DENEME 514
Ne Az Ne Fazla – Özgür Polat
İyi ve kötünün ötesinde olmak Nietzsche’nin müziğini duymaya benzer; dans edersiniz ve size deli derler.. 🙂Havuzun musluklarını tamir ederken onu izlediğimden habersiz bir görevli vardı, öyle kendi ritminde ve huzurla çalışıyordu ki hayranlıkla işte O, dedim suç ve cezanın, ödül ile verginin dışında. Şu an, onu gördüğüm şu an, saf ve özgür.Tanımlardan öte olan şey, […]
Havra Sokağı – Ruhsar Ünsal
60’lı 70’li yıllarda, Karşıyakalı olup da özel alışverişler için İzmir’e Kemeraltı’na inmek hem bir zorunluluk hem de keyifli bir gezintiydi.. Karşıyaka’da bulunmayan , Kemeraltı’nda vardı, vapurla karşıya geçer, saat kulesinden doğruca mahşeri kalabalığın içine dalardık.. Biz çocuklar için farklı anlamlar taşıyan bu eğlenceli gezinti annem için daha lezzetli yemekler, cuma akşamlarına özel mönüler demekti.. Oyuncakların, […]
Sistemin Çarkları – Sabuha Akdemir
Çok müthiş zamanlardan geçiyoruz. Tarih sayfalarını karıştırırsak asırlara sığamayacak olayları son üç beş yılda yaşadık: savaşlar, kavgalar, yıkılan rejimler… Depremler, patlamalar, uçak kazaları, orman yangınları, felaketler, afetler… Sanki dünya telaşlı bir yıkılma sürecine girdi. Beklemeye, zamana yaymaya tahammülü yok bu yıkılışı. Acemi bir telaşla, olayların sırasını önemsemeden, rastgele; domino taşlarını devirir gibi (yenmeyi ya da […]
Çay Posası Demleme – Yasemin Evren
Babam dört kardeşin en büyüğü, ailenin umudu, tek okuyanı. Kendinden küçük iki erkek, bir kız kardeşi var.. Babaannesi köyün kadın hocası. Babası yani dedem, köyün erkek hocası. Bütün dinî aktiviteler bizim ailenin tekelinde sizin anlayacağınız. Cenaze yıkamak da dahil… Çocuk aklımla bu durumdan hem korkar hem merak ederdim. Babamın babaannesine biz “nine” derdik. Komşular “hoca nine”… […]
Milat – Kerem Aydın
Her anlam “ondan öncesi ve sonrası” diye ayrılıyorsa takvimde, o senin miladın demektir. Bir müjde gibi karşılayabilirsin bunu ya da kara bir haber gibi. Zarar gelmesinden korkmayacağın, zamanla aşınmış ahşap bir masaya yatırabilirsin bu olayı mesela. Enine boyuna uzunca düşünebilir, her düşündüğünde de aynı sonuca varmaktan bıkıp, pes etmeden sonucu değiştirmek hayaliyle tekrardan düşüncelere dalabilirsin. […]
Gerçek Zirve – Dilek İşcen Akışık
Dikkat ediyorum, insanların çoğu yarış arabası sürücülerine benziyor. Sürekli başkalarını sollayıp öne geçmeye çabalıyorlar, birbirlerinden üstün olma telaşı içindeler. Gösteriş sevdalısı çok… “Arabası kaç model? Ne marka? Çocuğu hangi okula gidiyor? Evi nerede? Aylık kazancı ne kadar? Aileden desteği var mı? Yılda kaç kez tatile çıkıyor?” gibi sayısız soruyla kendilerini başkalarıyla kıyaslayıp sıkıntı çekiyor, kıskançlık […]
Çiçekler, Aşklar, Destanlar – Serdal Göçmen
Gül, Lale, Nergis, Çiğdem. Nilüfer, Karanfil, Papatya, Fulya. Hepsi de güzel çiçekler mis gibi de kokarlar, sadece çiçekte de değil bizde de yaşarlar. Küçük, tatlı, masum ve sevimli kızlarımıza onların isimlerini veririz. Kızlarımızın bu isimleri hak ettiğini düşünürüz. Oysa gerçekten hak ediyorlar mı diye sorgulamayız. Onlar bizim küçük sevimli kızlarımız, gelinlerimiz, hayallerimiz, sevdalarımız, aşklarımız, özlemlerimiz, […]
