E-DERGİ 990
Hiç (AŞK’ın Tarifi), ve Aşk-ı Sani gibi kitapların yazarı, zabıt katibi Engin DİNÇ ile yapılan röportaj
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz ve nerelerde çalıştınız? –1988 yılında İstanbul da dünyaya gelmişim, ücra mahallelerin ilk ve ortaokullarında çocukluğumu geçirdikten hemen sonra çalışmaya başladım. Yarım, dağınık, ekonomik zorluklar içerisinde geçti çocukluk ve ergenlik dönemim. Kendi ayaklarım üzerinde durmak için 19 yaşımda evi terk ettim. Roman olacak bir hayatım var aslında; sokaklarda yattığım […]
KAYIP-Musa Can Demiralay
Senin sende olmadığın bir akşam Ben, bana döndüm Ve acı bir kaybımız var Bir çıkmaz sevdada Kalbim ölü bulundu İyi bilirdik dersiniz ardımdan Sevdam sağ olsun
AKŞAM – Melisa Alagöz
Eski bir hazan var gözlerinde Yarım kalmışlığın öyküsü sanki; Sokak lambaları Penceremde yansımaları var Karanlıkta gölgeleri kaybolmuşken Sokak lambaları tek tek yanıyor Ağır adım ayak sesleri Biraz ürkek, biraz cesur Yalnızlığı huzurlu belkide Biraz yakıcı Yeni bir sabaha gebe karanlık Gün belki ılıktır, belki de kışlık Ilık bir bahar için değil mi Alınan nefesler..
BU ŞİİR BURDA BİTER -Cihat Canlı
Bir dudak iki kelime Seni seviyorum Bir seven bir sevilen Ayrılmak istiyorum Her şey ne kadar da güzeldi Tereddütsüz çıkıyordu ağızdan Bir gün kalp ile akıl çatıştı Silinip atıldı yürekten Oysa tek bir eksik vardı sözde Hayırlısı buymuş Güzel bakamamış göz de Çok kolaydır bağlanmak Bir o kadar da zordu bırakmak Oyun değil ki bu […]
Kadınlar ve Hayat –
Hayatsız kadın olur. Her köşede vardır elbet hayatı perişan olmaktan yok olmuş kadın. Küçük yaşlardan beri yaşamın sadece kötü yüzünü görmüş, hep ağlamış ve susmuş kadınlar bulabiliriz. Hayata dair tek bildiği şey bir şekilde geçip gittiği; onsuz daha rahat edeceklerini düşündüklerinden şehrin kötü kaldırımlarında karanlığa ulaşmış sonsuz özgürlükte, ruhsuz ve çürümeye yüz tutmuş […]
donör-gülüm yıldız
Yolsuzluğu yol bildiği hangi düşünsel söylem ispatlayabilirdi ki aksini… Mağdur kılındığına mı yansın mazlumluğunun yansıttığı o boynu bükük ve yadsımaz tavrı mı çeksin dikkatini haricindekilerinin… Bir kez baş koymuştu bu yola en çok kayıtsızlılığı mesken edinmişken benliği hele ki şekillendirirken kader günbegün artık demiyordu ki ‘’haksızsınız.’’ Ümidini yitirdiği günlerin ardından şunun şurasında ne […]
BİR PARÇA LİMON, BİR TANE DE KARANFİL -Serhat Baris Ozhan
Lisedeyken kendime şöyle demiştim “harcayamayacağım parayı kazanmak için bir saniye bile uğraşmayacağım.” Doğru söylemişim, bence bu tam bir aptallık. Hayatta gezilecek o kadar yer, yapılacak o kadar çok şey var ki, parası olan birinin bunlardan faydalanmak yerine çalışmaya devam etmesi, toplantılara girmesi, stres olması tam bir akılsızlık. Akşam evde belgesel izliyorum. Konu “para”. […]
MENEKŞE -hızır büyük
Sokağa dökülen yaprakların somurtması gibiydi dokunuşun İlk bahara özlem duyarcasına haykırır… Sözlerin iki dudağının arasından akmaya yüz tutmuş Toplarla dövülmüş surlar kadar dökülesi ve ezik Bir takım konuşmalara şahittik o dakikalar Dolanmalar sarılmalar ne varsa gözlerimizdeydi Kıyamet koparcasına kavgalıydık dünyanın geri kalanlarıyla Tonlarını kaybeden gökkuşağı gibi duraksamıştı her şey;o anlık Dirhem dirhem akan gece şahitti […]
TEZER’ E ÖZLEM- Arzu Gökbaş
-Saat kaç? Zamanın anlamsızlığının bir süresi var mı? Çocuk ağlamalarının dayanılmaz ağırlığı altında eziliyorum. Zihnimde Khaçadur Avedisyan’ ın Oratoryosu çalıyor. Acının gücüyle kutsanıyorum sanki. Acı ki beni insan yapan varoluş sebebim. Acıyı içinde duymak, belki acıyı dindirebilmek için çırpınmak ömür boyu. Umudun çiçeğini çocukların koynuna yerleştiriyorum. Ellerimden tutuyorlar, kırlarda koşuyoruz. Kırlarda topladıkları çiçekleri […]
KAHVALTI – SAFA BERBER
Kaptan ! Doymadın saatlerce çevirmeye Şu eskimiş deri kaplamalı direksiyonu Hadi indir artık şu sapaktan sonra Volta atmam lazım gri şehirde Sinirleniyorum ona göre O kadar yoruluyor insan Otobüs seyahatlerinde Bir türlü uyuyamıyor Cam diplerinde Yine hiç uyumadan Uyandım sabaha Yine sokaklar boş Bir iki çay kaşığı şıngırdaması Bir bebek ağlıyor en üst katta Ağaçlar […]
Bin fedakarlık bir ihanet, Annem -ibrahim çeliksu
Gün ağarmaya başlamıştı bile. Güneş perdeleri ısıtmaya pencereden içeri dolmak için sabırsızlıkla bekliyordu. Ama acelesi olan yalnız o değildi. Meryem de o sabah erkenden uyandı. Bugün günlerden Çarşamba, kasabanın alışveriş pazarının kurulduğu tek gündü. Her zamanki gibi kahvaltısını bile yapmadan üzerini giyinip erkenden yola koyuldu. Meryem yaptığı el işi, iğne oyalı yemenileri satmak için […]
ÖTÜRÜ-Mehmet Akif YILDIRIM
Şehri inkâr etmeye geldim bugün, Boğazımda düğümlenen yıldızlardan ötürü… Mavi bir ışıkla kapadım yalnızlığımı. Dağların yamacında sustuğumdan ötürü… Ben, zamanın bıraktığı yara, Çocuklar terleriyle düşerlerdi toprağa. Ben boynumdaki kemendi sıktığımdan ötürü… Ne varsa yaşanmamış, sır kaldı bende. Kırmızı bir gülü öptüm. Ve kavuştu âşıklar. Mavi göğü bir bakışa tıktığımdan ötürü… Yolları eskiten bir ayak […]
BABA HATIRI – reşat coşkun
Babası, sağlığında yakın dostlarıyla sık sık sohbet eder, o da bir kenarda sessizce, bu sohbetleri dinlerdi. Gerçi konuşulanlardan anlamadıkları da olurdu, ama kim yaşadıklarından başkasını anlayabilmişti ki? Hatta yaşadıklarını bile anlayabilenler ne kadardı ki? Yine de bu sohbetlerden, ister istemez bazı cümleler hafızasına kazınmıştı. Bu cümlelerden biri de “büyümenin; insanın yükünü ve sorumluluğunu […]
Son Yorumlar