniz aşırıymış aşk işgal edilmiş yüreklerde. Ayrılıklarda birleşmiş lisanlar Evet yok olup gidiyor insanca. Bir hayalin umulmadık kıyılarında Kayboluyor birden gıcırdayan eski bir sandalyede anılar.
UMUT-evren inançoğlu
Güneşli güzel bir ilkbahar gününde eski bir kafenin dış mekanındaki masalardan birinde oturmakta olan Fodo büyük bir keyifle kahvesini yudumladı. Tableti ile internette gezinip haberleri okudu. Haberler sinir bozucuydu. Gözü saate ilişince toplantısına geç kalmak üzere olduğunu fark etti. Daha önce sadece e-posta ile haberleştiği iki kişi ile bir kitapçının kafe kısmında […]
Kanadığım Dünya Meyveleri -Uğur LERMİ
İçimde su toplamış bir çağın yaraları, Kendi sözcüklerini taşıyor, Kayıp Atlantis mağaralarına. Rüzgâr, Bir başka sonsuzun koruyucusu. Azalıyorum! Yerlere dökülüyor kanadığım dünya meyveleri, Bir Maya piramitinin üstünden. Sesimde yalnız, gürültüler… Akşam oluyorum, Küsen güneşin esaretinde. (1989)
Sesi Mavi -emrah cavak
Alt dudağından kurtardı üst dudağında bitmekte olan sigarasını. Yere attı. Ipinceydi dudakları ,aynı sesindeki mavi çocuk gibiydi. Hem maviydi sesi hemde bir çok başka renk . Belki sabahları taze bir beyazlığa uyaniyordu, kahvaltıda mutlu bir sarılık vardı sesinde. Belki öğle vakti yorgun bir güneşin uğultusunda limoniydi. Belki akşam, dingin bir belirsizlik içinde kalıyordu sesi […]
YOKUŞ-gülşen aydın
Bir anda durdu yarıladığı yokuşta, Derin bir soluk alırken, Küfürler savurarak baktı arkasında kalan yola. Her adımda yokuşun ağırlığı bindikçe bindi omzuna. Sonra bir cigara yaktı Boğuldu öksürüğe arka arkaya, Beli de iyice kırıldı, Sanki taşıdığı bedeninden ziyade onca yıl yaşadıklarıydı. Sokak lambasında ufaldıkça ufaldı gövdesi. Hızlanmıştı iyice nefesi. Yine de cigarayı bitirmekti niyeti. Sonra […]
Dünya -Evren İnançoğlu
Yeni bir gerçek yaratacağız, dedi Propaganda Bakanı, hem sesinde hem de yüz ifadesinde evrende eşine zor rastlanır bir kibir vardı. Teo yumuşak bir ses tonuyla konuştu:”Yeni bir kurgu yaratacaksınız demek istiyorsunuz ” Gerçeğin her zaman zaten kurgu içinde şekillendiğini siz benden daha iyi biliyorsunuz, Sayın Senatör, dedi Bakan Teo gözlerini Bakanın gözlerinden ayırmadan kahvesini yudumladı: […]
ISLAK SUSUŞLAR -Metehan ÖZKÜN
Yazmak lazımdı. Ama neden? Çünkü yağmur vardı. Sanırım bu geçerli bir sebep değildi.. ”Yazmak lazımdı; çünkü yazılası gelmişti ruhun susuşlarının..” Evet! Belki bu bir neden olabilirdi? Lakin susmak herkesin harcı değildi. Ben çok susan gördüm. Mesela; ölüler.. Aslında hiçbiri ölü değildi. Ben konuşuyordum, onlar susuyordu. Ve onlar susadıkça ben topraklarına yağıyordum.. Yağmak […]
‘’SON SÖZÜM’’ – Selver KARACA
Rahman ve Rahim olan Adıyla…. Bir şeylerden kaçıyor gibiyim yarı meczup bir halde ruhumun tutkulu yürüyüşünü dinliyorum.Bedenimi hava boşluğuna bırakmış gibiyim.Karanlık odamın aydınlık olan yönünde çökmüş yere bedenim ,dilim […]
DAĞILMIŞ SAÇLAR-Tamer ŞARKAYA
Kıyısında oturuyoruz fırtınanın. Dağılmış saçlar; Toplanmamış odalar, Yaşanmamış aşklar gibidir. Kirpiklerinin ucuyla yıldırım düşürüyorsun. Baldın, bal saçlımdın. Buhurumeryem çiçekleri açmasını beklerken Balçık oldu toprak.
DAHİ ANLAMINDAKİ DE, DA – Serhat Barış Özhan
Birisi yine tweet atmış, “dahi anlamındaki de, da ayrı yazılır.” Bir yazıda “de, da’nın” yanlış yazıldığını görünce, bokunda boncuk bulmuş gibi sevinen tiplere çok gıcık oluyorum. Bazen mail ortamında ateşli bir tarışmaya giriyorsun mesela, “sen önce de, da’yı doğru yaz” diyor. Sanki dersin, dil bilgisi uzmanı, dilin bütün kurallarına hakim. Çok biliyorsan noktalı virgül […]
Son Yorumlar