FİKİR 6
Ölü Şehir – Uygar Barış BUDAK
Dizlerinde uyuduğum ilk gün gibi bekliyorum, Karanlığın içinden gelmeni. İlk Bölüm Kara Topraklar Karanlık gece, Gümüş Ay ve Karanlık Hilal Kraliçenin kılıçlarının adı. Karanlık gecede dolunayın ışığında kendisini ayinine vermiş yitik bir adam. Pek çok dolunayda olduğu gibi veya her dolunayda, genç adama sorulsa anımsamadığını söylerdi, elinde şarabı kaldırımın köşesinde oturmakta, bardak yok, kaldırımı sahiplenmiş. […]
Edebiyatta Zaman Yolculuğu- Cennet Güvenç
Karanlık ve soğuk bir gece. Bütün bir şehir uykuda. Sanki gecenin bu saatinde bir tek ben ayaktayım, sanki bütün bir kent, bütün insanlar mışıl mışıl uyuyor üstelik o kahreden kahır uykuları gibi değil de en güzelinden hani bebekler gibi olanından. Uyumayan bir tek benim. Ve gecenin bu saatinde sevdası yüreğinde büyüyen. Bütün bir kentten daha […]
TARİHTE AKIL VE ALMAN İDEOLOJİSİ ÜZERİNE BAKIŞ – SERHAT ÇAKIN
Ünlü Alman Filozofu Hegel’ in en önemli yapıtlarından biri olan Tarihte Akıl ( Die Vernuft an der Geschichte), tarihin nasıl ve ne amaçla yazılması gerektiğini anlatan, insanlık tarihine felsefi açıdan yaklaşan bir yapıttır. Bu yapıtta Hegel, bir yandan kendi felsefi görüşü olan diyalektik idealizmini tarihe uygularken; diğer yandan da tarihin nasıl anlatılması gerektiğini ve geçmişte […]
Midas’ın Eli Dokunmuş Kadar Varaklı Aşık ve Kayıp Şehir Eldorado – Begüm Sırmatel
Zincirleme bir kaza ile Midas’ın altın bir kuşa dokunmasıyla onu ölümlüye dönüştürmesi bir olurken, kurumuş denizi gözyaşlarıyla yıkayan kuş, civamsı altın bir denize dönüştü ve deniz de kuşa. Gökyüzünün kucak açtığı ile yüzengillerin yuvası kucaklaştı. Kuşun kanat makasları bilendikçe denizi yırttı büyük bir yaşla. Yağmur aşkın gözyaşıyla yağınca denizden yağar oldu. Altın bir kentle buluşmamız […]
ARKEOLOJİ Mİ DEDİNİZ, HEM DE TÜRKİYE’DE…GEÇMİŞİ AYDINLATIRKEN GELECEĞİNİ KARARTMAK… Deniz Çantay
‘Uygalıkların beşiği’, ‘kültür mozaiği’ gibi sıfatlarla anılan ülkemiz tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Tarih öncesinden Osmanlı’ya kadar pek çok farklı döneme ait kalıntıyı barındıran bu ülkede mağara resimlerinden, ilk konut mimarisine; kral mezarlarından Roma’nın görkemli tiyatrolarına ve çok tanrılı tapınaklarına; Ortodoks Bizans’ın kiliselerinden Selçuklu ve Osmanlı’nın ilk camilerine kadar pek çok öğeyi […]
SAHİ BU YAŞANANLAR HANGİ FALDA ÇIKABİLİRDİ Kİ ZATEN?… – Deniz Çantay
El falında geleceğimle ilgili bir sürü şey anlattıktan sonra, “Ama unutma yazgı değişken bir şeydir” dediğinde o kadına nasıl da gülmüştük. Öyle sokakta rastgele karşınıza çıkıp da “Abe at bir onluk bakayım falına” diyen sıradan çingenelerden değildi bu. Bizim ufacık şehrimizin yegâne parkının müdavimi, herkesin acıyıp eskilerini verdiği, bir kap yemek gönderdiği, nereden geldiği bilinmeyen […]
ÖLÜRSEN SEVERİM SENİ ! – Fidan Erol
Her şeyin tekrar tekrar sorgulandığı bir dönemden mi geçiyoruz yaş itibarıyle bilmem ama, “bir tatlı huzur” bulmak için ne kadar çırpınsak da nafile. Sonuca ulaşamamış düşünceler, sorunlar alıcı kuşlar gibi huzur penceremizden girip ne var ne yoksa didikleyip gidiyorlar. Ya bu havaların derdi ne ? gri suratıyla depresyon topları fırlatıyor semalardan habire. Durum böyle olunca […]