Sevgi Dolu Bir Gün – Yasemin Evren
Güneş çok cömert bugün. Hiç evde durasım yok. Eşofmanlarımı giydim alelacele. Attım kendimi sokağa. Yürüdüm, yürüdüm dudaklarımda bir şarkı. Baharı görmeden yaz geldi geçti… Doğa çıldırmış olmalı bugün. Gökte tepsi gibi bir güneş. Nasıl da yakıcı. Güneşi gören fırlamış dışarı. İnsanlar sokaklarda, parklarda, sahilde, kırlarda. Sokaklardakiler rahat adımlarla ilerliyor kaldırımda. Telaşsız, gülen yüzlerle. El ele mutlu […]
Ferruh Ağabey Kendisi Anlattı – Muhittin Şimşek
Ferruh ağabeyin daha genç zamanları. İzmir Fuarı’nın çok meşhur, tüm ünlülerin akın akın İzmir’e geldiği zamanlarda Göl Gazinosu’nun giriş kapısının sol çapraz köşesinde, küçük bakır tezgahında şambali satarmış. ‘’Gına geldi’’ diyor bir an bıkmış garibanlıktan tabi. Tam önünden Selami Şahin geçerken, yıldız adayı gence bakıyor. Şarkıları dilden dile o zamanlar. Bir şarkısını da Zeki Müren […]
Kin – Özgür Karakaya
“Dünyada hiçbir şey insanı kin besleme duygusu kadar yıpratmaz” F.Nietzsche TDK Kini , ‘Birine karşı duyulan öç alma isteği oluşturan gizli düşmanlık’ olarak tanımlar. Tarihin yolculuğunda da kinizm olarak yer bulur. Kinizm ya da sinizm, sofist Gorgias’ın ve daha sonra da Sokrates’in öğrencisi olan Antisthenes’in öğretisidir. Antisthenes, Kynosarges Gymnasion’da Kinizm Okulunu kurmuştur.Anthisthenes mutluluğa ancak erdemle […]
Siz Hiç Bitkadyus Yediniz Mi – Gülizar Tamer
Ne zamanki tanrılar önem kazandı, tanrıçalar geri plana itildi, savaşlar başladı, kadınlar savaş ganimeti oldu. Erilleşen toplum kendine uygun yeni tanrılar edindi. Uçkuruna düşkün Zeus sapıkça saldırganlıklar Zeus’laşmak isteyenler arttı. Kadınlar Medusa’laştırıldı. Fiziki gücün vazgeçilmezliği güçsüzleri tüketmeyi sürdürdü. Kadınların birey olması güçleşti. Yüzyıllardır devam eden eril düzen tek tanrılı dinlerin öğretileriyle disipline edilse de […]
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Dili – Muazzez Tatlı
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk dili için göstermiş olduğu ilk hedef; Türk dilinin zengin, gelişmiş ve her türlü ihtiyaca karşı cevap verebilecek düzeyde bir hale getirmektir. Atatürk bu konu ile birebir olarak ilgilenmiş ve bilgi sahibi olmuştur. Kendisi Türk dili için yapılmış olan çalışmalara ve gereksinimlere bizzat öncülük etmiştir. Bu yönde çalışmalar yapmakta olan bilim […]
Bu Bizim Cinayetimiz – Pelin Gezeryel
Bu bir hesaplaşma zamanıdır! Cinayetin iyisi ya da kötüsü mü olur mu? Elbette olmaz. Soğuk, buz gibi bir kelimedir, çıktığı dudakları paramparça edip kurutup bırakır. Ama sanır mısınız ki cinayet sadece bir canlının istemi dışında hayatına son vermektir, gazetelerin üçüncü sayfa haberidir ya da… Ruhların cinayeti vardır mesela… Mesela sözcüklerin cinayeti vardır; saplanır karşı tarafın […]
Son Yorumlar