E-DERGİ 9
Dört Ayak – Orkan Sancarbarlaz
Çocukken üst komşum Hikmet amca vardı. Şekerleme yemeyi çok severdi. O kadar severdi ki evinde her çekmecede şekerleme vardı. Karısı Hacer Hanım şekerlemelerden nefret eder hatta tüm tatlı şeylerden nefret ederdi. Sevdiği tek şekerli bir şey vardı o da kesme şeker. Onu da çayına atmaz, atanla da arkadaş olmazdı. Çünkü çayda şekerin uğursuzluk getirdiğine inanırdı. […]
Atlas – Seval Karakoyun
Ne içi göğe ne dışı göğe Bilgisizlik ve eminlik el ele Geceler birikerek hayretle senelere döndü Vakitler çarşafta kıvrılıp sorulara soyundu Olmayanın varışı nereye? Dâhil olmanın zamanı kollanırken Koşuşlar dört duvar arasından kaçamıyor Tanrı’nın bilgisinden de ipucu koparılmıyordu. Bu kadar azdan daha mı az yürüyeceğiz kâinatı Salınırken uzaylarca gök küreler Zerresinde bir miskal kazık çakmak […]
Hislerin Yansıması – Büşra Çelik
“Yaşam bir tiyatro sahnesi ve insanlar da bu sahne de oynayan birer oyuncu.” diyen Shakespeare ne kadar da haklı… Kurgu dünyasında olduğu gibi gerçek yaşamda da birçok karakter var. Çevremize baktığımız da farklı kişilik özelliklerine sahip insanlarla karşılaşmıyor muyuz? Ya da hepimiz aynı özelliklere mi sahibiz? Kimi sadece mantığıyla; kimi ise duygularıyla, hisleriyle hareket ediyor. […]
Yağmurla Gelen – Selçuk Karadağ
Genç kadın yağmurun altında yürürken dinlediği şarkı adımlarıyla uyumluydu; Anima; Yağmurla gelen… Trene yetişmesi için vakit azdı; o yüzden adımlarını hızlandırdı. Bir silüetle çarpıştı ancak dönüp bakmadı bile; treni kaçırmamalıydı. Gara geldiginde saat 13.57 idi. Koşar adımlarla onu bu şehirden götürecek trene bindi. Saat 14.00’da metalik bir ses duyuldu ve tren harekete geçti. “Sonunda” dedi, […]
Alın Yazım (Gürel Sürücü) – Serhat Çakın
Alın Yazım, yeni yazılmış, okuyucuyla yeni buluşmuş olan ‘’Cankurtaran’’ adlı birbirinden ilginç ve güzel öykülerin bulunduğu bir kitabın içinde yer alan en güzel öykülerden birisidir. Öykü, kısa olmakla birlikte sürükleyici ve çarpıcı bir özelliğe sahiptir. Bu öyküyü diğerlerinden ayıran en önemli özelliği ise, insan sevgisinin ve insancıl duyguların en zor şartlar altında bile yaşadığını ve […]
Ateşin Şarkısını Duyuyor musun? – Özge Angi
Ateşin Şarkısı – Tess Gerritsen – Martı Yayınları Hiç, bir kitabın satırları tanıdık gelip, içinde kayboldunuz mu? Benim için Tess Gerritsen’in Ateşin Şarkısı kitabını okumak tam da böyle bir deneyim oldu. Öncelikle belirtmeliyim ki tıbbi gerilim kraliçesi olarak tanıdığımız yazarın bu kitabı kesinlikle alışılmış kitaplarının dışında kalıyor. Doktor olarak tanıdığımız yazarın bu kitapla müzisyen yanını […]
Kıyıya Vurmuş Hayaller -Muhammed Şen
