FİKİR 6
Özgür Ruh – Esra Sungun
Aklıma gelen ilk düşüncemi söylüyorum: Kesin benim atalarım, göçebe bir topluluğun , “hadi yine ve hemen göçelim canlar” diye söylenen çığırtkanları idi. Yoksa ben nasıl böyle olmuş olabilirim ki! Bir yere sığamama ve orada uzun süre kalamama, bir yere kendini ait hissedememe en belirgin “ben” tanımımdı. Bu süpürgeli, uçan cadı halim, genlerimdeki at sırtında gezen atalarımdan miras […]
Tütün Mevsimi – Cemil Şen
Hadi kalksana geç kalacağız. Tütün mevsimi daha yeni başlamıştı, okullar yeni bitmiş karneler alınmış ama tatil hayalleri her sene olduğu gibi yine başka bahara kalmıştı. Egede yaşayan çocuklar için çok uzaktı tatil yapmak, deniz çok yakındı ama hiçbir zaman ulaşılamazdı. Yine aynı ses “hadi geç kalıyoruz.” Uyku o kadar tatlıydı ki belki rüyada denize girmişliğim […]
Bereketli Topraklar Üzerinde ve Orhan Kemal – Tamer Uysal
“İnsan dediğin bir insan ya canını vermeli insanlar için, ya da gölge etmemeli dünyamıza!” Tarihte öyle dönemler var ki yüzyıllara sığacak olaylar sanki küçücük bir zaman diliminde olup bitivermiştir. Ancak o kısa zaman parçalarında olan bitenler kazındıkları insanlık belleğinde kuşaktan kuşağa aktarılırken bıraktıkları derin izlerle yüzyıllara bedel olarak yaşar gider. Bu üç sözcüğü ilk kez […]
Maça Kızı – Zeliha Türkkan
Dar ve kapkaranlık bir yerdeyim. Nerede olduğumu bilmiyorum. Kiminleyim? Ben kimim? Çıkışı olmayan bir alan. Nefes alamıyorum. İlerledikçe bir ışık görürüm diye adımlarımı hızlandırıyorum. Yok, hiçbir umut yok. Sonra diyorum “imkânsız diye” diye bir şey yok. Durmadan ilerliyorum. Dark dizisi geliyor aklıma. Korkuyorum. Gülmeye başlıyorum, sonra ağlamaya. Sonra daha çok ağlamaya. Sonra kahkahalarım yankılanıyor. Kahkahalarımı […]
Aşure Deyip Geçme – Yasemin Evren
“Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım” diye başlayalım söze. Aşure yaptık bugun apartmanca biz. Aslında Muharrem ayının 10. günü Aşure günüdür, o gün pişip dağıtılan aşure makbuldür, biliriz de bu yil bir türlü toparlanamadık komşularla Aşure gününde. Hepimizin bir mazereti vardı. Hepsinden önce, ben evde değildim. Her neyse, biz canımız çektiğinde tatlı niyetine yapar, birlikte yeriz güle […]
Doğruların Yanlış Temsilcileri – Hasan Eren Demir
Evet… Doğruların yanlış temsilcileri… Bu başlık çok hoşuma gidiyor çünkü etrafımdaki sıkıntının 3 kelimelik tanımıymış gibi hissediyorum. Her neyse daha da açacağım. Saat geceyarısı bilmem kaç demek isterdim ama teknolojinin beni çepeçevre sardığı kendi küçük dünyamda sokak lambasının altında elinde bir kalem bir kağıt yoksul bir dahi gibi hissedemiyorum. Saat 02.28 Cuma. Peki gelelim esas […]
Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür – Ahmet Faruk Keçeli
Kapılar kapandı yüzümüze, daha 2018’deyken. Nerde bulmuş hayat, bize güç vermeyince. Adını, sanını unutmuş, kendi adını Artvinli Serkan diye yutturmuş. Eşref’in yanında heybetli silah kuşanmış. Rogardan başkalarına Aga’nın oğlu diye kendini tanıtmış. Erol avcılıktan Murat Diyarbakırlı’ya sığınmış. Dayının yeğeni olarak kendini tanıtmış. Milliyetçiymiş aslında Ülkücü hiç olmamış. Kendini hakime milliyetçi dayının yeğeni diye satmış. Bir […]
