E-DERGİ 990
AYLAK – Ferhat Nitin
Akın olur gözlerine sürgünler. Kanadına bant yapışan kelebek kadar özgür. Uğuldayarak dert yanan rüzgar, Sarımtrak neşeler bugün özgürler. Gölgelerin kafesinde katı bir sohbetin bu saatleri. İç dökmenin amansız derin gömülmeleri. Yaprak hışırtısıyla korkular yarım Güz aşığı bu muhabbetlere varım. Tinin içine saplama vaktileri bu Tozlu bir defteri eski ve yarım kalmışlığa açarmı? Geceye […]
Yer Cüceleri- Aysu Altaş
Toprağın altında;insanları deprem olduğuna inandıracak kadar büyük bir çalışma ve çaba vardı. Bu çaba öyle ki yerindeydi de;minik yer cüceleri insanlarla olan yüz yıllık dostluklarını kutlayacak ve ilk defa toprağın dışına çıkacaklardı. Ancak birkaç bilgiç yer cüce bugünün özel olmasını istiyordu,yer cüce ırkı insanlara damarlarında soylu ve erdemli bir kan taşıdıklarını inandırmalıydılar,ataları gerçekten […]
SARI KURDELE- Sevinç Çevik
Bütün insanlar o yöne doğru koşturuyordu. Karınca yuvası misali bir kalabalık birikmişti caddenin kenarında, yaldızlı ışıkları olan marketin önünde. Önce bakmak istemedim ters yöne doğru devam ettim; annemin sürekli dillendirdiği, “Yolunu değiştirmek yoldan çıkmaktır.” ilkesiyle. Ama o […]
KADIN OLARAK VAROLABİLMEK… -Büşra Çelik
Feminizm adı altında inceleyeceğimiz bu akım; Kadınlara sahip olduğu hakları tanıyarak ve bu hakların korunması amacıyla her türlü eşitsizliği ortadan kaldırmak için yapılan bir mücadeledir. Kadınlar ve erkekler arasında ahlaki açıdan olsun, eğitim açısından olsun, sosyal- politik alanlara kadar her alanda eşitliği savunan bir görüştür. Bu akım erkeklere karşı bir başkaldırı olarak gözükmemeli; ancak erkeğin […]
MÜSTEHZİ -Uğur Demircan
Yorulmuştu. Alnının terini silerken, güneş ağır ağır batıyordu binaların ardından. Kemeraltı’ nın kalabalık ve yılankavi sokaklarından geçmiş, kaybolmadan çıkışa varabilmişti. Kalabalıktı. İnsanlar alışveriş için çıldırıyordu yine. İnsanları tek ve büyük bir canlı gibi düşündü, uğultulu bir telâşla oradan oraya kayan, dükkânlara saldıran… Müstehzi bir ifadeyle gülümsedi. Bu yaptığını düşündü birden. Aynada görmüşçesine, kendi […]
DAMLA SAKIZLI AŞK – erdem özçelik
Onu tanıdığımda Ankara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi sonuncu sınıf öğrencisiydim. Yaz tatili için memleketim Çeşme’ye gelmiştim. Yoğun bir öğretim yılının yorgunluğundan kurtulmaya çalışıyordum. Bunun içinde arkadaşlarla beraber gündüzleri tekneyle denize açılıyor; akşamları da serin sokaklarda, sahil kenarlarında başımı dinliyordum. Zehra ile tanışmamız ise gündüz yapılan tekne turlarından birinde olmuştu. Her zaman ki gibi evimden […]
Ölüm- İnce Memet
Bana döşek ölümü nasip etme Yarabbim Bana güç ver kuvvet ver didişeyim Mümkünse Azraili dişi gönder Ölümle sevişeyim
GÖK – ÇİĞDEM ÇALIK
Aşklar gider, aşklar kalır yerinde Ne yer gökte ne gök benim elimde
Gurur – Yusuf Yılmaz
Küflü, beyazımsı sabah ayazından kalma, soğuk ve kuru bir hava. Yanakları, kulakları kızartacak kadar. Olsun. Sevdiği ile bulaşacağı her gün güzeldi. Hazırlandı. Hep böyle yapardı. Yıkanır tıraş olur. Temiz giyinir. Parfüm sıkar, öyle çıkardı evden. Yalan yok kıskanırlardı. En çok da Memet. Her zaman ki gibi kırmızı bir gül aldı. Yüzünde kocaman gülücüklerle gitti […]
Rahvan- Hakan Gülçay
Sıdıka Gelin orağı bıraktı oracığa. Tülbende sardığı azığının ağzı sıkı sıkıya bağlıydı. Sabırla açtı. Taşmadı elbet sabrı. Telaşla bağırdı Sıdıka Gelin. “Rahvan Karı! Gel hele. Güneş yakmadan iyicene doyuralım aç karnımızı.” Rahvan Karı gülümsedi. “Bekle az hele.” Dedi. “Az yolayım şunları, geliyom hemen.” Atlara baktı usulca. Gözü salık ipleri aradı. Buldu aradığını. Sıdıka Gelin arkasından […]
Canımı Yakıyor- Feyza Nur Tanrıkulu
Yılmadan, yıkılmadan, tükenmeden, bıkmadan beklemek. Gece gündüz dualarında hep onu istemek. Ama aynı zamamda gidenin eski gelen olmadığını bilmek. Yıllarca hiç yorulmadan beklediğin adamın geldikden sonra gitmesine göz göre göre izin vermek. Sonra sadece hayallerinde yaşamak onu. O gülüşünü rüyalarda görmek, kokusunu ise sadece rüzgar estiğinde hissedebilmek canımı yakıyo anlatabildim mi? Unuttum derken bile seni […]
Bir Ayrılık Hikayesi – Mustafa Hazırcı
Bir gariplik olacağını yatağımdan yarı uykulu şekilde kalkınca anlamıştım. Anlamını yitirmiş bir güne uyanmak hiç bu kadar zor gelmemişti. Utanç verici bir günün ardından zor atmıştım kendimi yatağa. Zor bir ayrılığı kapının dışında bırakmıştım ama ruhumda kapı dışarı edilmişti bedenimden. Daha önce hiçbir otogar böylesine şiddetli, keskin ve tepeden tırnağa bir ayrılıkla sınanmamıştı. Sınavdan başarıyla ayrılan birer talebe olamadık maalesef. Ben […]
SARKAÇ -Mecit SELÇUK
Tik tak, tik tak, tik tak… Yan odada duvarda asılı duran, baba yadigarı saatin sarkacı en olunmadık yerde ve zamanda yine o her zamanki gıcırtılı hali ile başımı ağrıtmaya devam ediyordu. O kadar sessiz, gürültüden uzak ve hatta kimsesiz ki hayatım elimde avucumda olan her şeyi un ufak edip bu eve tıkamışım.Evin her odasında […]
Son Yorumlar