E-DERGİ 990
BÜYÜYOR YÜREĞİN- ARZU GÖKBAŞ
Güz yağmurlarında ıslanan çocuk bedenin değil miydi? Yorgun düşen sevgisizlikten ve yoksulluktan Kuşların zeytin ağaçlarına konmasını severdin eskiden Şimdi bu ıslak ve yorgun bedenin elleri, ayakkabı boyası kokuyor. Özlüyorsun başak tarlalarındaki uzun yürüyüşlerini Tren yolculuklarını. Yol düşüncesi izliyor ne zamandır Korkuyorsun. Halbuki bu ıslak bedenin altında korkacak neyin var ki? Senin hiç yağmurluğun […]
YUSUFÇUK -Aysun GÜVEN
Yusufçuklar mezarlıkların bekçisi olmuş gönüllü. Mezarların önünden geçerken neler düşünürüz? Çoğumuz içinden kaçamak bir sevinç geçirir. Onun yattığı yerde olmamanın, nefes almanın verdiği haklı gururu duyar. O sessizliğin kendi içinde ne çok şey anlatmak istediğini, o kemik yığınlarının da bir zamanlar güzel ya da çirkin olduğunu, hırsları, kinleri, öfkeleri ile bambaşka insanlar olduğunu düşünmeden […]
Doğmadan adımı koydum-Fatih Yetim
Doğmadan adımı koydum… Doğdum… Adımı değiştiler… Sonra kaderimi… Yürümeyi sadece ayak üstünde öğrettiler… Hepsini unutum… Tekrar doğmaya çalıştım… Düşük yaptı… Yarımyamalak doğdum… İsmim ilk doğmadan düşündüğüm ismimi yaptım… Kaderimi yarattım… Yürümeyi sadece ayak üstünde değil her türlü yürümeyi öğrendim… Şimdi de yeni bir yaşam için ölmeyi bekliyorum…
YAŞAM-ÖLÜM – ikram güneş
Hep biraz daha ölüyorum bu günlerde. Biraz daha, biraz daha… Ruhum bedenime sığmıyor. Tükeniyor şafaklarım. Üstüme yağıyor güzün sisli kederi. Mevsim açmıyor çiçeklerini umudun. Bir haldir gidiyoruz, ne halse bu… Bir haldir ağlıyoruz. Bir haldir yanıyoruz. Bir haldir bitiyoruz. Bir haldir, ne halse bu… Kokusuz, bahçesiz, vefasız, vede vicdansız! Yükseldikçe gökler, Dibe vuruyor gidişatımız. Ne […]
Gramofanlar – Barış Esin
Gramofanlar ölü ruhları haykırıyor bedenlere . Kalbimin derinliklerine saklanmış ruhun durmadan sızlıyor;üşümüşlüğümü avuçlarımda yitiriyorum. Kör karanlıklar gecenin koynuna saplanmış bir hançer. En kör karanlıklar mehtapta sahipsiz bir çocuk kadar masum. Çoban yıldızı tek etmeden bizi yol almalıyız bir adım atamadığımız mesafelere. Her sözüm çözemediğim bir düğüm oluyor ve her düğüme bir düğüm daha atıyorum […]
“TÜRK-YUNAN MÜBADELESİ 94 YAŞINDA” – Tamer Uysal
1 “Anılar garip, kötülüğü bastırıyor ve şeylerin tadını koruyor. Hepimizi Küçük Asya toprağı sevgiyle doğurdu. Bu sevgiyi kendimiz ve çocuklarımız için korumalıyız.” (Dido Sotiriyu) 30 Ocak 1923 tarihinde Yunanistan ve Türkiye arasında imzalanan Nüfus Mübadele Sözleşmesi “Türk topraklarında yerleşmiş Rum Ortodoks dininden Türk uyruklarıyla, Yunan topraklarında yerleşmiş Müslüman dininden Yunan uyruklarının […]
İBRAHİM KARAMAN -KİMLİKSİZ SUÇ
‘’Bir haftada üç kişi öldürüldü’’ Kapıları olmayan bir odanın içindeyim. Oda kapkaranlık, yalnızca dolunay büyüklüğünde bir ışık oda duvarlarını karış karış geziyor. Bembeyaz duvarlar ve bembeyaz zemin… hemen el yordamıyla dört duvarı inceliyorum, mutlaka bir kapı olmalı ama beyaz duvar fayanslarının dışında hiçbir şey yok. Işık birdenbire kesiliyor, kesilir kesilmez de aynı […]
