DENEME 514
ŞİİRSİZ VE EDEPSİZ BİR DÜNYANIN ARKEOLOJİSİ – CEMAL ÖZTÜRK
Küçük hesaplar yapanların zamanla küçüldüğünü gördüm. İnsanı küçük düşürenler, tekrar ve telkinle kutsanmış bir şöhretin peşinden gidenlerdir. Mafyalaşan bir toplumda; ruhsal eğitimin yerini özel tim aldığından lümpen kültürün elçiliğini yapanlar, evham ve yanılsamaya dayalı bir gericiliği finanse edenler, suçludur. İnsanı küçük düşürenler, öncelikle her çeşit insanlaşma deneyimlerinin sermayesi olan edebiyatı itibardan düşürdüler. Niteliksiz şiir, roman, […]
Kardeşlik Töreni:Samah – YUSUF SAĞLAM
Ankara Deneme Sahnesi (ADS) 32 yıllık geçmişe sahip, ihtiyaç duyulması halinde en az provayla gösterim için ukdesinde tuttuğu Kardeşlik Töreni-Samah gösterisini 2014-2015 tiyatro sezonu kapsamında seyirciyle bir kez daha buluşturuyor. Araştırmasını: Prof.Dr. Nurhan Karadağ, Belgün Aygün, Faysal İlhan, Nevzat Üçyıldız, Hasan Yükselir ve Hasan Balıktaş’ın yaptığı, Metin Kurgu-Yönetim: Prof.Dr. Nurhan Karadağ, Dans Düzeni: Ulaş Karadağ, […]
SAVAŞTA ÇOCUK OLMAK-AYLİN ÖZER
Fransız düşünür ve yazar Jean Paul Sartre der ki; “Hayat alev almış bir tiyatro sahnesidir”. İşte bu tiyatroda başrol oyuncusu yoktur, çünkü herkes başrol oynar. Çoğumuz gerçek bir savaşın içine doğmadık ve gerçek bir savaşta yaşamak zorunda kalmadık. Ama ben hayatı hep bir savaş olarak algıladım. Hayatın içindeki irili ufaklı savaşlara büyüdükçe, zor da olsa […]
AŞK YÜZYILI BİTTİ (Mİ?) GERÇEKTEN… – deniz çantay
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Nuran Yıldız’ın “Aşk Yüzyılı Bitti, Aşk’ta, İş’te, Siyaset’te Yeni Zamanlar” kitabının reklam tanıtımını ilk gördüğümde “Aman ne güzel, yine saçma bir kişisel gelişim kitabı daha çıkıyor işte” diye düşünmüştüm. Nuran Yıldız ile yapılan bir röportajı okuduktan sonra ise gereksiz bir ön yargıya kapıldığımı anlayıp kitabı alıp okumaya başladım. Hani […]
beş boyutlu insan halleri? – cennet güvenç
Bir zamanlar fi tarihinde zamana direnemeyen ahlaki değerler ve yok alan insan hallerimiz vardı bizim. Biz büyümeden önce. Belki de teknolojinin insanları esir almadığı son dönem hallerinin bozulmamış insan hallerimizle. Çok mu zaman geçti de ben böyle içlenerek bir yazı yazıyorum, çok mu büyüdük ya da zamanın gerisinde mi kaldık da bende artık oturup sadece […]
Edebiyatta Zaman Yolculuğu- Cennet Güvenç
Karanlık ve soğuk bir gece. Bütün bir şehir uykuda. Sanki gecenin bu saatinde bir tek ben ayaktayım, sanki bütün bir kent, bütün insanlar mışıl mışıl uyuyor üstelik o kahreden kahır uykuları gibi değil de en güzelinden hani bebekler gibi olanından. Uyumayan bir tek benim. Ve gecenin bu saatinde sevdası yüreğinde büyüyen. Bütün bir kentten daha […]
Midas’ın Eli Dokunmuş Kadar Varaklı Aşık ve Kayıp Şehir Eldorado – Begüm Sırmatel
Zincirleme bir kaza ile Midas’ın altın bir kuşa dokunmasıyla onu ölümlüye dönüştürmesi bir olurken, kurumuş denizi gözyaşlarıyla yıkayan kuş, civamsı altın bir denize dönüştü ve deniz de kuşa. Gökyüzünün kucak açtığı ile yüzengillerin yuvası kucaklaştı. Kuşun kanat makasları bilendikçe denizi yırttı büyük bir yaşla. Yağmur aşkın gözyaşıyla yağınca denizden yağar oldu. Altın bir kentle buluşmamız […]
