E-DERGİ 990
Bakıcı Kız* -aysu altaş
On üç yaşındaki genç Varna,kucağındaki sepette hanımının bebeğine göz kulak olmaya çalışırken bir yandan da yanında yürüyen yedi yaşındaki kardeşi Toto’ya sahip çıkmaya çalışıyordu. Uzun süre yürüdükten sonra Varna hanımının bahsettiği vadiye geldiğini anladı;kadın çocuğu buradan alacaktı. Uzun boylu olmayan bir kayın ağacının altına oturdular. Varna sepetle birlikte bebeği yanına indirdi,sonra da sepetin altından […]
Uyumadan önce ruhu diyor ki – gül çandır
Boğulduğun bir hayatın parçasıysan eğer, tüm resmi yırt,, paramparça bir resmin kırılan çerçevelerinin üstüne bas,, çerçevesi yoksa eğer kimin umrunda, git ve uyu. Tekrar uyan hayata, başka bir sebeple, başkasının hayatını yaşa, kaç soluksuzca, git ve uyu. Unut kendini, bırak çalsınlar hayatını ,, nden, sevmeden yaşar mı insan,, dert etme sen, gün biter, gece olur, […]
AŞK-DİDEM SAYAT
Yine erkenden geldim. Huyumdur. Etrafıma bakımdım umutsuz gözlerle. Benden başka gelen yoktu her zamanki gibi. Garsona ayırttığımız masayı sordum, gösterdi. Ağır adımlarla masaya yanaştım. Bir sandalye çekip oturdum. Üniversiteden arkadaşlarla buluşacaktık. Bilmem kaç sene oldu görüşmeyeli. Yıllar geçip gitmiş ben farkına varmadan. Montumu çıkardım. İçerisi oldukça sıcaktı. Boş sandalyelerden birinin üzerine koydum, çantamı […]
SOKAK -önder çolakoğlu
Çapraz soru çaresizliği Mahpus küflüğünde Yürekte kan tomurcuğu ölümler Karanlık kesilmiş mevsim sonlarında Kasıklara sızan gece yarıları Acının ölçümsüz menzilleri çöplerde İçinden uçurumlar doğuran kavga Ölümsüz doğanın suladığı topraklarda Yanağına öpüşler veren yağmurlar Çamaşır mandallarında sarkan hayatlara tutulu …Damlar. ..Çürümeye başlamış kelimeler İçindeki Hazirana ağlayan Arsızlaşan yalnızlıklara el verir Gurbet kokan […]
FANUS-Görkem Değer
Kapı çaldı,kapıyı açmaya doğru yöneldi. Kapıyı açtı ama karşısında kimseyi bulamadı. Her gün oluyormuş gibi sakince kapıyı kapatıp koltuğuna geri döndü. Koltuğunun yanında ufak bir masa bulunuyordu,masasında süs balığı besliyordu,fanusunda. İşaret parmağıyla hafif bir dokunuş yaptı fanusa,balık geldi,baktı ve gitti. Hızlıca yemek hazırlayıp yedi,tam evden çıkacakken aklına balığı geldi. Eliyle serpiştirerek yemini verdi […]
SON MODEL – Sülbiye Yıldırım
Sabah ayazından koruyamayan incecik ceketinin altından görünen, bedenine uymayan bol ve uzun kazağının uçlarını savurarak koşmaya başladı. Bir an önce dükkâna varmalıydı. Çok üşüyordu. Ellerini cebinden çıkarıp ısıtmak için kızarmış yanaklarını, sızlayan kulaklarını avuçladı. “Sado sobayı ateşlemiş, çayı da demlemiştir” diye geçirdi içinden. Kaynayan çaydanlığı hayal etmek içini ısıttı. Köşeyi döndü, sokağın köpekleri ortalarda […]
Bayram sabahı – Berk Bozbel
