E-DERGİ 990
Bütün Zamanların – Ali Tacar
Ol dilime gelmeyen şol anlam Muştula serin yazların akıbetini Onu kaybettik de, söyle Kör vaktinde dehrin, katı suretler sun Ve beni, cismimden bölük pörçük Cümleler kurmadan, çatmadan o derin yalnızlığıma Kusan Alpacon şehrin ahalisi de bilsin ki Mezarlar türet, etimolojik ayan-ı sabiteler tefsir et Simurgu göster düşümde, ayıkken, ölmeden Zaten olsundu kaygıların hiçliği, bu olurdu […]
Marifet – Reyyan Daçe
Günler, yaşama telaşıyla geçip gidiyor. Küçücük hayatlarımıza büyük pencerelerden bakmaya vaktimiz yok. Sevdiklerimize ayıracak vaktimiz yok. Kendimize bile yok. Birbirimizden herhangi bir beklentimiz kalmadı. Sözde herkes birilerini seviyor, ama kimse kimseden bir şey bekleyemiyor. Ya ağzının payını almış çoktan, ya korkuyor ya da artık hiçbir şey hissetmiyor. Dümdüz yaşayıp gidiyoruz. Dümdüz yaşamak diye bir şey […]
Hepsi Bu – Ayşe Saban Topuz
Aylardır evdeydi. Gecesi gündüzüne karışmıştı. Yine karga bokunu yemeden uyandı: Tedirgin. Kursağı kalkmış. Sağına döndü, olmadı. Soluna döndü, olmadı. Başını yastığa gömdü. Yok! Olmadı. Kalktı, kurtuldu. Banyoya gitti, yüzüne su çarptı. Ne kadar yorgundu: şiş gözaltları… yastık izi olmuş yanakları… alnı… elektriklenmiş saçları… Şaftın kaymış senin, dedi. Şaftın kaymış. Daha kaç saat oldu ki yatalı. […]
Uyuyan Çocuk – Berhim Gültekin
Ansızın bir gece vaktinde Bir bebeğin ağlaması Bir annenin feryadı Kara geceyi daha da kararmıştı Ses, yürekleri yakıyordu Yardım etmek isteyenler bile Korkuyor, duruyor yürekleri yanıyordu Biz çocuktuk korkmuş, korkutulmuştuk İşte dedim ya çocuktuk Silah, feryat, çığlık Herhalde çocuk olmak buydu Sonra o çocuk uyudu Bir daha çocuk olmamak üzere
Mecburum – Erdal Bila
sen o kahpe şehirde, bensizliği yaşarken ben de yağmurlarında ıslanıyorum yalnızlığımın bölük pörçük yarım yarım oysa öyle çok “keşke”lerim var ki ve o “keşke”lerim sende “iyi ki”lere boyanacaktı . ben sana mecburdum sevdiğim gözlerine mecburdum sözlerine mecburdum gülüşüne sevişine mecburdum ama şimdi gel gör ki sensizliğe mecburum…
Salçalı Ekmek – Cemil Şen
Traktör görevini yerine getirip dinlenmeye çekilirken, çalışma sırası bizdeydi. Gece karanlık olduğu için lüks dediğimiz piknik tüpüne takılan seyyar lambayı takıp köfünün üzerine koyduk. Gecenin üçü her yer kapkaranlık ve aklımızda tek soru saat ne zaman onbir buçuk olacak? Uykunun en tatlı yerinde sıcacık yatağını bırakıp gelmişsindir ve lüksün ışığı gece lambası gibi çağırır seni […]
Ne Az Ne Fazla – Özgür Polat
İyi ve kötünün ötesinde olmak Nietzsche’nin müziğini duymaya benzer; dans edersiniz ve size deli derler.. 🙂Havuzun musluklarını tamir ederken onu izlediğimden habersiz bir görevli vardı, öyle kendi ritminde ve huzurla çalışıyordu ki hayranlıkla işte O, dedim suç ve cezanın, ödül ile verginin dışında. Şu an, onu gördüğüm şu an, saf ve özgür.Tanımlardan öte olan şey, […]
Gördüğüm Yerde Utanacağım – Muhittin Şimşek
Son zamanlarda ara ara evine kapanan, yalnızlığı seven ve yalnızlığını paylaşmayan insanlara hemen asosyal etiketi vurup geçiyorlar. Toplumumuzun en güçlü!!! özelliklerinden biridir etiketlemek. Anında adı çıkar insanın, kimseler ‘‘Yaptın mı?’’ diye sormaz bile. En üzücü olan durumda, doğruyu söylediğiniz halde bile ‘’Bak bana söyleyebilirsin, benden çıkmaz, aramızda kalacak, kimseye demem.’’ gibi kalıp cümlelerle kalbinizin ortasına […]
Meşya – Alihan Demir
Ortalık adeta yanıyordu. Güneş tepeye dikilmiş ve altında ne varsa kavuruyordu. Bozkır yaşlı analarımızın yüzü gibi parçalanmıştı, kuraklıkta. Bu uçsuz bucaksız bozkır altınımsı rengiyle parlıyordu. Bu parlayan ve yanan görüntünün inadına ilerde tepenin ardında küçücük bir mavilik vardı. Bu küçücük bir göldü. Gitgide kuruyan bataklığa dönüşen bir göldü küçülen gölün derinliği azaldıkça kirleniyor ve kötü […]
Güller ve Kadınlar – Mehtap Sağocak
“Çiçeklerim vaaar! Güller, nergisler, karanfiller, laleler… Sevdiğinize çiçek alın sevindirin, gününüz de gönlünüz de şenlensin!” Tezgâhındaki renk renk çeşit çiçeklerini satmaya çalışan Nebahat’ın bu nağmeli çağrısı, yoldan gelip geçenlerin dikkatini çekiyor, bu sonbahar akşamında çiçeklerin görünümü ve kokusu insanları cezbediyordu. “Asma suratını, gül kardeşim gül! Bak son beş tane kutulu kırmızı gülüm kaldı. Kuru kuruya […]
Sessizlik – Hakan Yılmaz
kimliği tespit edilemeyen bir sessizlikten henüz bilinemeyen bir nedenle bir gece yarısında yolun ortasında uzunca durdu . kimliği belirlenemeyen bir karanlıktan henüz nereden gelip nereye gittiği tespit edilemeyen bir tır çıktı freni tutmadı kısaca ezdi . yolda kalan aradaki fark gün ağarırken temizlendi
Sistemin Çarkları – Sabuha Akdemir
Çok müthiş zamanlardan geçiyoruz. Tarih sayfalarını karıştırırsak asırlara sığamayacak olayları son üç beş yılda yaşadık: savaşlar, kavgalar, yıkılan rejimler… Depremler, patlamalar, uçak kazaları, orman yangınları, felaketler, afetler… Sanki dünya telaşlı bir yıkılma sürecine girdi. Beklemeye, zamana yaymaya tahammülü yok bu yıkılışı. Acemi bir telaşla, olayların sırasını önemsemeden, rastgele; domino taşlarını devirir gibi (yenmeyi ya da […]
Bir Günlüğüne – Aziz Nayır
Bütün denizlerinden geçtim İstanbul sen de bir isyana düş bir günlüğüne . sokaklarında kağıt toplayan çıplak ayaklı binlerce çocuk düşünme ökselenir zaten yaşam dediğin yoksulun düşleri bile yoksul . bir piktogram olsam dayanmazdı yüreğim üşürken ağlayan çocuğun iç çekişi olurdum hayatın bin türlü emojisi var boş ver biz kırmızı kalplerle serinleyelim . bir polis şeridiyle […]
Son Yorumlar