HAYDARPAŞA’YI YIKACAKLAR -Zeynep Altun
Öyle ihtiyacım var ki susmaya seninle.Gelsen şimdi ölesiye sussam yanında.Heyecanlanıyorum.Midem bulanıyor seni severken.Kafamda bir bulut hep,içinde sen olan.Ellerimle sevdiğim senmişsin gibi.Konuşsak ya saatlerce seninle.O kadar çok şey var ki sana anlatacağım.Ama biliyorum ki seni görsem hepsi sıfır kalacak yanında.Sadece sen olacaksın içimde.Bir de İstanbulumuz.Saatlerce susacağız sonra seninle dizinin dibinde aşkımızın,hayalimizin,İstanbulumuzun.Sonra zamanında sana dökülen cümlelerimi anımsatacağım. […]
AŞKIN DİLİMDE BİR NAĞME… – songül korkmaz
Yağmurlu bir sarı sonbaharda daha kalemimi elime almış olmanın verdiği dinginlikle yazacağım yazının geç kalmışlığını düşünüyorum. Bu hatrıma geldikçe de içten içe tüm türkülere karşı mahcup oluyorum. Nasıl diyorum bunca güzel türkü yazılmışken ben onlara iki satır yazı yazmam. Ve başlıyorum dilimde mırıldandıklarımın kalbime zuhur edişini kalemime dökmeye. Ne yazsam da işin ucundan tutsam diye […]
11.YÜZYILDAN GÜNÜMÜZE – DENİZ ÇANTAY
Sadece bilmesi gereken bir avuç insanın tanıdığı bir figürüm ben…Hani akademisyenler ve az sayıdaki tarih meraklısı gibi. Oysa her gün yüzlerce kişinin ziyaret ettiği Ayasofya’da, üst galerinin güneydoğu ucundaki mozaikten sürekli bakıyorum sizlere, hem de taa 11.yüzyıldan beri…Osmanlı’nın Hürrem’i kadar ünlü değilim tabii, daha ne bir romana konu olabildim, ne de bir televizyon dizisine. Oysa, […]
İnsan Yıkıcılığının Kökenine İnen Bir İzlek Demirciler Çarşısı Cinayetinden Ortadoğu’nun Sokaklarına Projektör Tutmak – Mehmet Özgür Ersan
Gençliğimin en sarsıcı kitabıydı. Dün, bugün, belki de yarın bile devam edecek olan kan davası olgusu işleniyordu. İşlenirken sadece bu insanlık dışı törenin, cinayetlerin hasımlarını değil, buna alet olmak zorunda kalan ve çevresinde bundan etkilenen insanların hayat hikâyeleri de ele alınıyordu. Uzun zaman etkisi kaybolmayan bu kitabın tesiri hala sarsıcı bir şekilde hafızamda.1974 yılında kaleme […]
AŞK ÜZERİNE – ALİCAN ÇALIŞKAN
Dil açısından yüzlerce farklı şekilde ifade edilebilen fakat dudakların tek şekil üzerinde mutabık kaldığı,soyutluğun da ötesinde fakat bir o kadar da evrensel bir kavramdan söz etmek mümkün.Kimi- lerinin yaşamın kaynağı ve yegane gayesi olarak kabul ettiği bu olgu,binlerce farklı tanımla sabit kılınmak istense de bunda pek de başarılı olunduğu söylenemez.Bunun sebebi görecelilik midir yoksa soyutluğun […]
MASUM ÇOCUKLAR ANSİKLOPEDİSİ – Nadir Özcan
‘Uzak’ bir şiiri,sakladın sandıklara…Masum Çocuklar Ansiklopedisi.Büyümüş, kirlenmiş,kirletilmiş. Mısır tarlalarının yanından yürüyor,sakalı uzamış,başında ‘öteki’ Sonra orta yaşını geçmiş bir adam,tarlaları gösteriyor;evin tül perdesinde mum ışığı ve rüzgar.Buralar güzel, diyor;yemyeşil olur yakında… Ölmüş gibi gelmiyor,kitabı yarısında hala bekletiliyor;kaybediyor okuduklarını,sonra zamanı… Esneklik halinde. Bembeyaz oluyor çiçek yaşlıları…Tek başına kalınca anlıyorsun,hüzün olağan bir durum oluyor. Kıymetli uykular dilsiz ulaklar… […]
Son Yorumlar