DENEME 514
Toplumcu Gerçekçiliğin Biçimlenmesine Bakış/lar – Cemal Öztürk
-1- Bütün canlıların (virüsten insana kadar) iki ortak sorunu var. Bir, üreme. İki, beslenme. Demek ki can taşımak öncelikle bir sorun ve beraberinde de ister içgüdüsel isterse bilinç düzeyinde bir gereksinim programı ve buna uygun bir davranış biçimi yüklemektedir bireye. Doğadaki beslenme zincirinde insan toplayıcılıktan, avcılıktan tarım ve hayvancılığa geçmekle bu kez insanın kendi hazırladığı […]
Toplumsal Değişim / Mehtap Erdoğan
Toplumsal değişim ve küresel adalet mücadelesi veren hareketin katılımcıları “Başka Bir Dünya Mümkün” diyorlar. Peki, bu gerçekte mümkün müdür? Şahsım olarak ben, mümkün olacağını düşünüyorum. Bireysel, toplumsal sorumluluklarımızı fark edip bu sorumluluklar doğrultusunda, birbirimize saygıyı, hoşgörüyü eksik görmeden yaşamayı ve acılarımıza ortak çıkmayı başarırsak ne den olmasın. Ayrıca bunun mümkün olması için biz insanlara sorumluluklar […]
Kentsel Dönüşüm ve Sınıflar / Emre Çelebi
Bundan binlerce yıl önce henüz toplum sınıflara ayrılmamış, insanlar bir arada yaşıyor ve tüm yaşamsal faaliyetlerini çıkar gözetmeden birlikte yürütmeye çalışıyorlarken “kent” denilen yapılardan söz etmek mümkün değildi. İnsanlığın ilk toplum düzeni olan komünel yani sınıfsız topluluklarda genellikle toprağa bağlı olmayan bir yaşam sürülmekteydi. Fakat insanlar daha sonra toprağın işlenebilirliğini keşfettiler, işlediler de. O günden […]
Hiç Kimse / Dicle Ürünay
Hiç kimse 15. yüzyıl’ın Avrupası’nda cadı avlarında yakılan bir buçuk milyon kadından biri olmak da istemezdi. 1900’lü yılların başında Amerika’da bir siyah olarak dünyaya gelmek de istemezdi. 1940’lı yılların Nazi Almanyası’na bir Yahudi ya da bir çingene olarak gözlerini açmak da… Kimse 1988 Halapçe’sinde Ebabil kuşu olmak istemezdi, elma kokusuna koşan bir çocuk da… 2 […]
Շուրջպար՝ արդար արեւուն տակ / Bedros Dağlıyan
Ինչպէս բոլորս գիտենք, տարիներ է որ արիւնով կ’ողողուին այս հողերը: Նման վայրագութեանց հեղինակները չեմ կ’արծեր որ Աստուծոյ հաւատք ունենան: Եթէ կը հաւատան, հաստատ որ ան մեր գիտցած, հաւատացած Աստուածը չէ, այլ ուրիշ Աստուած մը ըլլալու է… Աստուած ինչպէ՞ս կրնայ յօժարիլ իր արարածները սպաննողներուն աղօթքին: Չըլլայ որ ան ալ գործակցի այդ վայրագ սպաննութիւններէն հաճոյք վայելող իշխանաւորներուն… […]
Şiirin Yaban Çocuğu: Turgut Uyar / Yelda Karataş
Yaban bir çığlıktır onun şiiri. Tarlalardan gelir, dağları ormanları dolaşır. ‘üç beş güvercin görse Meksika sanır’ ve ‘sağa eğik bir yazı’’hiç değildir’. Bütün kavramları sorgular ama şiirin kavramlarla yazılmadığını çok iyi bilir. ‘Tonyalı balıkçılar’ arasında bulabilirsiniz ancak onu (Tonya’da deniz yoktur biliyorsunuz) Sesi kimseye benzemez, en yakınlarının dediği gibi öldüğünde ‘hepimizi işten attılar’. Sevgiliye gönderilebilecek […]
Barışa Susamak / Pınar Doğu
