E-DERGİ 9
Yol – Barbaros İrdelmen
İnsan doğunca Başlar yaşlanmaya Uzun sanılarak çıkılır Hayat adlı kısacık yola . Yürürken susayınca durup Çeşmede bir tas su doldururken Eskiden yakışıklı bir prens olduğunu Her kurbağa zıplayıp anlatacak etrafında . Çeşmede cıvıldaşarak yıkanan Bir kaç ürkek yavru serçeden Bu sıcakta çeşmenin suyu neden serin Sormasan da anlatacaklar öğreneceksin . Karınca yükünün ağırlığından Arı, çiçeklerin […]
Kendime Not – Berrin Yelkenbiçer
Dinle; Distopik zamanların içinden geçerken ayakta kalma adına kendi ütopyalarını var etmeli ve bir süreliğine oralarda kalmalısın. Sonra istersen çıkarsın, o da istersen. İşe her konuda kendinden başla. Yaşadığın zaman boyuna değil ama enine genişledi. Aynı boyutta daha geniş bir yolda ilerliyorsun. Ne çok şey yapıyorken bütün o şeylerin zamanı aniden boşa çıkıverdi. Artık o […]
Önceleri – Aziz Nayır
Önceleri bir sesin yansısına benziyordu halkalı salınımı suya atılmış taşın kurumuş yapraklarla biliniyordu mevsim arabında kalmıştık bir fotoğrafın . unutmak sıradandı en güzel anıları sayrıya dönüştü sonra göçü kırılmış kuşlar gibiydik . kopkoyu kırmızıya simsiyah grafiti sessizce izliyordu çocuklar . üçüncü hamur kağıtlara yazıyorduk nicedir yarım kalmış sözlerimizi tam geliş saatleriniz . ansızın geceye düşen […]
Yeşil Mendil – Cihangir Boz
Her zamanki yollardan, her zamanki magruslarla görev yaptığım beldede indim. Yıllarca doğunun köylerinde görev yaptıktan sonra tayinim bu şirin, güzel ve zengin kasabaya çıkmıştı. Tezek kokuları yerine baygın ıhlamur kokuları; Minik derelerin kenarında hasbel kader uzayan iki üç kavak ağacı ile soğuk kış günleri çıplak kalan söğüt ağaçları yerine, kızıl çamlar, palamutlar, gürgenlerle dolu orman […]
Dişi Bir Sözlükten Tercüme – Rıdvan Yıldız
Dişi bir sözlükte başlıyor annelik ağrıları Sonra yarısı sencil oluyor kadının Eli silahlı bir erkeklik hangi kütüphaneye sığar? . Hukuku öldürünce kaç matem düşer gözlerinin nişanında Hem de bile bile sokak ortasında Soldurdular saçlarını Hayatın perdesi kapandı gözlerinde Kimse ölmedi açlıktan Kimse gülmedi Kimse bilmedi Kimse sormadı Yara nerde diye Derinlerde çürüyor içimin çiçekleri . […]
Ve Raks Başlıyor – Zeynel Kürkçü
Susuyor şehir Ne gürültüsü kalıyor Ne de görüntüsü Süzülüp gidiyor cam buğusunda Kayboluyor siluetler birer birer Tanınmıyor insanlar . Duruyor akmıyor Yağmur tutmayan çılgın nehir Durgunlaşıyor her şey . Nice zamandır vuslat bekleyen İki can kalıyor bir başlarına Gecenin şehrin tam ortasında . Derken, bir yıldız kayıyor Işıldıyor hasretin karanlığı İnce bir çisilti eşliğinde kavuşma […]
Tül – Edip Çakı
Kıyısına sığınıp esir bir nehrin, eteklerinde geziniyor gözlerin Sen bir sırrın el değmemiş tazeliğini taşırken içinde Dışında sen kokan bir zaman doğururken ölü cümleler Adı sende açan bir çocukluk büyütüyorum beşiğinde Saçlarının rüzgâr kokusuna varmak için kaç şiir Kaç gençlik hayali birikir de parmak uçlarımda Ben ise solgun bulutları emziriyorum durmadan Sen bir şehrin dil […]
