E-DERGİ 990
Susuz Vaha -Günay Aktürk
Artık gitmesi gerekiyordu adamın. Biraz daha kalmak istemez miydi? Pek mümkün görünmüyordu bu. Ayakkabılarını giyerken ağırdan aldı. Derince, umutsuz bir nefesi boşluğun sırtına vurup, unuttuğu bir şey var mı diye ceplerini yokladı. Tastamamdı her şey. Gönülsüzce bir kapıya, bir sönük gözlerine baktı kadının. Kadın her zamankinden daha alımlı, hatta fazlaca güzel göründü […]
SEVDA- barış çiçek
Yaşamla ölüm arasında İnce bir çizgidir bu. Rengi solmuş bir çiçeğin Bahara kalmış umudu Yürek işidir Emektir Kendinden bizle gizlediğin Sırrın adıdır sevda Yıllar yılı durur öyle Sol göğsünün içinde Kimine dağ deldirir Kimini düşürür çöle Beni bir meczup gibi Çıkarır yerden göğe Coşar gönül Sırdır der susarım Anlatamam kimseye Biraz elem Biraz sevinç […]
TEREDDÜTSÜZ GÖÇ-HAKAN BİÇER
Kendimden senelerce uzak hissediyorum kendimi. Bazen yaklaşır gibi oluyorum, fakat ben yaklaşınca kaçıyorum. İçimi ezip geçen, kimi zaman kabartan kimi zaman söndüren bu hain gelgit olayı beni her gün mahvediyor. Saat gürültüleri geçen zamanın ne kadar adi geçtiğini fısıldıyor. Çocukluğum, bir utanç vesikası gibi karşımda duruyor bazen. Bazen ise yegane övünç kaynağım, sarılıp ağlayacak […]
ASİTLİ ÇARESİZLİK -MEHMET AYDIN MEYDANİOĞLU
Yok olmuşlukların buluştuğu noktadayım aşıklar için iyi bir yer dediler bizde girdik; mekan güzel de aşkı biliyorsunuz saniyesi saniyesi can yakıcı, fazla asitli öldürdüğünü bile bile içiyoruz ya, hatayı da biraz bizde buluyorum ama ne yapalım? Bağımlıyız paramızın yettiğinden daha fazla bağımlıyız, bozuklukların gıcırtısı susturamaz yürek denen piçi o susmadıkça ben daha çok susuyorum sana çok susuzum bir bardak dert daha versene. Ölüm doğuran kız, bir bardak daha söz […]
Venüs’ de 5 çayı- Elif ışık
Sevmeye hazırsan, başlayabiliriz dünyanın bir parçası mı olayım, Yoksa tiyatronun kendisi mi? Görmez benim gözlerim bütünü Parçaya inmek lazım. En derinden kendisini sevmek Saçlarını, parmak boğumlarını. Seviyorum dünyayı, seni, hücrelerini Varoluşundaki müthiş mucizeyi Elbet bir gün biter bu oyun Ama biz dünyanın ta kendisiyiz parçalanmaya hazır bir atom bir magma belki de Gunes […]
BENDEN SANA SİZE – Furkan KARADAŞ
Bilirsiniz gül severim ben….. Ay ışığı altında, Sizler en tatlı uykunuzdayken Yaşamak biriktiririm sokaklarda… Bir otobüs farı aydınlatırken Önce Kaldırımları Sonra Kaldırımda duran çıplak yalin ayaklarimı Daha dudağımda Söner Cıgaram Daha yesermeden, çicek acmadan dallarim, dolu düşer maviye……. Sakın hâ Benzemeyin siz bana Sonunuz olmasın sonum gibi İyisi mi gülün siz Yanağınızdaki gamzalerde Halaya dursun […]
BİR KAYANIN UCUNDA* -UĞUR YILMAZ ARLIER
Bir kayanın ucunda oturmuş, dalgalara Ve dalgaların alnında parıldayan Işığa baktığım sırada, Tepemdeki ağaçtan bir böcek düştü Kucağıma. Aldım onu tedirginlikle Parmak ucuma; ..uç uç böceğim.. annen sana terlik pabuç alacak.. Hesabını eve gidince verecek, Kırmızı paltosuna döktüğü Kahve lekelerinin. Yakışıklı değilse bile En tatlısı böcekler âleminin. ..uç uç böceğim.. yarın düğün […]
ÇİZME -Hakan SAĞLAM
Yüzüm kara güzel çocuk Kusura bakma. Ellerim kirli Okşayamam ki saçlarını çocuk Affet beni. Uzanıp yanına Sarılıp sana yatamam çocuk, kokuyorum Seni nasıl bırakıp giderim, korkuyorum… Bana bir resim çizer misin çocuk? Bizi anlatan bir resim. Ocağı tüten sıcak bir yuva olsun Bir anne olsun bir de çocuk Kömüre gerek yok İçini […]
Doğarken Ölmek-Mert Tahta
Sakat bir meleğin kanadı gibiydi Ne uçabilir ne kaçabilirdi Dünya ‘ya kendi için doğmuştu O yüzdendir hayati hep yokuştu Bu limandan sonra dönüşler belirsiz Bundandır gidenlerin ardından hep güleriz Ağlayınca ne geçecek sanki elimize Böyle böyle zarar verdik birbirimize 12.04.2017
Tırnak İçinde Bir Acı – Özge Şentürk
Adam bütün acısını çayın demine bırakmıştı. Halbuki o güne dek çayı hep açık içerdi. Adam, acılarını esen rüzgara bıraktığını düşünürken aslında yudum yudum içine çekiyordu. Acısı tazeydi; çayı gibi ama birazdan rüzgarın etkisi ile çayı soğuyacaktı. Gözündeki yaşta soğuyacaktı ama ya acısı ? O nasıl soğuyacaktı. Annesini toprağın altına bırakmanın acısını ne soğutacaktı ? […]
Yaşamak – İsmail ÇAVUŞ
Gözlerinde kaybolmaktır yaşamak Sonsuzluğa açılan bir gemiye binmek Sonra dalmak bulutlara Bulana kadar seni Bulutlarda kulaç atmak yaşamak O kadar derin mi içindeki gökyüzü Yoruldu kollarım bedenim aşkım Çıksam ruhunun kıyısına Isıtsan tüm sıcaklığınla beni Sarsan hiç bırakmasan…
Mağara Güvercini – Yunus Kemal
bir siyah perdeydi;gözleri kendini veren yalnızlık mühürlenerek kilitlendi, kibrin yüreği. bir mağara;düş gibi derin hani kapısını çalsan utanır, güvercinin kıpırtısı biraz korkarak sonra bir kuşku sarmalı dediler;zamanın ayarı altın terkederek karıştılar:hiçliğe kendini yiyen zifiri karanlık
ESKiMEYEN -Orhan Irmak
Günler Geçtikçe Zaman mıdır Eskimeyen? Yoksa Tüm Benliğiyle Zamana Meydan Okuyan İnsan mıdır Eskimeyen? Günler, Aylar, Yıllar Hatta ve Hatta Asırlar da Geçse İnsandır Eskimeyen. Bozulmayan Tabiatıyla Damgasını Vurur Yaptıklarıyla Eskiyen Zamanlara Tüm Benliğiyle Gösterir Eskimeyen olduğunu Her Defasında Nankörlük eder Yeni Zamanlara Eskittiği Zamanlara Yaptığı gibi..
Son Yorumlar