Kıyıya vurmuş bir hayal daha Neden ben Sorusunu soruyor kendine Sessiz ve ıslak ıslak Diğerlerine bakıyor öylece Hepsi umudun peşinde Bile bile yanlışı göze alan Körü körüne inanılan yalan parçaları . Kim bilir nasıl fırtınalar koparıyor Körü körüne inanılmış bedenlerde Kim bilir nasıl bileniyor içinde Kaybolan güvene . Her hayalin bir gerçeği olur işte Kimisi […]
Temmuz – Gülşah Babayiğit
Sevgili babamın anısına Bir tek Temmuz’u sevmem ben Rutubet kokar burnuma En loş sonbahardan bile bulanıktır gözümde En ayaz kış gününden bile çok üşütür beni Zemherinin bozduğu kabuslarımın gerçek oluşudur Temmuz Hep sızlatır burnumun direğini Başı da sonu da yalnızlıktır. Ayrılıktır tek hatırlattığı Bir ömür dinmeyecek hasrettir Temmuz
Zekânın Uşaklığı – Dilek İşcen Akışık
Zekâ mı karakterin uşağı yoksa karakter mi zekânın uşağıdır? Bana göre, zekâ karakterin uşağı, dolayısıyla ön planda olan karakter. İyi huylu, dürüst bir insanın emrinde çalışan zekâ tabii ki olumlu yönde hizmet verir, hatta başkalarının da iyiliğini hiçbir zaman göz ardı etmez. Tam tersi de söz konusu olabilir, zeki bir kişi hırsızlık, dolandırıcılık da yapabilir, […]
Tutsak – Huri Deniz
Odanın kapısını kapattı ayakkabısını giydi ağlayan sesi duymadan binayı terk etti. Kulağını kapadığı o sesin kendi karanlığındaki son ses olacağını hiç düşünmedi. Hastanenin bahçesinde ağzını kocaman açmış annesinden yemek bekleyen kuşa daldı. Pencerede onu izleyen hemşireye ‘iyiyim’ der gibi kafasını salladı. Kendi durumunu düşündü hayatı boyunca hep aç kalmıştı, hiç olmadığı birini yaşadı. Yağmur yağmaya […]
Segah Makamında Topal Kedi Tragedyası – Esra Şenyüz
“Acımak, kanunun erdemidir” Shakespeare ölüme nefes biriktiriyorum, büyütüyorum hızlansın o içimdeki korkunç ve uzun hayat denen kutsal gerçeklik çabuk geçsin artık yorgun istasyonlarımı silik yüzleriyle kandıklarım bilin ki suskun bir çağın kuyusundayım kaygısız bir zaman dilimi, dilimi acıtıyor hep aynı kelimede ruhsuzluğu insan soyunun aynı umursamazlığa soyunuşu kertenkeleler gibi kuyruk bırakıyoruz sonra yenisi çıkıyor nasıl […]
Yarım – Reyyan Daçe
O gece evden iki yarım olarak çıktı kadın. Bir yarısı kendisiydi, soluğunun son çabasında attı kendini dışarı; diğer yarısı yarım bıraktığı adamın kalbiydi, onu ne yapacağını bilememenin telaşıyla pamuklara sararak elinde çıkardı. Çıkarken koşmaya başladı; merdivenleri ikişer mi üçer mi indi, merdivenler gerçekten var mıydı, hangi apartmanın kaçıncı katından indiğini bilmeden attı kendini sokak kapısından […]
Kelebek Çobanı – Sevim Demiröz
Cebine tıkıştırdığı kuşları üşüyenlerden, Kalemi sadece aşkı yazan şairlere varana kadar, Kelimeleri doğrayıp şiirleri çoğaltan ne kadar kelebek çobanı varsa- (iyi ki) hepsinin mayın tarlalarında gezdim. Buydu beni sarhoş eden belki de, senin için… Annemin çocukken oynadığı bahçelerden yol geçti, Benim üzerime asfalt döktüler. Benim üzerime resmi evrak nişanesi, Benim üzerime asla ayaklarımı barındırmayacak silah […]
Son Yorumlar