Bir Güreş Minderidir Hayat – Yasemin Evren
Üzerinde küçüklü büyüklü karşılaşmaların olduğu. Kendi adaleti kendi içinde bir güreş minderi. Ama mantıklı, ama mantıksız. Tuş olmak, oyunun sonudur yenilen için. Hak etse de etmese de…Kural uygulanırsa, aynı kiloda olanlar güreşir minderde. “Uygulanırsa” dedim bak, tırnak içinde. Her zaman kurallara uygun mu güreşilir dersiniz? Hele de hayat minderinde. Yok. Kazın ayağı başkadır bu minderde. Bu minder […]
Palaçinka – Öznur Unat
Rus lokantasını çok severim. Sarı votka içerim her seferinde. Babam evde limon kabuğu, karabiber ve meyan kökü katarak kendi yaparmış. Yani annem öyle anlatırdı işte. Gide gele müdavimi oldum buranın. Her seferinde aynı masaya otururum. En sevdiğim dostlarımla ya da tek başıma fark etmez, nasıl gittiğimin hiç önemi yoktur. O masaya oturduğumda hissettiğim yegâne duygunun […]
Bezelye Üstü Pilav ve Taze Yoğurt – Hüseyin Çağırgan
Her sabah gibi o sabah da erkenden uyandı. Yatağını topladı. Banyoda elini yüzünü yıkadı. Mutfağa gidip çayı koydu. Ekmekleri dilimledi. Tost makinesine bir bir yerleştirdi. Buzdolabından peyniri, tereyağını, kendi elleriyle yaptığı ayva reçelini çıkardı. Yumurtayı bu sabah yağda yapacaktı. Kocası Murat yumurtayı en çok omlet şeklinde severdi. Masayı donatıp çayı demledikten sonra yatak odasına gitti. […]
Çalar Saat – A.Mehtap Sağocak
Sabahları hep kendim uyandım ben. Başucu saatimin ilk çalışında gözümü açıp, hiç oyalanmadan yataktan çıkma alışkanlığım vardır, çocukluğumdan, ilkokul günlerimden beri. Annemin beni uyandırmak zorunda kaldığı, nazlandığım ya da geç kaldığım zamanlar çok enderdir. Okula gitmeyi de hep sevdim, sonuna kadar da sürdürdüm öğrenciliğimi, ta doktoraya değin… İş yaşamında da, üniversitedeki görevime, derslerime giderken de […]
Biz Küçüktük Dünya da Öyle – Pelin Gezeryel
Sıkıcı ve hayli yorucu bir iş gününün ardından gece, çocukları yataklarına yatırıp, ben de yattığım yeri beğenmiştim. Çok geçmeden de uykuya dalmıştım. …. İçeriden; radyodan, alaturka şarkıların ezgileri geliyordu. Peşi sıra, annem sesleniyordu. “Selin, Gülbin, haydi kalkın. Sabah oldu. Okula geç kalacaksınız!” Annem!… Evet annemindi o ses… Bize sesleniyordu! Gözlerimi yavaşça açıyorum. Odamdayım. Ama, […]
Ayrılık Şarkısı – Esra Sungun
Kedi desenli çay fincanım elimde, yarı oturur şekilde uzanmıştım yumuşak yastıklarla dolu köşe koltuğuma. Üzerimde uzun yamalı bir hırka, içinde, beyaz derin V yaka bir tişört, altımda da yine kedi desenli yer yer diz yapmış bir pijama vardı. Bir de pembe çizgili, uzunca, tüylü çoraplar. Bu kıyafet modeli her ayrılık acısı yaşayan kadının üzerinde olmalı […]
Son Yorumlar