Sabahın sükûneti Gaziantep’in üzerine bir seher yeli gibi narince iniyordu. Karataş ilçesinde, ağaçları gölgeleyen binalar, kaç günden beri ilk defa uzun ve soluksuz bir uykunun keyfini çıkarıyordu. Otuz günlük bir ritüelin son kısmına gelinmişti, Ramazan bayramı. Çocukların, Barış Manço’nun ‘’Bugün Bayram…’’ şarkısı eşliğinde uyandıkları, annelerin gözlerindeki çapakların huzurunda bütün ev ahalisini uyandırıp, o […]
Bıktım – elif oral
Hiçbir şey yapasım yok bugün. Yürümek istiyorum huzur içinde. Nefes almak istiyorum artık doya doya. Gülümsemek istiyorum sokaktaki insanlara. Yalnızca bakışlarımı yere indirip yürümekten bıktım. Etrafımda milyonlarca kötü şey olurken bakışlarımı başka yöne çevirmekten bıktım. Elinde üç beş mendil paketiyle dilencilik yapan çocukları gördüğümde onlara acıyarak bakmaktan bıktım. Gözleri görmeyen, elinde değneğiyle yolunu […]
Ferdi Tayfut Dinlemek – Mehmet Faruk Habiboğlu
Ve yaşım ilerliyor Ömrüm tükeniyor. Hayat değirmen gibi öğütüyor beni Geride bir hüzünkâr seda Belki bir buruk veda Bırakmak bile meçhul Efkar basınca gönle Bu akşam vakti Bu yalnızlığın deli rüzgarına Kapılmışken yüreğim Elim, dilim ve kalbim Öyle yetim Öyle yoksul Dönüp içime yeniden Bırakıp kendimi Ferdi Tayfur’un Buruk türkülerine İsyan etmeden Feryat demeden […]
“Bayan Hiç”- Turgut Say
Ey siz Bayan Hiç, Ne de çok çaba gösteriyorsunuz biri olmak için Fendi elbiseniz içinde! Hermes eşarbınız savruluyor rüzgârda, Louis Vuitton çantanızdan çıkarıyorsunuz Chanel güneş gözlüğünüzü. Anlatıyorsunuz uzun uzun Maldiv adaları gezinizi, Ithaa’da yediğiniz o unutulmaz yemeği, Kopi Luwak kahvesini yudumluyorken Özel biri olmayı umuyorsunuz kedi bokuyla!
HİSSEDİYORUM -Mine ALACADAĞ
Kalbimin son atımları da durmak üzere Hissediyorum bak. Senden sonra gömüyorum çoğu şeyi kalbime, Ve hissediyorum bak Yansıyan bu ihtişamı, kalbimin son atımlarında. Sonsuz saadet sararken yine tüm bedenimi Ben yine açlık krizlerine vuruluyorum. Sanırım her gün yeniden ölmelere doyamıyorum. Bir bakıyorum ki umarsız, kararsız, Bir o kadar da uykusuz üstelik Bir ızdırap saplanıyor […]
HARAL- Ahmet Muhit
Sabaha karşı köpeklerin havlaması karanlığın sessizliğini bozuyordu. Köylerde uyuyan insanları uyandıran horozların işini büyük şehirlerde köpekler yapıyordu. Yağ tenekesindeki ateş sönmüş, burnuma is kokusu geliyordu. Öksürerek uyandım. İçinde bulunduğum haral hem su, hem de rüzgâr geçirmiyordu. Belli bir adım ya da adımız yoktu. Bazen çöpçüydük, bazen toplayıcıydık, bazen kâğıtçı, bazen çekçekçi, bazen de yanına […]
Bay G – Süleyman Saybo
Yakut bir gülümseme doluştuğunda vakit, Elinde fikirler ile güne sen gerektin, Vitrinleri barışçıl açık kartlar duruyor masamda, Ve sana, Ve arkadaşımıza iki çay, Çağlardır beklerim belli, Kolay olsa söylenirdi lazım olan güne, Kızıl bir görünüş sağlan diye, Ve güne sen gelmen, Bir Gandhi nin elinden tutup, Barış benim diye, Çok aslında, Güne bir kızıl […]
Son Yorumlar