Güreş ve Dövüş Hayvanlarının Canımı Yakan Öyküsü – Yasemin Evren
Dövüş horozu..Güreş devesi..Güreş danası…Dövüş köpeği..Bir türlü anlam veremediğim organizasyonlarda kullanilan masum hayvanlar.. İnsanlar mutlu olacak diye ölümüne dövüştürülen/güreştirilen ağzı var dili yok zavallı hayvanlar..Başarılı olunca hediyelere boğulan, yenilince genellikle kasabın yolunu tutan veya sokağa bırakılan günahsız hayvanlar.. Bu hayvanların sahiplerinin psikolojilerini merak ederim her zaman. Nasıl bir vahşettir, beslediği hayvanın kan revan içinde kalmasını izlemek? […]
Gelmişli Geçmişli – Osman İlhan
Borges’in “…hafızam bayım, sanki bir çöp yığını” dediği noktadayım. Ne geçmişin kalıntılarıyla şimdiyi yaşayabiliyorum, ne de geleceğin beyaz sayfasına değiyor kalemim. Önüm flu, adım atsam tanıdık bir acıya denk geleceğim. Dursam –ki duruyorum- ah bu gölgem ne fena! Ortadayım; geceyle gündüzün arasına sıkışmış bir saat… Artık kendimi toparlamaya çalıştıkça daha çok dağılıyorum. Su akınca kap […]
Anlama Noktası – Gülşah Babayiğit
Bayım sanıyorum haftada bir görüşerek geçirdiğimiz 1 yılın sonunda girdiğim psikozdan çıkabilmiş olmam karşısında büyük bir mutluluk duyuyorsunuz. Mutluluğunuz ile başarılı olmanın verdiği haz ya da bir hastayı şifalandırmış olmak arasında bir nedensellik bağı kurmaya çalışmayacağım. Çünkü bu ikna edici olmayacaktır. Zaafların terapistler için bile yeterince gerçek ve yadsınamaz olduğunu düşünüyorum. Duygu durum karmaşası içinde […]
Aşkın Müdavimi – Ceyda Kılıç
Sendeyim, ne olursa olsun gidemeyecek kadar bağlı kalmışım. Gecenin karanlığında kaybolmuş bir çocuğum. Sabahın erken saatlerinde güneşin sıcağında kavrulmuş bir insanım. Ama artık içimde çocuksu bir heyecan yürüyor. Sana gelmek için denizde kulaçlar atıyorum. Ne kadar başarabilirim? Nefes almama ne kadar kaldı? Bazı durumlarda zaman durabiliyor, yanına geldiğimde zaman duracak mı? Yeniden özgür olabilmek […]
Sessiz Kalmayalım – Ece Kuru
Netflix, 1997 yılından bu yana dizileriyle kalbimizde yer edinmiş bir platform. Yakın zamanda bu platformda herkesin izlemesi gereken belgeseller olduğunu fark ettim. Eminim ki bu gerçek hayat belgeselleri toplumda bazı değişikliklere –çok küçük bile olsa- yol açacaktır. İşte bu belgesellerden beni açık ara en çok etkileyeni ’’The Keepers’’. ‘’The Keepers’’ ilk başta klasik bir cinayet […]
Asıl Lanet Biziz – Kemal Berker Gerdan
Şu son yüz yıl en kötü dönemine denk geldik belki de; kadın cinayetleri, dolandırıcılar, hayvan katilleri, seri katiller, tecavüzcüler, kavgalar, kargaşalar hep bir gürültü patırtılar. İnsanlar o kadar alışmışlar ki, kötü haber duymaya en kan dondurucu haberler de bile sakin kalabiliyoruz artık, her gün en az yüze yakın insan bir felaket yüzünden can veriyor ama […]
Son Yorumlar