İnsan sosyal bir varlıktır.
Günümüzde insan ilişkilerinin zayıflamasının sorumluluğunu dijital teknolojilere yükleyerek bu sorumluluktan kaçsak da, sonuçları bakımından istesek de istemesek de birbirimize ihtiyacımız var. Özellikle sosyal medya üzerinden sistematik biçimde durmadan pompalanan, hepimizin zaman zaman alet olduğu ve insanı bireyselliğe iten “kişisel gelişim” adı altında yapılan yayınlar, aramıza duvarlar ördü, insani değerlerden uzaklaşmaya başladık.
Birbirimize karşı giderek daha kırıcı ve acımasız olduk. Günlük yaşamda yolda görüp birbirimize yüzümüzü çevirirken, sosyal medyada daha kalabalık görünmek adına aynı kişilerle “takip”leşmeye başlamamızın anlamını ise açıklayamıyoruz.
Bir gariplik var, evet.
Daha da garibi ise, bu garipliğin giderek normalleşmeye başlaması.
Sanal dünyada etkileşimlerimizi ne kadar artırmaya çalışıyorsak, günlük yaşamda o kadar birbirimize tahammül edemiyoruz. Giderek yalnızlaşıyoruz ve huzuru yalnızlıkta arıyoruz. Birbirimize ihtiyacımız olmadığını düşündükçe kalp kırmaktan, gönül incitmekten de rahatsız olmamaya başladık ne yazık ki. Oysaki Yunus Emre ne demişti? Hatırlayalım:
“Gönül
Çalab’ın tahtı. Çalap gönüle baktı.
İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise.”
Hepimizin birbirimize ihtiyacı var. Sevinci, kederi, mutluluğu, hüznü birlikte yaşamamız gerekir. Gerçek huzuru yakalayabilmemiz için de yıkıcı değil barışçı olmalıyız, birleştirici olmalıyız, birbirimizin kıymetini bilmeliyiz. Kırdıysak af dilemeli, kırıldıysak affetmeliyiz. Hoşgörü, incelik, nezaket, kadirşinaslık gibi kavramları yeniden hatırlamaya başladıkça, birbirimizin gönüllerine girmeye gayret ettikçe ve bunu başardıkça mutlu da olacağız, huzuru da yakalayacağız.
Mutluluğu bireysel hazlarda değil, başka bir insanı mutlu etmede aramalıyız. Bir yetim sevindirmek, nedensiz bir iyilik yapmak, birinin yüzünde bir gülümseme olmak gönüller kazandırır. Mevlana’nın söylediği gibi; “Her yerde olmak gibi bir duan varsa, gönüllere gir; çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar.” Beklentiye girmeden, koşulsuzca birbirimizi sevdikçe, kırmak yerine gönül kazandıkça huzur da mutluluk da artar, çoğalır.
Bir cevap yazın