Kendimi hep bir frambuazlı çikolata gibi hayal ederdim,
Hayalin tam ortasında annemin sesi kulaklarımda çınlardı.
Sonra geceye meydan okuyan müezzinin sesini duyardım,
Yüzlerce kez onun adını tekrarlar ellerimi yüzüme sürerdim.
Bütün peygamberler de her gece merhamet arardım,
Meryem’in gözyaşlarıyla yüzümü yıkardım.
Kadın oluşunun tokatını oda defalarca yemişti elbette,
Anlardı beni o yüzden.
Nereye dönsem acı!
Saçlarımın ucuncan dökülüyor yeryüzüne.
Damlalarla kana bulanıyor dünya.
Herkes lanet ediyor bana.
Binlerce kez denizde yıkansam da tuzu yakıp kavursa bedenimi ,
Sonra Venüs gibi deniz kabuğunun içine saklansam
Hiç planda yokken hayata yeniden dahil olsam
Kızıl saçlarımla laleleri öpsem,
Aşkı yeniden bir halatla kendime çeker miyim?
Acılarım bile çiçek kokar benim,
Pembe çiçekler açar ruhumda her bahar.
Kahve serperim ruhumun bahçelerine,
Bütün falcılar dillenip onu anlatır bana..
Bir cevap yazın