Herkesin şiddetle savunduğu bazı doğruları var bu hayatta. Senin de var, benim de var, defalarca bir şeyler anlatmaya çalıştığımız o kişinin de var. Biliyorum, belki de senin olan düşünceleri kabul etmesi için çok çaba gösterdin birine karşı. Büyük ihtimalle hayal kırıklığına da uğramışsındır fakat belli bir süre sonra görürsün ki ya senin gibi düşünüyordur ya da hiç değişmemiştir düşüncesi. Senin çaban onun tekrar sağlıklı bir şekilde düşünmesine yol açabilir ve doğal olarak tekrar kendi doğrularıyla verir yeni kararını. Yanlış anlaşıldıysan ve öyle olmadığını anlarsa da hak verir sana. Bir de asla umursamadan öylece kabul edip yolunu değiştirmeyenler de var tabi. Ne yaparsan yap o, senin üzerine kocaman bir etiket yapıştırmış, seni her gördüğünde gözlerini kapatıp yoluna devam ediyordur. Onu buna zorlayan birçok etken de olabilir, çok yüzeysel bahsediyoruz şu anda. Anlatın ve zaman verin; eğer gerçekten size değer veriyorsa, samimiyetinize inanıyorsa anlayacaktır. Yapılan hataların yalanlarla örtülmesinden bahsetmiyoruz tabi ki. Bizim derdimiz yanlış anlaşılmalarla.
Diyelim ki yanlış anlaşılma yaşanan bir durum mevcut. “Kim haklı, kim haksız?” derseniz; açıklama yapana kadar yanlış anlaşılan kişi, açıklama yapıldıktan sonra ise açıklamaya tepkisiz kalan kişi haksızdır derim. Dikkat ederseniz “tepkisiz kalan” diyorum yanlış anlayan değil; çünkü kimse sizinle her zaman aynı düşünceyi paylaşmak zorunda değil. Bu çok doğal, olası bir durum. Herkesin, birtakım kararları kendi doğrularıyla verdiği düşüncesinde olduğumu belirtmiştim. Durumun şöyle bir boyutu da var ki: Biri size bir konu hakkında yanlış düşündüğünüzü anlatmaya çabalıyor ise o konuyu tekrar düşünmelisiniz ve karar tabi ki de yine kendi kararınız olmalı. Ben yanlış anlaşılma ile biten dostluklara, aşklara, birtakım güçlü bağlarla kurulan her türlü ilişkiye çok üzülürüm. Gerçek olmayan, yalancı hataların yok edici, kötü yanıdır yanlış anlaşılmalar. O ilişkiler devam da etse, son da bulsa herkes yeniden sürmekte olan yaşamından er ya da geç memnun olmaya devam edecektir çünkü. Zalim bir yıkıcıdır sadece ve bir şeyi kırıp kaçan yaramaz bir çocuk gibi de kaybolur gider, anlamazsınız. Ortada bulunan konunun külü bile kalmayacaktır ki sadece son bulan ilişkilere yazık olacaktır. Eğer tüm bu anlattıklarımın dışında kesinlikle bilinçli yapılmış bir hata varsa da bırakın son bulsun o ilişki çünkü er ya da geç memnun olmaya başlayacağımız yaşamımızı daha uzun süreli olarak huzursuz etmemek, doğru bir karar olacaktır.
Şu anda yaşamınızda anlaşılmayan konular, bitmemiş bir şeyler varsa ve kendinize şans vermiyorsanız ve de bu yazıyı okuduğunuz hâlde, hâlâ tepki göstermiyorsanız size bir şey söylemem gerekiyor: Beni doğru anlamıyorsunuz. Hayat, bulduğumuz güzel şeyleri kolayca boş veremeyeceğimiz kadar kıymetli. Kalın sağlıcakla!
Bir cevap yazın