kalbim acır ölmek değil
öldürülmek dokunur insana
mamağın varoşlarında
dövüşüyor gibisin hala
zifiri bir karanlık yağıyor üstüne
öleceksin erik dallarından
çiçek fışkırdığını bile bile
ellerini ellerimin üstüne koyuversen
yapraklar dökülmeseler çocuk
yorgun ankara akasyaları
kaskatı kesilmese
gözlerim senin külrengi yalnızlığını
bilmeseler
yapraklar dökülmeseler
su var ya su yeryüzünü
bırakıp gitmese
geceleri kırılmış camlar kadar mahsun
ve umutsuz bakmasa gözlerin
yalnız olmadığımızı bilsen
unutsa gidişini
insan canında geçebilir
bu kadar gençken
bu şehrin yağmurunu
yinede bilirsin sen
mamağın kesif soğuğunu
yürekten göğüs geçirir gibi
suyun ağlamasını seyrettim
dün güven parkta
gözlerimin yaşarmasını
hıçkırmasını annenin
acımsı gecelere inat
maviliğe değdiğini bir görsen
ankara’nın
sungurlu’da toplanan kalabalığın
güzelliğini
kardeşim delik deşik gövdenle
ölümü denir sana
bir kahramanın ölüsü
biliyorum halkın gönlünde
iş ekmek özgürlük tutkususun
bir kaynak işçisinin mavi gömleğiyle
yarattığı yeni dünya düşüsün
namusken gidişin halkın gözünde
yaşamaktasın geniş merasisiz cömert
yüreğinde bu halkın
mehmet özgür ersan 15-16 Haziran 2013 Ankara ( Mamak – Güvenpark –Batıkent- Sungurlu)
Bir cevap yazın