YÜREKLİ HERİF – galip önlü
Kısa boylu, uzun çeneli, kepçe kulaklı Muzaffer, marangozcudan satın aldığı tahta parçalarıyla evin orta kenarlarına çivilediği pencerenin önünden dışarıyı seyrediyordu. Düşünceli ve kızgın hali kendini uzaktan belli ettiriyordu. Ayağı kalkıp boş odada bir iki adım attı. Başını dövdü. ‘’Onca ilaç kullandım’’ dedi. ‘’Yinede şu baş ağrısına bir fayda sağlamadı.’’ Zavallı elini […]
VAHA – Neslihan Karaalioğlu Alpagut
Demir parmaklıkların gölgelediği, gün ortasında dahi karanlık olan odanın, zeminden oldukça yukarda kalan geniş ama kısa pencerelerinden sokağın olanca tozu içeriye akın etmeye başladı. Pencerenin karşısında kalan kanepeden, yaşına yakışmayan ağır hareketleriyle kalktı. Pencerenin altında duran demiri paslanmış sandalyeye çıktı ve açık camı kapadı yine ağırdan. Tonlarca yükü taşımışlığın yorgunluğu vardı sanki üzerinde. […]
Meleklerin aşkı – Damla Gölcük
haydi gidelim dedi Odana… sadece gitmek istiyorum. kimsenin olmadığı bir yere gidelim, yeniden başlayalım hayatımıza, yeni bir sayfa açalım, kimseyle uğraşmadan, kimsenin hayatımıza karışmasına müsaade etmeden sonsuz olacağımız günü bekleyelim… Odata korkar… Odana neden böyle bir şey istemiştir ki? düşüncelere kapılır birden… ama anlam veremez Odananın neden böyle bir şey istediğine. bildiği kadarıyla buraları çok […]
Gri paltonu giyerdin – Emine Düzenli
Gıcırdayan merdivenlerden ağır ağır çıkışın. Salonun penceresinin açık kalışı, Ceyran yapan kalbinin bir anda kapanması. Perdelerin, rüzgarın ahengi ile hep dans ederdi. Oturup perdelerin dansını seyrederken yakalardım seni. Kapın, hep Gıcırdardı. Evin mistik ve demli kokardı. Oysa,sen çay bile demleyemezdin. Tozlu topraklı yolların özlemini çekerdin. Eskiciden bir teyp almıştın, Bir de kaset . Onu dinlerdin, […]
Tren Kaçmadan – Hatice Dökmen
Bu sabah ters tarafımdan kalkmış olmalıyım. Turşu satan yamuk bir suratla sersem tavuk gibi odadan odaya dolaşırken kendimi vitrinin üstündeki fotoğrafları indirirken buldum. Haki renkli kutunun kapağını açarken ellerim titredi. Geçmişte yaşamayı pek sevmem bilirsin. İçim kararır, mideme kramplar girer, göğsüme kocaman bir taş oturur. Sanıyorum dün Serdar’la yaşadıklarımın ardından babamı özledim. Sen, Serdar’ı tanımıyorsun. […]
Sevgilim – Ceren ÇEVİK.
Sevgilim, Hayatım tozlu raflar arasında hiç tanımadığım insanları kovalamakla geçmedi ya da derslerine çok çalışıp en iyi olma hayalleri kuran birisi olmadım hiç. Ben makul hayaller peşinde koşan ve her zaman Harikalar Diyarı’ndaki tavşan gibi anları yaşamakta geciktiğini düşünen birisiydim. Pembe panjurlu ev hayali kurmadım hiç ya da sayısız ev, araba… Ben yalnızca mutluluğu istedim. […]
Son Yorumlar