Yıldızların değişmez
Karanlıkları
Koyu mavi derindir
Kişinin mutsuzluğu
Kamaşmaların hüznünden
Hiçbir dünya nimeti
Yüreğimi ferahlatamaz
Senin göğünden taşan
O evlerin
Yıkık duvarlarındandır
Benim yüreğim
Sessizce akan hiçliğin
Yiyip gitmeyen
Karanlıkta
Hüzünlü uyanışlar
Kötü yanını gördüm
Yaşamın daralmış
Şırıldayan ırmaktı
Kurumuş yaprağın
Yıkılmış atın
İyilik nedir bilmeden
Yaşayıp
Gitmesiydi
Uyuşukluğunda
Bir heykel gibi
Lodos dövüyor
Eski duvarlar gibi
Gülüşünü
Yankısı şen değil artık
Sen yalnızsın burada
Bu karanlıkta uğulduyor
Her şey
Dalga bensem bilmiyorum
Kimin gelip kimin geçtiğini
Omuzlarımda hiçlik
Ardımda boşluk
Sarhoş
Hep aynı aldanışla
Yürüyüp gideceğim
Suskun ardına dönüp
Bakmayan sırrımla
Bozulur yaşlanır geçmiş
Bir başkasının olur
Bağışlar seni
Karanlık kuyularda yeniden
Seyretmek dallar arasından
Yürek atışını
Ağustos böceklerini
Duyumsamak hüzünlü
Şaşkınlıkla yaşamın
Acılarını izlemek
Üzerinde cam kırıkları
Olan bir duvar gibi
Bir cevap yazın