DENEME 514
Kırıntıların Peşinde (1) -Ahmet Faruk Keçeli
Sabah erkenden kalktım. Duşumu aldım. Ocak ayının birinci günü kahvaltımı yaptım, gazeteleri okudum. Saat 10:00 gibi evden ayrıldım. Randevum 10:30 gibiydi. Dolmuştan inip buluşacağım rıhtıma doğru sahilde yürüdüm. Ortalıkta fazla insan yoktu. Ne de olsa yılın ilk günü insanlar geç yatmış, uykunun keyfini çıkarıyorlardı. Bense her zamanki gibi bilgi kırıntılarının peşine düşmüştüm. İtalya’yı, Venedik’i, Mehmet […]
Akşama Doğru – Fuat Oskay
***** Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak Sular sarardı, yüzün perde perde solmakta Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta. (Ahmet HAŞİM) ***** İnsan ömrü ile güneşin gün içindeki hâli ne kadar da benziyor birbirine, değil mi? Seher vakti gökyüzü, bir doğumu müjdelercesine rengârenk ışık […]
UFAK TEFEK YALANLAR-Kübra Kardan
Geçenlerde bir film izledim “Yalanın İcadı” diye ve bu film beni toplumsal ilişkiler konusunda düşünmeye yöneltti. Aslında kurduğumuz ilişkilerde ne çok filtreleme yaptığımızı fark ettim. Arkadaşlık ilişkilerimiz, iş ilişkileri, aile, vs. aslında küçük yalanlarla ayakta duruyor. Herkesin yalan söyleme yetisinin olmadığı bir dünya aslında büyük ihtimalle distopik bir dünya olurdu. Sürekli kavga ve kaos ortamı […]
YENİ NORM-AL – Berrin Yelkenbiçer
Biliyorum ama yine de sözlüğe bakayım dedim. Türk Dil Derneği “normal” sözcüğünü “Kurala uyan, alışılagelene uyan, düzgüye uygun.” diye tanımlıyor. “Norm” da “Kural olarak benimsenmiş, yerleşmiş ilke ya da yasaya uygun durum, düzgü.” anlamına geliyor. Kendimi tutamayıp “düzgü”yü de araştırdım; “Yargılama ve değerlendirmenin kendisine göre yapıldığı ölçüt, uyulması gereken kural.” demekmiş. Hadi bakalım. İçine […]
Cam veya Can – Dilek İşcen Akışık
Bazı insanlar saygılıdırlar. Nerede, ne zaman, ne yapmaları, kimlerle, nasıl, ne kadar konuşmaları gerektiğini bilirler. Susmaları gereken zamanın da farkındadırlar. Laf olsun diye konuşmazlar, bazen hiç konuşmamayı da seçebilirler. Seviyeli ilişkiler kurmaya özen gösterirler. Böyleleri genellikle yol yordam denilen davranış inceliklerinin ayırdında olan, görgülü insanlardır. Peki, giyinmeyi kuşanmayı bilen, muhteşem sofralar kurabilen, kaliteli malları çok […]
Bir Köpeklik Mesafe-Özge Paksoy
Tıpkı bedenin aldığı fiziksel şiddete dayalı yaralar gibi ruh da duygusal şiddete dayalı mermi yaraları-kırıklar-yanıklar-kesikler-boğulma izleri ile yaralanır. Öyle ki an gelir ruh yaraları sonsuza açılır ve beden görünmez olur. Ve bazen söylenmeyen tek bir söz tüm zamanların en acı sözü olduğunda yeni ve derin bir kesikle sessiz bir çığlığa vurulur sabah. Bir bakarsın uyumadan […]
Rakıyla – Özgür Karakaya
“Uzo ruhu yükseltmektedir” Yunan atasözü Yerçekimli Karanfil Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde Oysaki seninle güzel olmak var Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor. Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel O […]
SEN YÜREKLİ KADIN!-Mir Murat Demir
Sev, bir erkeği sev, samimice, içtenlikle sev, akıl süzgecinden geçirerek ama mutlak yüreğinle sev.Bırak kaşını gözünü, bıyığını bıyıksızlığını, ruhunda kendini gördüğün varsa onu da geç, ruhun da seni tamamlayacağı keşfet, tamamlayacağını kabul et, ötesi letafet.Ellerinden tut, tuttuğun ellerinden kalbine gidebiliyorsan, baktığın gözlerinden derinliklerine inebiliyorsan, iyi işte, sev, çok sev.Dünyayı değiştiremezsin, dünyayı değiştirecek erkek yok, ulaşamazsın. […]
İnsan İnsan Olmadı – Esra Er
Irkçılık… Tarih boyunca yaşanan pek çok kötü olayın altında yatan, yıllarca bazı kesimlere zulmedilmesini meşrulaştıran, insanlık dışı bir kavramdır. İnsanlar neden kendi ırkını bu denli üstün görüp diğerlerini yok saymaktadır? Onlara doğduklarından itibaren; özel oldukları, geri kalan bütün ırklardan üstün oldukları falan mı söyleniyor? Irkçılık nasıl öğretiliyor, nasıl bu kadar ileri boyutlara ulaşabiliyor? Yıllar önce, […]
Yazın Ve Sanat Üzerine – Mehmet Özgür Ersan
Sanatın Kökeni Sanatın kökenini araştırdığımızda karşımıza insanlık tarihi kadar eski bir tarih süreci çıkar. Maddi dünyanın insanlık tarafından yararlı nesneler haline getirilmesiyle birlikte kendine yabancılaşan bir tasarım haline gelişi yani kendine yabancılaşması emeğin ürünüdür. “Günlük maddi sanayi içinde (- bu sanayi söz konusu genel hareketin bir parçası olarak tasarlanabildiği gibi, bu hareketin kendisi de sanayinin […]
Kim Kimdir? – Dilek İşcen Akışık
“Samimiyetin dili yoktur, o gözlerden anlaşılır.” Mustafa Kemal Atatürk İnsanlar kendilerini anlatırlarken onları özenle dinleriz. Zamanla bize yaşatılanlar anlatılanların önüne geçerler, yani eylemler söylenenlerin önündedir. Bazen çok güvendiğimiz kişilere artık güven duyamayacağımızı hissederiz çünkü duyduklarımızla karşı tarafın yaptıkları asla birbirini tutmuyordur. Meselâ, ortak bir tanıdığınızı sevmediğini söyleyip onunla tatile giden bir kişi hakkında ne düşünürsünüz? […]
Fedakarlık – Esra Er
Sürekli yüzünüze çarpılan bir fedakarlık, fedakarlık değildir. Senin için şunları yaptım demek karşıdaki insanın üstündeki yükü artırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Fedakar insanlara her zaman saygı duyarız ama bir bakıma bu tip insanların ürpertici yanı da yok değildir. Özellikle bazıları bu fedakarlığı fazlasıyla gözünüze sokar ve bundan büyük zevk alır. Çünkü verdiğinin karşılığında alacağı şeylerin […]
Tarihe Düşülen Not – Berrin Yelkenbiçer
Üşenmedim, sözlüğe baktım. Türk Dil Derneği “tarih” i şöyle tanımlıyor: Toplumları, ulusları, kuruluşları etkileyen eylemlerden doğan, olayları yer ve zaman göstererek anlatan; bu olaylar arasındaki nedensel ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her ulusun kurduğu uygarlıkları, kendi iç sorunlarını inceleyen bilim. Böyle okuyunca tarih sözcüğünün içinin dolması için sanki büyük olaylar, eylemler […]
Son Yorumlar