ARKEOLOJİ Mİ DEDİNİZ, HEM DE TÜRKİYE’DE…GEÇMİŞİ AYDINLATIRKEN GELECEĞİNİ KARARTMAK… Deniz Çantay
‘Uygalıkların beşiği’, ‘kültür mozaiği’ gibi sıfatlarla anılan ülkemiz tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Tarih öncesinden Osmanlı’ya kadar pek çok farklı döneme ait kalıntıyı barındıran bu ülkede mağara resimlerinden, ilk konut mimarisine; kral mezarlarından Roma’nın görkemli tiyatrolarına ve çok tanrılı tapınaklarına; Ortodoks Bizans’ın kiliselerinden Selçuklu ve Osmanlı’nın ilk camilerine kadar pek çok öğeyi […]
SAHİ BU YAŞANANLAR HANGİ FALDA ÇIKABİLİRDİ Kİ ZATEN?… – Deniz Çantay
El falında geleceğimle ilgili bir sürü şey anlattıktan sonra, “Ama unutma yazgı değişken bir şeydir” dediğinde o kadına nasıl da gülmüştük. Öyle sokakta rastgele karşınıza çıkıp da “Abe at bir onluk bakayım falına” diyen sıradan çingenelerden değildi bu. Bizim ufacık şehrimizin yegâne parkının müdavimi, herkesin acıyıp eskilerini verdiği, bir kap yemek gönderdiği, nereden geldiği bilinmeyen […]
ÖLÜRSEN SEVERİM SENİ ! – Fidan Erol
Her şeyin tekrar tekrar sorgulandığı bir dönemden mi geçiyoruz yaş itibarıyle bilmem ama, “bir tatlı huzur” bulmak için ne kadar çırpınsak da nafile. Sonuca ulaşamamış düşünceler, sorunlar alıcı kuşlar gibi huzur penceremizden girip ne var ne yoksa didikleyip gidiyorlar. Ya bu havaların derdi ne ? gri suratıyla depresyon topları fırlatıyor semalardan habire. Durum böyle olunca […]
HAYDARPAŞA’YI YIKACAKLAR -Zeynep Altun
Öyle ihtiyacım var ki susmaya seninle.Gelsen şimdi ölesiye sussam yanında.Heyecanlanıyorum.Midem bulanıyor seni severken.Kafamda bir bulut hep,içinde sen olan.Ellerimle sevdiğim senmişsin gibi.Konuşsak ya saatlerce seninle.O kadar çok şey var ki sana anlatacağım.Ama biliyorum ki seni görsem hepsi sıfır kalacak yanında.Sadece sen olacaksın içimde.Bir de İstanbulumuz.Saatlerce susacağız sonra seninle dizinin dibinde aşkımızın,hayalimizin,İstanbulumuzun.Sonra zamanında sana dökülen cümlelerimi anımsatacağım. […]
AŞKIN DİLİMDE BİR NAĞME… – songül korkmaz
Yağmurlu bir sarı sonbaharda daha kalemimi elime almış olmanın verdiği dinginlikle yazacağım yazının geç kalmışlığını düşünüyorum. Bu hatrıma geldikçe de içten içe tüm türkülere karşı mahcup oluyorum. Nasıl diyorum bunca güzel türkü yazılmışken ben onlara iki satır yazı yazmam. Ve başlıyorum dilimde mırıldandıklarımın kalbime zuhur edişini kalemime dökmeye. Ne yazsam da işin ucundan tutsam diye […]
11.YÜZYILDAN GÜNÜMÜZE – DENİZ ÇANTAY
Sadece bilmesi gereken bir avuç insanın tanıdığı bir figürüm ben…Hani akademisyenler ve az sayıdaki tarih meraklısı gibi. Oysa her gün yüzlerce kişinin ziyaret ettiği Ayasofya’da, üst galerinin güneydoğu ucundaki mozaikten sürekli bakıyorum sizlere, hem de taa 11.yüzyıldan beri…Osmanlı’nın Hürrem’i kadar ünlü değilim tabii, daha ne bir romana konu olabildim, ne de bir televizyon dizisine. Oysa, […]
Son Yorumlar