yüreğime serilen ilk örtü
bir akşamüstü eve gelmesidir babamın
kuru bir ceylan ağzı nasıl değerse suya
eli başıma okşamaya öylece inerdi
derinliğine uçtuğum gökyüzü annemin yüzüdür
kaderine ağlamasından sızan ince bir su birikintisiyim
çünkü bir yağmur kesilmesine doğdum ben
çünkü günlerin gölgesi düştüğünde yüzüme
hayat incecik sümbül saplarından ibaretti
o zaman ne uyanmak ne sorduğum sorular
sadece kanım kışkırtıyordu beni hayata
yaz susamış bir yılan gibi dolanırken bileklerime
sevişmek gibi bir heyecan başlıyordu bende
ilkokul sıralarında
bilmediğim her şey resmi bir tebeşirle mayalarken beni
ılıyan bir süt gibi kaynadı annemin sesi
beyaz vadilerde gezindim yalın ayak
çünkü lehime olan her şeyi soru sormadan
geçiştirmeyi becerebiliyordum
bir okuldan eve dönüş yolunda
dudaklarımdan ibaret bir gülümseme başladı:
kar yağdı rüyaya
kesildi saç
kayboldu elek
söküldü perde
dağıldı tesbih
Bir cevap yazın