Sekiz yaşındaydım. Annemle Kopenhag’da dayımlarda misafiriz. Sitenin bahçesinde Danimarka’lı çocuklarla birlikte oynuyorum. Tek kelime yabancı dil bilmememe rağmen oyun diliyle anlaşıyoruz. Anadillerinde bir şeyler soruyorlar sürekli. Cevap veremediğime üzüldüğümden dayım Danimarkaca bir cümle öğretiyor:” Danimarkaca konuşmayı bilmiyorum.” Bir gün Türkçe konuşabilen bir kızla tanışıyorum, beni evlerine davet ediyor. Salonda bıyıklı, sakallı bir adamın posteri. Nereli […]
Barış / Oya Uslu
Biriyle karşılaştığımda ona “Barış” diyerek selam versem, bir zeytin dalı uzatsam, omzumda beyaz bir güvercin de olsa hatta öylece sarılıp öpüşsem; bana aval aval bakar mı? Oysa ne güzel, ne anlamlı böyle selamlaşmak… Ve özü de öyle… Çünkü selamın anlamı ‘Barış içinde yaşa’ demek. Unutuldu tüm özler, içi boşaltıldı ve zıddına dönüştürüldü. Akla kara, zalimle […]
Barış Beynim Barış / Abdullah Mustafa Aydoğdu
Allah benden “Barış”tan bahsetmemi istedi. Nasıl mı? Ben peygamber olmadığıma göre birilerinden vasıta birileri ile telefonum çaldı -“Konumuz barış ve sizin gibi farklı alandan birisinden de barışla ilgili bir yazı bekliyoruz” dediler. Dünyadaki etiketim bir kişisel gelişim uzmanı olmak. Benim deyimimle ben Holistik Şifa Uzmanıyım. Bu yazıyı yazıp yazmamakta kendi vicdanımla çok savaştım. Çünkü […]
Aleksander Block / Mehmet Özgür Ersan
“ Kendilerin geçerek büyük bir istekle Barbarlık günlerini dirilten Hırs dolu çekik gözleriyle İskitler” Aleksander Block Rus edebiyatının önemli isimleri Ekim Devrlmi’nin hemen sonrasında savaştan, açlıktan, ateşli hastalıklardan bıkmış sarsıntı içindeki Rusya’yı terk ettiler. 1922 yılma kadar süren bu terk edişte önemli isimler vardı, İvan Bunin( sonradan NobeJ ödülünü aldı.) Nikolay Berdjajev, Leonid Andreus,Vjatschesyav […]
Oldukça Olası / Emel Dinseven
Sadece İnternet’e düşürülen yeri , kaynağı belirsiz video görüntüleriyle, devletlerin yargılanmayacağının ve uluslarası barışın bozulamayacağının dersini verdi İngiltere parlamentosu. Sınırlı bile olsa, Suriye’ye bir askeri harekatı İngilizlerin de çoğunluğu istemiyor. Oylama yapıldı. Ret çıktı. Barış üstün geldi sonunda. Beklediğim de buydu. Yerinde bir karar. Sanki sınırlı askeri operasyonlarda kimseler ölmeyecek gibi bir algı yaratılması da […]
“BİJİ BİRAYETİ GELANE” / Ayfer Feriha Nujen
Biraz da Birhan Keskin’e ithaftır. ”tecellinin içinde ecel durur sevgilim, görmedin mi? adaletin içinde bir zalim oturur…” Dünya neden bu kadar samimiyetsiz? Ne var yani ne olmuş dilleri, renkleri, tercihleri başkaysa yurttaşların… Kim icat etti, oyuncak tabancalarla oyunmuş gibi adam vurmayı çocuklara? Vicdandan süzülüp yok olan ne? Toprağı avuçlayıp dağıtsak, kime yetmeyecek? […]
Oradaydılar / Yelda Karataş
Kuşkusuz önce Turgut’u gördüm, Büyük Saat’in yanında Tevfik Fikret’le duruyorlardı, hiç şaşırmadım. Cemal, Edip, Melih, Tomris ve diğerleri katıldı onlara… Can Baba doğal olarak oradaydı, Aziz ağabeyle yeni küfürler, espriler arıyorlardı Gezi Parkı ile kafiyeli. Birden Kemal Türkler’e takıldı gözüm. Kederli bakıyordu nedenini sormadım, biliyordum. Uğur geldi yanına, sonra Bahriye Üçok ve Behice Boran, Ruhi […]
Son Yorumlar